2014un-en-iyi-yeni-mekanlari-1

Bilmeyen Kalmasın: 2014'ün En İyi Çıkış Yapan 14 Yeni Mekanı

Favorilerime
Ekle

Yavaş yavaş yeni yıla yaklaşırken, "nerede nasıl gireceğiz, ne giyeceğiz” diye telaşa düşmüşken 2014’ü de unutmamak lazım. Hangi mekanların müdavimi olundu, hangileri şöhretine şöhret kattı, hangi mekanlar açıldı hatırlamakta fayda var. İnternette bir sürü almanak görmeye başlamışsınızdır. Bu bir klişe ama klişeleri seviyoruz.

Yeni yıla girilecek mekanları ve 2014'ün en iyi kafelerini seçtik şimdi sıra 2014’ün en iyi yeni mekanlarında.

Buyruuun.

Uzayda hissettirir: Kozmonot Pub

Yılın ilk zamanlarında Karaköy’den gelen "yeni mekan” haberleri, yılın sonuna doğru Topağacı’ndan gelmeye başladı. M.O.C., Sunday, Union 22, 400 Derece, Mahalle ve daha çok yeni olmasına rağmen ses getiren Kozmonot Pub.

40’a yakın Avrupa birasından ve leziz kokteyllerinden içebileceğiniz, bunun yanında şarküteri tabağından, kızartmasından, hamburgerinden yararlanabileceğiniz bir mekan.

İsminden anlaşılacağı gibi mekanın teması uzay. Bir pub için yeterince orijinal bir tema. Her köşesinde çekip paylaşmak isteyeceğiniz bir dolu fotoğraf var.

İş çıkışlarınızı, Cuma-Cumartesi gecelerinizi değerlendirebileceğiniz Kozmonot’ta, yer bulabilirseniz şanlısınız.

Kozmonot adres: Prof. Dr. Müfide Küley Sok No:9 Teşvikiye Mh., Şişli, İstanbul

"Her" zaman farklıdır: ANY

Hep derdik Arnavutköy gibi hoş tatlı bir yerde meyhane hariç eli yüzü düzgün bir yer yok. Oturalım kahvemizi içelim, saatlerce sohbet edelim… Bu sebeple Bebek’e doğru kaymışlığımız çok.

Ama ANY ile bu sitemlerimize, bu mızmızlığımıza bir son verdik. Çünkü kendisi Arnavutköy’de yapmak istediğimiz her şeye yanıt veriyor; kitap yanında kahveye, arkadaşlarla çene çalacağımız leziz bir öğle yemeğine, pazar günleri huzurlu bir kahvaltıya, akşam sevgiliyle içilecek kokteyle, manzarasına doyamayacağımız bir terasa, DJ ile kulağa iyi gelecek müzik dinlemeye…

Bir geldi pir geldi anlayacağınız.

ANY adres: Arnavutköy Bebek Caddesi No:71/A (Arnavutköy İskelesi'nin karşısında), İstanbul

Bisiklet meftunlarına iyi gelir: Colonie

2014’te açılan Karaköy mekanlarının haddi hesabı yok. Coffee Sapiens, Pim, Dandin, Gakkı, Mahalo Coffee Shop, Bi Nevi… Söz konusu Karaköy olunca bu mekanlar uzar gider ama biz düşündük taşındık bu listeye en yakışan mekanın Colonie olduğuna karar verdik. E işin içinde Topazcılar varsa bir saygı duruşu gerekir.

Mekan sade ama bir o kadar şık olmaktan yıkılıyor. Dekorasyonu tasarım dehası Koray Özgen’den. Asıl bizi kalbimizden vuran detay ise kapısındaki bisiklet parkı ve köpek kedinizle mekana özgürce girebilmeniz.

Menüde odun fırınından çıkan pizzadan, risottoya, deniz ürünlerine kadar birçok seçenek bulabilirsiniz. Gece ise durmak yok! İyi müziğin yanında içebileceğiniz leziz kokteyller var.

Colonie adres: Kemankeş Caddesi 87/A Karaköy, İstanbul

Enerji doldurur: NaN

Şişhane Meydanı’na yakışır bir mekan. Hadi sözcüklerden korkmayalım: Bence Şişhane’deki gidilesi en iyi mekan. Big Chefs’e epey yakın.

Arkadaşlarınızla iş çıkışı bütün günün yorgunluğunu atacağınız bir yer mi lazım? Biraz meyhane gibi olsun ama sizi de yoracak bir şey olmasın istiyorsanız burası tam size göre.

