Zamanı geriye sarıyor, Osmanlı saray mutfaklarının içlerine doğru lezzet dolu bir yolculuğa çıkıyoruz hep birlikte. Bu yolculukta önce bizi özellikle et yemeklerinin içerisinde sıkça kullanılan meyveler karşılıyor. Ağırlıklı kuru meyvelerin kullanımına denk gelsek de taze meyvelerin kullanımı da oldukça fazla. Kuru erik, kuru kayısı, kuru üzüm bunların başında geliyor. Sadece onlar değil pek tabii. Bu lezzetleri yine kuru yemişler ve tatlılarda sıkça kullanmaya aşina olduğumuz baharatlar da eşlik ediyor. Gül suyu gibi yine tatlılarda kullanılan malzemeler bu tariflerde ana yemeklerin de içerisine giriyor.
Gelin bugün tam da ezberleri bozacak, damağımızda lezzet rüzgarları estirecek bir tarif hazırlayalım. İçerisinde çeşit çeşit malzeme yer alan oldukça zengin bir tarif karşınızda. Gül suyunun kendini hafifçe hissettiren kokusu, meyvelerin hafif tatlılığı, nar ekşisinin hafif tuzlu ve ekşi lezzetiyle buluşuyor. Ortaya adeta bir sanat eseri sayılabilecek enfes bir et yemeği çıkıyor. Karşınızda terkib-i çeşidiyye tarifi. Bu tarifin yanına şöyle bol baharatlı da bir pilav çok yakışır. Akşam yemeğini adeta bir sarayda yiyormuşçasına hissetmek için terkib-i çeşidiye tarifinden bekleniyorsunuz! Şimdiden ellerinize sağlık.
Yorumlar
0