Ayasofya ve Topkapı Sarayı’na birkaç adım uzaktaki Deraliye Restaurant, Sultanahmet Meydanı’na açılan büyük bir kapı. Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yapılarından biri olan eski Defterdarlık Binası’nda hizmet veren restaurant, İstanbul’un kırk isminden biri olan ve yüce kapı anlamını taşıyan Deraliye, konuklarını saray mutfağının lezzetleri eşliğinde tarihi bir serüvene çıkartıyor.
Yemek.com olarak konuğu olduğumuz ve Kanuni Sultan Süleyman dönemi yemeklerinin tarihi zenginliğini damağımızda hissettiğimiz çekimde Osmanlı mutfağının derlendiği Deraliye Restaurant tariflerini, genç aşçıbaşı Uğur Kuş’tan sizler için aldık.
Sultanahmet Cami’ne yürüme mesafesinde tarihi yarımadada yer alan restoran, Osmanlı Mutfağı lezzetlerini günümüzde de tadabileceğiniz nadir yerlerden. Padişahların yemek zevki hakkında bilgi sahibi olabileceğiniz bu yolculukta Orta Asya’dan, İran ve Acem Mutfağı’na ve Anadolu’dan Balkanlara uzanan bir kültür söz konusu.
Kış menüsünde, dünyayı yöneten bir imparator Kanuni Sultan Süleyman dönemi yemeklerine yer veren Deraliye Restaurant, reçeteleri 1539 yılı Kasım ayında Edirne Sarayı’nda Kanuni’nin oğulları Şehzade Beyazid ve Şehzade Cihangir’in sünnet düğününe ait “Bir Ziyafet Defteri” isimli kitabın kayıtlarından faydalanılarak oluşturulmuş. Aslına uygun malzeme ve tekniklerle hazırlanılan yemekler, günümüz beslenme alışkanlıkları göz önünde tutularak yorumlanmış.
Sarayda yaşayan padişahlar, sultanlar, şehzadeler, vezirler, valideler ve konuklara sunmak üzere Matbah-ı Amire’de (saray mutfağı) pişen tencere yemekleri, dolmalar, fırında kuzu etleri, helvalar ve şerbetlerden oluşan bir seçki bugün Deraliye Mutfağı’nda yaşatılıyor.
Tarihe tanıklık etmiş yemekleri püf noktalarıyla birlikte aşçıbaşından dinlediğimiz kuzu gerdan etinden yapılan ve erik sosuyla sunulan Gerdaniye, kıyma, badem, antep fıstığı, kuş üzümü, biberiye ve çeşitli baharatlarla doldurulmuş bir çeşit içli köfte Arefe Köftesi, ıspanaklı ve çeşitli peynirlerle doldurulmuş el açması mantı Ispanaklı Piruhi, Pekmezli Ayva Dolması, Bademli Levrek, ağızda harika bir tat bırakan Badem Çorbası, sebzelerle birlikte balık suyunda pişen Kariye Pilaki ve toz şekerli badem helvası Levzine, Osmanlı mutfak kültürü ve padişahların ağız tadının ne kadar gelişmiş olduğunu gösteriyor.
Tatlı-tuzlu, acı-ekşi uyumuna örnek olan Mahmudiye (ballı, limonlu, baharatlı köy tavuğu) ve Mutancana (güveçte ballı, kuru kayısılı, arpacık soğanlı kuzu eti), Kavun Dolması, Ballı Gemici Böreği yanı sıra vejetaryen konuklar için menüde yer alan Boran-i Hassa (sarımsaklı ve yoğurtlu ıspanak boranisi), Pırasa Kalyesi (dereotlu, nohut, pirinç, soğan ve yumurtalı pırasa), Yumurtalı Pazı hafif tatlardan.
Tarih ve lezzet düşkünlerini heyecanlandıracak diğer bir detay ise Deraliye Restaurant’ın menüsünün bahar aylarında yenilenecek olması. Fetih temalı Fatih Sultan Mehmet dönemi saray mutfağı yemekleri için mutfakta şimdiden hummalı bir çalışma var.
Tarihi zenginliği damakta hissetmek, padişahlara sunulan özende hazırlanan birbirinden çeşnili yemeklerin tadına bakmak ve Osmanlı kültürünü tarihi yarımadada iliklerinize kadar hissetmek için Deraliye Restaurant, Osmanlı Mutfağının yeni nesil temsilcilerinden.
Yorumlar
0