İçkinizin yanına gidecek perfecto bar menüsüne sahip. İçinde mini burger, çıtır piliç, kadayıfa sarılı karides shot, zeytin pane gibi birçok seçenek var. Gündüz kahvenizi yudumlayabileceğiniz bir kafe, akşam keyifli ve leziz yemeklere sahip bir restoran, gece de canlı müzik ve dj performanslarıyla eğlenceli bir mekana dönüşen NaN kesinlikle gidilesi bir mekan.

NaN adres: Evliya Çelebi Mahallesi Meşrutiyet Sokak No: 102/A, İstanbul

Hayallere daldırır: NOPA

Gün geçmiyor ki açılan bir restoran; tasarımında harikalar yaratmasın, şıklığından dem vurmasın, ağzımızı açık bırakmasın, bize hayaller kurdurtmasın! İşte NOPA, mekana girdiğimizde o tokadı bize atanların başında geliyor. Mekan o kadar şık ki giydiğiniz kıyafeti size birkaç kez sorgulatıyor. Ama kesinlikle burnu havada bir yer değil, samimi.

Risotto, steak, hamburger, schinitzel gbi lunch menüsüne sahip olsa da bizce buranın keyfi akşam çıkar.
Bir de öyle bir şarap menüsüne sahip ki İstanbul’daki birçok şarapevine bin basar... California, Şili, Fransa, İtalya gibi birçok yerden gelen şarapların yanında yerli şaraplar da var.

NOPA adres: Teşvikiye Caddesi Atiye Sokak No:6 Şişli, İstanbul

Romantizmi kalbinden vurur: Fumée

Manzarasıyla yemekleriyle bizi darmaduman eden bir başka mekandayız şimdi, Fumée’de. Kuruçeşme’de kahvaltısından vazgeçemediğimiz Aşşk Kahve’nin üst komuşusu. Ambiyans ve manzarasından olacak ki şimdiden romantik çiftlerin vazgeçilmezi oldu.

Izgara ahtapot, kestaneli siyah pirinç, ızgara bebek kalamar, ördek confit, erikli kuzu, füme somon menüde dili damağa yapıştıran lezzetlerden. Öyle kalıcı bir menüye sahip değil. Mevsimden mevsime göre değişiyor.

Fumée adres: Muallim Naci Cad. No:64 D Kuruçeşme, İstanbul

Geçmişe yeniden bakar: Neolokal

Neolokal, bir restorandan çok köklerine ve o köklerin zengin kaynaklarına bir saygı duruşu. Geleneksel lezzetleri günümüze uyarlayan mekan yemekleriyle her duyumuza hitap ediyor.

Sayfalarca uzayıp giden bir menüye sahip değil, az ama enfes. Kuzu ve pancar borani, minekop, ördek sosis, katmerli dana tirit, palamut menüdeki ana yemek çeşitleri. Çıtır kabak tatlısı ise yemek üstüne giden favori tatlımız.

Karaköy’de Bankalar Caddesi’nde yer alan mekanın müthiş de bir tarihi yarım ada manzarası var. Bir de söylemeden geçemeyeceğim; mekanın web sayfasında görebileceğiniz minimalizmin dibine vuran yemek fotoğrafları var.

Neolokal adres: SALT Galata, Bankalar Caddesi, Karaköy 34420, İstanbul

Ev sıcaklığını yaşatır: La Petite Maison

Paris, Londra ve Dubai’den sonra bize de uğradığı için pek mutluyuz.

Menüye Akdeniz ve Fransız mutfağı hakim. Limon yağında ince dilimlenmiş ahtapot, zeytinyağında ılık karides, deniz tarağı carpaccio gibi hem havasından geçilmeyen hem de lezzetli yemekleri var.

Şömine aşkına! Mekanın sizi yakıp kavuracak büyüklükte bir şöminesi var. Yanı başında da oturup yayılabileceğiniz rahat koltuklar.

La Petite Maison adres: Maçka Cad. No:33 B (Teşvikiye Cad), İstanbul

Uzun soluklu keyiflendirir: Noi İstanbul

Noi bildiğiniz gibi Backyard Etiler’in yeni konsepti. Mekanın en büyük hedefi yemekleriyle, sunumlarıyla gelen herkese gastronomik bir deneyim yaşatmak. Sağ olsun bir güzel de yaşatıyor gerçekten.

