İzlanda Geysir Sıcak Su Fışkırması

İzlanda'nın Reykjavik Yolları Taştan, Eyjafjallajokul Çıkardın Beni Baştan

Favorilerime
Ekle

Adeta İzlanda'ya gitmek için doğmuş olan, tam bir İskandinav aşığı Evren Şehri, Yemek.com için yazdı.

Başlığa bakınca şaşırdın değil mi? Evet, artık bir İzlanda gezgini olarak Eyjafjallajokull’u hem yazabiliyor hem de okuyabiliyorum, üstelik de takılmadan.

İlk olarak "Neden İzlanda?" sorusuyla başlamak istiyorum.

İzlanda olmasının nedeni çok ama aslında nedene gerek yok. Dünyada gezilecek çok yer, yenilecek çok yemek, yapılacak çok şey var ama o kadar ömür yok. O yüzden başlamak gerek bir yerden. İşte ben de bu mantıkla "Kuzey Işıkları’nı mı görsek" diyerek biletimi aldım yola koyuldum.

İzlanda'ya, Reykjavik'e nasıl gidilir?

İzlanda Sokak Sanatı

İzlanda Sokak Sanatı

Yol öyle direkt bir yol değil. Üç saat Kopenhag’a gideceksin, iki saat orada bekleyeceksin. Sonra da üç buçuk saat Keflavik’e uçup, oradan kırk dakika da arabayla Reykjavik’e geçeceksin, bir de arada acaba valizler aktarıldı mı stresi yaşayacaksın. Kaçarı yok.

İzlanda nüfusu 320 bin, üçte ikisi Reykjavik’te. Bu ülke öyle sessiz, öyle huzurlu ki... Hani çekirdek çitlesen karşı komşun sesten rahatsız olup kapıya gelip "az biraz sessiz olur musunuz uyumaya çalışıyoruz" diyebilir. 3 tam gün kaldım, sadece bir korna sesi duydum, onu da duydum mu emin değilim ama sanırım kornaydı. Arabanın şoförü yanımdan geçerken özür diledi, sen düşün.

3 günlük tatilde neler yapılır diye maddelemeye başlıyorum.

İzlanda'ya giderken dikkat edilecek şeyler neler?

Suya dayanıklı ve seni sıcak tutacak mont, bot, bere, eldiven ve atkıyı aldığını varsayıyorum. Almadıysan yola çıkma derim.

Bir de tavsiye: Bence araba kirala, içinde navigasyonu olsun ama "yok ben arabayla uğraşamam" dersen şehir merkezindeki turist bilgi merkezine uğra. Her bir yer için turlar var, onlardan da satın alıp gidebilirsin.

Reykjavik'te nerede ne yenir, ne içilir?

İzlanda Babalu Kurabiye

İzlanda Babalu Kurabiye

Kahvaltı için en güzel adres Laugavegur caddesindeki Sandholt Bakery. Mozarella domatesli bir sandviç ve kovadan az biraz hallice bir bardakta gelen çayla güne başla. Çıkarken de fındıklı, çikolatalı kurabiyelerinden yanına al. Yollarda giderken tesis görmen ile yolda karşına bir elf çıkma ihtimali aynı. Bunu dedim ama yolda Elf’lerin toprakları yazıyor, o zaman şöyle diyelim: Elf görme ihtimalin bile daha fazla.

Bir de ısınmak için nerede kahve içmen gerektiğini ve temiz havadan acıktığında nerede yemen gerektiğini söyleyeceğim ama önce biraz daha gezelim.

Reykjavik'te nerelere gidilmeli, nereleri gezilmeli?

Reykjavik’i en fazla 2 saatte gez. Meşhur Hallgrimskirkja kilisesini gör, önünde selfie çek ama kadraja sığmazsa çok üzülme, ileride seni önünde çekmek isteyecek tatlı bir İzlandalı göreceksin, sakın şaşırma. Kilisenin tepesine çık , bir de tepeden Reykjavik fotosu çek.

Şehrin her yerinden önüne çıkan duvar sanatlarının keyfini çıkar; istersen şehri anlatan yürüyüş turları da var, onlara da katılabilirsin. Parlamento binasını, Ulusal Sanat Merkezi’ni, Anayasa Mahkemesi’ni gör ve bol bol resim çek ki Japon turistler seni kıskansın.

