Ramazan demek fırından çıkmış tazecik ramazan pideleri, iftar telaşı ve ilk iftara yetişecek bol sütlü bir güllaç demek. Güllaç olmadan bir Ramazan ayı düşünülmez. Nişastadan elde edilen güllaç yapraklarının sütlü, şekerli bir şerbetle ıslatılması temeline dayanan geleneksel tatlılarımızdan biri. Lezzetini içine ilave edilen gül suyundan alıyor. Asıl ismi güllü aş ancak zaman içerisinde güllaç olarak bilinmeye başlanıyor. Güllaç severler bu tarifi iki farklı şekilde deniyor. Biri gül suyu ilaveli diğeri ise gül suyu ilavesiz. Gelin bugün ikisi arasındaki lezzet farklarını ve gül suyu ilavesinin ne zaman yapılması gerektiğine hep birlikte göz atalım.
Güllaca gül suyu konmalı mı, konmamalı mı?
Önce misler gibi gül kokan güllaçların lezzetinden ve gül suyu ilavesinin zamanlamasından bahsedelim. Osmanlı saray mutfağından günümüze kadar taşınan güllaçların içerisine eskiden enfes bir koku ve tat vermesi için hakiki gül suları ilave ediliyor. Süt ve şeker oranının ise tam dengede olması önemli. Şeker ve sütle birlikte hazırlanan şerbeti ocaktan alıp hafif ılık bir şekildeyken gül suyunun ilave edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde gül suyu tam lezzetini vermiyor ve hafif bir acılık da katabiliyor. Gül suyu ilave edilmiş güllaçların kokuları ferah oluyor. Yendiği zaman damakta çok hafif bir gül suyu lezzeti bırakıyor. Gül sularının gerçek gül suyu olması en önemli bir diğer kıstas. Gerçek, gül suyu ilaveli şahane bir güllaç tarifi için ise sizi şuradan alalım: Gerçek güllaç tarifi
Peki gül suyu ilave edilmeden de güllaç yapılmaz mı? Elbette yapılır. Güllaç yaprakları şekersiz ve kuru oldukları için hazırlanan şerbete gül suyu ilave edilmiyorsa tatlandırmak amaçlı şekerin dengesine dikkat edilmeli. Gül sussuz şerbetler hazırlanmışsa vanilin eklemesi de yapılabilir. Gül susuz güllaçların lezzeti yine aynı hafiflikte ancak yerken damakta bıraktığı his daha farklı. Her ikisi de enfes, her ikisi de iftar sofralarımızı şenlendirecek türden. Sizin tercihiniz hangisi?
Yorumlar
0