Mekanın öyle tatlı bir kış bahçesi var ki; sanki kendi villamın arka bahçesinde oturmuşum (hayaller) kendi yaptığım sakız kabak rigatoni’yi (hayaller) güzel müzik eşliğinde mideye indiriyormuşum.

Bence karanlık bastırmadan sabah ya da öyle saatlerinde gitmekte fayda var. Hem kalabalıktan kaçıp bahçenin keyfini sürersin hem de manzaranın tadını çıkarırsın.

Bu yüzden Noi’nin kahvaltısından bahsedelim: Çeşme’den tuzlu lor, Erzurum tulum peyniri, Çanakkale keçi peyniri, marine yerel zeytinler, süzme bal, Noi reçelleri, salkım domates kahvaltıda gelen yöresel ürünlerden birkaçı.

Yanına bir de Noi pancake aldınız mı o günden daha fazla ne isteyebilirsiniz ki!

Gerekli bilgi: Noi İtalyanca’da “biz” demekmiş.

Noi adres: Otlukbeli Cad. Bebeköy Sok. No:4 Etiler, İstanbul

Çayı yeniden keşfeder: Dem

Dem Bebek - Fotoğraf: Pınar Lauridsen

Dem Bebek - Fotoğraf: Pınar Lauridsen

Karaköy'ü mesken bellememizin sebeplerinden biridir Dem. Şimdi de güzel deniz manzarasının dışında Bebek’e gitmemiz için bir bahane oldu.

Burada ne yenilir ne içilir muhabbetine girmeden önce mekanın tasarımından bahsetmek istiyorum: Her köşe ayrı bir zevkin ürünü. Bir duvarda Dem'de çekilen instagram fotoğrafları, diğer bir duvarda Mint'in kanaviçeleri bir de fincanların içindeki kaktüsler... Rengarenk yastıkların olduğu köşede ise ne keyif yapılır belli değil. Mekan caddeden de uzak olduğu için pek bir huzurlu. Sabahlara kadar sohbet et dur.

Menü Karaköy’dekiyle aynı. 60 çeşit çayla krallık kurmaya adaylar. Çaylar isteğe bağlı ya demlikte ya da fincanda geliyor. Beğendiğiniz bir çay olursa alıp eve bile götürebilirsiniz.

Sebzeli kiş, höşmerim, ev yapımı poğaça, pişmaniyeli armut tatlısı, mastika çay yanına miss gibi giden atıştırmalıklardan.

Dem Bebek Adres: Bebek Mah. Selçuk Sok. No:7 İstanbul

Akdeniz'i temsil eder: Brasserie Cognac & Serafina

Açıldığı ilk günden beri ses getiren bu iki mekan Etiler’in Nispetiye cephesinde. Açıkçası beklentiler büyük. İstanbul'u şöyle bir çalkalamasını, bir enerji getirmesini bekliyoruz.

Önce Serafina’dan bahsedelim; mekanda İtalya’nın vazgeçemediğimiz makarnaları, risottoları ve her bir dilimi yedikçe aldığımız kalorileri düşündürten pizzaları ağırlıkta. Pizzalar öyle basit bir fırında değil, İtalyan usulü taş fırında pişiyor. Ferah bir ortam yaz kış, sabah akşam demeden gidebileceğiniz bir mekan.

Gelelim Fransız Brasserie Cognac’a. Fransız olduğunu duvar renklerinden (kırmızı), bohemliğinden, masa sandalyeleriyle, duvardaki resimlerinden hemen belli ediyor zaten. “Bir tarafım aristokrat ama diğer yanım sanatçı.”

Ton balığı tartar, flaminyon tartar, ton balıklı tart, steak frites menüdeki akıllarda kalacak tatlardan.

Brasserie Cognac & Serafina adres: Etiler Nispetiye Cad. Akmerkez AVM, Beşiktaş, İstanbul

Fransızca dersine başlatır: Sivuple

Mekan, açık söylemek gerekirse radikal bir çıkış yaptı. Sen gel motosikletçi, egzozcu, kaportacının yanına mis gibi mekan yap, üstüne üstlük bu mekandan hem şıklık hem lezzet aksın.

Yemeklerinden önce heyecanla dekorunda bahsetmek istiyorum. Bir kere mekanda çekilecek onlarca fotoğraf var. Hem vintage, hem de eğlenceli olarak tasarlanmış. Her bir dekor her bir eşya tek tek toplanmış. Bir masanın yanındaki masayla farklı olmasına rağmen o ne uyumdur arkadaş! Raflar ve vintage şamdanlar ise favorim!