Henüz daha iki şey yaptın dondun, hemen kendini sevimli, içinde Şirinler’den tut Yedi Cüceler’e kadar birçok masal kahramanının beklediği Cafe Babalu’ya at, bir kahve, bir de arası kremalı devasa kurabiyesinden ye, ısın.

Yine gezdin, e hava temiz hem de en temizinden, acıktın çok normal, o zaman Grettisgata caddesindeki Vegamot Restoranı bul, ıstakozlu pizza söyle pişman olmayacaksın. Burgeri de nefis ama bu pizza ayrı bir olay.

İzlanda Mavi Göl

İzlanda Mavi Göl

Sonra Blue Lagoon nam-ı diğer Mavi Göl’e git. Hemen anıların canlandı değil mi Brooke Shields, Milla Jovovich gözünün önüne geldi, hah işte onları unut burası orası değil.

Burası aslında jeotermal bir tesis, zamanında ısınmak için arttıkları su fazla gelince buraya dökmüşler, bakmışlar ki insanlar geliyor, yüzüyor, çamurundan sürüyor ve 50 yaşında gelen 25 yaşında çıkıyor, hemen tesisi kurmuşlar. Hava 3 derece, su 40 derece. Yüz yüzebildiğin kadar. Üşürüm diye korkma, üşümüyorsun. En az 2 saat geçir derim ben. Acıkırsan geleneksel İzlanda yemekleri yiyebileceğin restoranı da var ama işte ne yazık ki biraz önce o pizzayı yemiştin, ah ah.

Reykjavik'te tur devam ediyor...

İzlanda Geysir

İzlanda Geysir

İkinci gün Golden Circle turu yap mutlaka. Thingvellir Milli Parkı’na mutlaka gitmek lazım. İki kıta her yıl 1 mm ayrılıyormuş, ayrık çok belirgin. Araya köprü bile yapmışlar, doğa muazzam. "İki kıta arası köprünün neresi enteresan, bizde de var" diyebilirsin, sen de haklısın ama olsun, sen öyle deme, mutlaka git.

Oradan sonra Geysir’e gitmek lazım. Stokkur’un önünde dur, 8 dakikada bir yerin altında kaynayan suyun 30 metreye kadar fışkırmasını izle. Su ne kadar sıcak acaba diyip elini sakın sokma, su 80-100 derece arası yanarsın. En yakın hastane de 62 km uzakta. İzlanda’nın en karakteristik doğa olayı olarak bunu benimsedim ben. Patlayan ve herkesi mahsur bırakan yanardağlarını saymazsak (canım Eyjafjallajokull).

İzlanda Gulfoss Şelalesi

İzlanda Gulfoss Şelalesi

Oradan da Gulfoss Şelalesi’ne namı diğer Altın Şelale’ye geç ey sevgili okuyucu. Hiç kaybolmayan belirgin gökkuşağıyla emin ol çok acayip bir olaya tanıklık etmiş olacaksın.

Reykjavik'te şehrin en popüler restoranı hangisi?

Bütün bunları yaptın, üstelik de Reykjavik’ten 112 km uzaktasın ve kurt gibi acıktın. Dayan ve Reykjavik’e dön. Baldursgata caddesinde bulunan 3Frakkar (?rír Frakkar at Úlfar) restoranını mutlaka bul. Bu küçücük ama kendine has restoranda rezervasyon yaptırmak en iyisi zira her daim kalabalık. Ama iki kişiysen minicik restorandaki minicik masalarda yer bulma ihtimalin biraz daha fazla, restoran zaten en fazla 44 kişiyi alıyor. 1989’dan beri faaliyette olan bu restoran şehrin en popüler restoranı.

İnternet sitesine girersen sevimli bebek surat şefimiz Jamie Oliver’ın da kendilerini ziyaret ettiğini görebilirsiniz. Bir de gençlik zamanlarımızın sevimli dizisi One Tree Hill’in oyuncularının da. Kurulduğu günden beri şef Úlfar Eysteinsson ve ailesi tarafından işletiliyor. Garsonları oldukça sevimliler. Yardımcı olmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Burada biraz İzlanda mutfağından söz edelim, tahmin edileceği gibi deniz ürünleri ön planda ama kuzu eti de yaygın. Tabi balıklar kutuplardan geliyor, kuzular da gübresiz çayırlarda otluyorlar (buna inanmamıştım ama yolların kenarında otlayan kuzuları görünce inandım). O nedenle İzlanda mutfağına dünyanın en biyolojik mutfağı deniliyormuş. Istakoz (bakınız pizza), okyanus levreği (burada "çiftlik mi deniz mi" sorusuna bir de "okyanus mu" eklemek gerekebilir), morina balığı ve somon pek popüler ve seviliyor.

