Teşvikiye Camii’nin hemen arka tarafında kalan ve kendine has lezzette yöresel Urfa yemeklerinin tadına doyasıya varabileceğiniz 2014 yılının son aylarına damgasını vurmuş bir restoran Ar Ruha.
İncecik hamura sahip dev bir pizzayı andıran lahmacunlarıyla akıllara kazınan, şefleri ve yemeklerde kullanılan pek çok ürünü Urfa’dan gelen Ar Ruha Restaurant’a Yemek.com olarak konuk olduk. Yöresel tatların da aralarında olduğu Ar Ruha Restaurant tariflerini, şef Sıdık Toktaş’tan dinledik.
Lahmacunu bir Türk pizzası olarak düşünüp en iyi ve lezzetli haliyle tanıtmak isteyen Ar Ruha amacına çoktan ulaşmış gözüküyor. Sadece kuzu etinin zırhla kıyılarak kıyma haline getirildiği, salça yerine domates ve Urfa’dan gelen ev isotunun kullanıldığı lahmacun, Vedat Milor başta olmak üzere pek çok yeme-içme blog yazarlarının listelerinde ilk sıralarda.
Kullanılan yağ ile mideye asla rahatsızlık vermeyen, rengini Urfa’dan gelen isotton, lezzetini kuzu eti ve domatesten alan incecik bir lahmacun Ar Ruha’nın hazırladığı. İncecik açılmış 50 gram hamur, iki katı ağırlığında iç malzemeyle fırınlanıyor. Etten hamuru görmek imkansız, ilk ısırığı aldığınızda çıtırtısını duyuyorsunuz sadece. Turp, maydanoz ve limon serviste bu lezzete kol kanat geriyor.
Pek çok yerde atlanan bir ayrıntıyı Ar Ruha yakalamış. Lahmacunu bildik usulde sevenleri de ona hayran bırakacak sebzeleri kullanarak vejetaryen lahmacun hazırlamışlar. Tepeden bakıldığında aradaki farkı anlamak neredeyse imkansız. Porsiyonun büyüklüğü, ince hamuru ve “kalk gel” diyen koku aynı. Lezzetini; soya filizi, maydanoz, kırmızı biber, çarliston biber, ceviz ve kuru soğana borçlu. O da taş fırında pişiyor.
Lahmacun demek son zamanlarda Ar Ruha demek, sadece onu yemek için rotanızı değiştirebilir, ezber bozup bir metropol insanı olarak lahmacun yemeye Nişantaşı’na gidebilirsiniz. Urfa sofrası lahmacunla biter mi?
Tarifini de aldığımız yoğurt çorbası (ki tadı ve kıvamı gerçekten çok iyi) kruton ve baharatlarla servis ediliyor. Bir lezzet tüyosu: Çorba başta olmak üzere pilav, köfte harcı ve sulu yemeklerde Urfa’dan getirdikleri sade yağı kullanıyor Ar Ruha. Koyun sütünden yapılan tereyağından elde edilen ve %99 oranında süt yağı içeren süt köpüğü olarak bilinen kazeini alındığı için mideyi yormuyor, yemeklere ekstra bir parlaklık ve lezzet katıyor.
Taş fırında salçalı sosuyla pişen ve patlıcan kebabı olarak da bilinen kazan kebabı, aslında kendi içinde ikiye ayrılıyor. Yağsız kuzu kıyması, baharatlar ve sade yağla hazırlanan köftelerin lezzet verdiği yemeğin domatesli haline Frenk kebabı demek mümkün çünkü Urfa’da domatesin adı frenk. Etli mantar kavurma; sade ve nefis, yanında mis gibi kokan tereyağlı pilav istemeyi unutmayın. Bu iyiliği kendinize yapın.
Fırından sıcak sıcak çıkan pideler, acılı-acısız döner çeşitleri, olmazsa olmaz ızgara çeşitleri (dil peynirli ızgara köfte bir adım önde), döner etli salatanın yanı sıra enginarlı, buğdaylı, narlı, keçi peynirli salata çeşitleri, "gözünüz ona aradı biliyoruz" sosunda yüzmeyen tam kıvam ve diriliğinde hazırlanmış gavurdağı salatası da menüde yer alıyor.
Urfa’dan özel yöresel tatlar köşesi demirbaşlarla birlikte giderek çeşitleniyor. Kuru dolma ve pazı sarma çeşitleri, söğütme, güveç, etli çiğ köfte, yağlı yumurtalı çiğ köfte, tepside soğan kebabı, içli köfte ve pirinçle hazırlandıktan sonra haşlanarak sunulan içli köfte benzeri yöresel tat Tillo köfte hafifliğiyle belki de damağınızın aradığı bir lezzet.
Ar Ruha’ya özel incir, kayısı ve çikolatalı meyvalı Ruha Passion tatlısının yanı sıra Urfa’nın krepten hazırlanmış baklavası diyebileceğimiz şıllık (Şıllıki) tatlısıyla kapanışı yapmak mümkün.
Sıcak atmosferi, evin mutfağı tadında turşu, taze sebze ve meyve gibi detaylarla döşenmiş renkli dekorasyonu, ön ve arka kış bahçesi, canlı çiçekleriyle bir yanı Akdenizli lezzeti fısıldayan diğer yanı Urfalı olan Ar Ruha Restaurant, özenli ve titiz bir çalışma sonrasında yöresel mutfağın her lokasyonda kabul göreceğinin yeni ve canlı örneği.
Yorumlar
0