Şimdi menüye gelelim; çevir çevir bitmeyen, ne olduğunu anlamak için garsondan yardım istettirecek bir menüleri yok. 15 çeşit pizzaları var. Bir İtalyan olmasa da pizzalar taş fırında pişiyor. Bunun dışında midye güveç denemeye değer. Bir de armut tatlısının fazla iyi olduğuna ailecek hem fikiriz.

Sivuple adres: İnönü Mahallesi, Elmadağ Caddesi, No 71, Beyoğlu

Konsepte aşık eder: Rotisserie Noir

"Herkes de Avrupa Yakası’nda mı oturuyor canım! Bu listede ne böyle?” diyen haklı sitemlerinizi buradan duyuyoruz. Bu sebeple Bağdat Caddesi’ne farklı bir soluk getiren Rotisserie Noir’ı hatırlatmak istedik. Kendisi bir et restoranı ama bildiğiniz gibi değil! Etler, Fransa’da 1800’lü yıllardan beri kullanılan el yapımı bir makine ile çevriliyor. Mekanın ismi de zaten buradan geliyor.

“Rotiesserie” usulü pişirilen lokum, bonfile, dana şiş gibi seçeneklerin yanında fırın sebze, patates püresi, kremalı ıspanağı tercih edebilirsiniz.

Rotisserie Noir adres: Bostancı Mh., Bağdat Cd No:460, Kadıköy, İsanbul

Kadeh kaldırtır: Afili Meyhane

afili meyhane istanbul

facebook - afili meyhane istanbul

Asmalımescit’in meyhanelerini iyi biliriz. Refik, Asmalı Cavit, Yakup… Menü içindeki seçenekler ve lezzetleri farklı olsa da aslında konseptleri aynı. Tahta ve beyazın hakimliği, duvarlardaki eski fotoğraflar, buram buram kokan nostalji... -Kötü mü? Hiç de değil! Asmalı Cavit’in hastasıyım.-

Daha çok yeni olan Afili ise nostaljiden gelenekselden olabildiğince uzak son derece modern. Biraz Münferit tadında.

Mekanı isminden önce ün saldığı mezeleriyle tanıdık desek yalan olmaz. Sumaklı levrek ezmesi, avokadolu patlıcan salatası, tulum ve tereyağ ile servis edilen zahterli ekmek biz mezeseverleri adeta şaşkına çevirdi.

Mekan, The Marmara Pera’nın hemen karşısında. Yoğun ve stresli bir günü tam tersine çevirmek istiyorsanız burayı not edin!

Afili Meyhane adres: Asmalımescit Mahallesi, Oteller Sokak, No 1/A, Beyoğlu, İstanbul


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

3

alperozturk_gs21 Mart 2016 16:16
20 Mart tarihinde 3 arkadaşımla beraber akşam yemeği için ANY'e geldim. İşte olay da aslında tam burada başladı. Malum terör olayları yüzünden ülkece zor günlerden geçtiğimiz, sokakların bomboş olduğu, insanların dışarı çıkmaktan dahi çekindiği oldukça sakin bir pazar günüydü. Sadece birkaç saat öncesinde Galatasaray - Fenerbahçe derbisi güvenlik önlemleri nedeniyle ertelenmiş ve bu yüzden üstümdeki formamla yarı yoldan dönmüştüm ve arkadaşlarımla birlikte bir akşam yemeği yemek, bir nebze olsun son günlerin stresini atmak için burada karar kılmıştık. İçeri girdiğimizde sokaklar gibi içerisi de son derece sakin ve belki de 10 kişiyi geçmeyecek müşteri vardı. Bir masa seçip oturmamızla beraber çalışanlardan birinden ilk hamle geldi ve üzerimdeki Galatasaray formasını çıkarmam istendi. Başka giyecek bir şeyim olmadığını söylemem üzerine ise mekanı terk etmemiz istendi. Masada 4 kişiydik ve tek formalı, hatta tek Galatasaraylı olan da bendim. İçeride herhangi bir taşkınlığa sebep verebilecek hiçbir hareketimiz yoktu. Açıkçası bu kadar sakin bir günde, ülke olarak aslında birbirimize tahammül etmeye en ihtiyacımız olduğu zamanlarda gelen bu tepki beni çok şaşırttı ve çalışan kişinin isteği üzerine mekandan ayrıldık. Yorum sizlerin...
Yanıtla
Muki Özdenak18 Aralık 2014 18:52
Çok iyi
Yanıtla
Didem18 Aralık 2014 15:04
Super
Yanıtla

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?