Dünyanın en güzel yerlerinde en farklı yemekleri de yeseniz, 3 Michelin yıldızlı restoranların en özel menülerini afiyetle mideye de indirseniz, hiçbir şey annenizin yaptığı o klasik yemeklerin yerini tutamaz. Bunlarla büyüdünüz, damak zevkiniz bu yemeklerle gelişti, evinizi, çocukluğunuzu, annenizi özlediğiniz zaman, sıla hasreti çektiğiniz zaman burnunuza bu yemeklerin kokuları geldi. Bu klasikler anne köftesidir, anne pilavıdır, anne sarmasıdır ve tabiki annenizin yaptığı fırında kabak dolmasıdır.
Bu dolma bir evde pişmeye görsün, o ev bir anda yuva olur, mis gibi kokar, anında karnınız acıkır. Sofraya mutlu mutlu oturur, tabağınıza servis edilmesini bekler, yanına da taş gibi tutmuş bir kaşık yoğurt alırsınız. O an dünya durur, artık sadece siz ve tabağınızdaki nefis kabak dolması vardır. Kabağa neden “cennet taamı” dendiğini anlarsınız. Bu mutluluk hiç uzak değil, mutfağınızda hazırlanmayı bekliyor. O zaman gelsin kabaklar, kurulsun sofralar, fırında kabak dolması var.
Yorumlar
4