İzlanda'da balina ve martı eti yenir mi, nerede yenir?

İzlanda Balina Eti

İzlanda Balina Eti

İzlanda, balina eti yiyebileceğin nadir ülkelerden. Son zamanlarda konu tartışmalı bir hal alsa da balina eti satan restoranları var 3 Frakkar da bunlardan biri. Ben de "şu ömrü hayatımda yapabileceğim kaç İzlanda seyahati olur" düşüncesiyle karabiber soslu balina biftek yedim. Tadı biraz ördek tadını andırıyor, herkes çok sevmeyebilir. Öncesinde de başlangıç olarak tütsülenmiş kutup martısı.

İzlanda - Martı Eti

İzlanda - Martı Eti

Ama Frakkar’ın menüsünde farklı tatlar da var (mesela ızgara at eti). Son olarak tatlı tercih edersen İzlanda’ya özgü meşhur Skyr tatlısı varmış, Frakkar’ın Skyr Brulee tatlısını deneyebilirsin. Benim midemde onca yediğimi alacak yer kalmadığı için deneyemedim ancak İzlanda Mutfağı’nın anlatılan bir tatlısı kendisi.

Bir Eyjafjallajokull vardı, ne oldu ona?

İzlanda Skogafoss Şelalesi

İzlanda Skogafoss Şelalesi

Son gün artık bizim için kendimizi İzlanda’nin en güney ucuna kadar yollara vurduğumuz bir gün oldu. Bu yol üzerindeki duraklarımız ise Seljalandsfoss Şelalesi, Skogafoss şelalesi ve tabii ki de bu yazıya adını veren sevgili, biricik, içi içine sığmayan, arada sinirlenip patlayan Eyjafjallajokull.

İzlanda Atları

İzlanda Atları

"Eyjafjallajokull’u gördüm" dediysem uzaktan, yakınına gitmek için devasa arazi aracı ve de özel rehber gerekiyormuş. En son meşhur İzlanda atlarını yakından görmek ve de sevmek için Fakasel At parkı’na gidip At Tiyatrosunu da izleyebilirsin değişik olur. İzlanda atları önemli, saf kan. Vikingler ülkeyi kurarken getirmişler (Vikingler diyorum bak); eğer bir ülkeyi terk ederse bir daha asla geri dönemiyormuş. Atın safkan olmasına çok önem veriyorlar o yüzden at yarışı da yasak burada. Gitmeyeceğim diyorsan zaten yollarda atları bol bol görebilirsin her yerdeler. At Parkı’nın restoranında da enfes tavada kızarmış alabalık ile günü sonlandırabilirsin. Buranın restoranındaki yemekler de bir o kadar göz alıcı ve de doyurucu.

Maalesef son gün hava çok kötü olduğu için  Vik’teki Kara Kumsal’a gidemedik, bir de "ah canlarım, demek ikiniz kendi başınıza buzul yürüyüşü yapacaksınız, hadi oradan" diyen tur görevlisi yüzünden buzul yürüyüşümüzü yapamadık. Olsun, yaptıklarımız bize yetti; hayat boyu hatırlayacağımız bir anımız oldu (yapılacaklar listesine de attığımız bir tikimiz).

Peki niye sormuyorsun sevgili okur, o kadar anlattın da Kuzey Işıkları ne oldu diye? Kuzey Işıkları'nı gördüm, evet gördüm. Gecenin bir yarısında o soğukta çektiğim her cefaya değdi. Ama o an hissettiklerimi anlatmam için bir bu kadar daha yazmam lazım baksana zaten çok uzun yazdım. O anın duyguları da bana kalsın. Ama sen de git sen de gör.

Hadi bir dahaki yazıya kadar hoşçakal, gez toz eğlen. Sonra sen de gel burada yaz, belli olmaz senden okuyup belki biz de gideriz.

Fotoğraflar: Evren Şehri


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

0

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?