Türkiye'de gastronomi ve mutfak sanatlarının önlenemez yükselişi son yıllarda takip edilmesi zor bir hıza ulaştı.
Mutfak, hepimizi birleştiren bir alan, yemek yapmaya ya da mutfak sanatlarına ilgimiz olsun olmasın hepimiz yemek yiyoruz ve tabii olarak daha gösterişli, daha nefis, daha özel, daha sofistike lezzetlerin tadına bakma arzusundayız.
Neyse ki, Türkiye'de yaşayan insanlar olarak bu konuda çok şanslıyız. Ülkemiz, başarılarıyla göğsümüzü kabartırken bize bambaşka lezzetlerin kapısını aralayarak hayattan daha fazla keyif almamızı sağlayan profesyonel şeflerle dolu.
Yükselişi ve gelişimi duraklamıyor: Murat Bozok
Dünyaca ünlü şeflerle çalışan ve aynı zamanda eski Mimolett'in kurucusu olan Murat Bozok, şu sıralar 'Yemek yapmanın estetik ve keyifli kısmının yanı sıra sosyal değişimin, zenginlik yaratmanın ve paylaşmanın bir parçası olduğunun öğretildiği aşçılık atölyesi.' olarak kelimelere dökülen Murat Bozok's Kitchen'ın başında...
Şef olma hayali kuran ya da daha iyi yemek yapmanın peşindeki herkes Murat Bozok'un aşçılık okulunun web sitesine bir göz atmalı. Atmalı ki Murat Bozok gibi idealist ve Türkiye'de aşçılık mesleğini bir ekol haline getirmeyi kendisine amaç edinmiş bir şefin derin vizyonundan yararlanırken, kendisinin de dediği gibi şef olmanın sihirbazlık olmadığını da öğrenebilsinler.
Tüm bunların dışında Murat Bozok, kendini, 'part-time yazar' olarak adlandırıyor. Blog yazılarına eskisi kadar zaman ayıramıyor olsa da kendisini Twitter'dan takip etmek isteyenler şuradan buyursun.
Ona sihirbaz dememizde bir sakınca yok: Burak Zafer Sırmaçekici
Ona sihirbaz demek hiç de yanlış olmayacak çünkü o, birbirinden enteresan malzemeleri bir araya getirerek olağanüstü lezzetler çıkarıyor ortaya. Yaptığı tatlılar, 'Abi çıkışta olay var, gelir misin?' dese iki eliniz kanda olsa koşa koşa gidersiniz, o derece. Ne de olsa, o 'domates görünce heyecanlanan' ve mutfaktaki heyecanını yemeklerine, dolayısıyla müşterilerine geçirebilen bir şef.
'Genç şef' etiketiyle akıllara kazınan ama esasen 38 yaşındaki Burak Zafer Sırmaçekici, 'Yemek mi, kadın mı?' sorusuna flört sever biri olmasına rağmen gözünü kırpmadan 'Yemek' cevabını veriyor. Gülşen Bubikoğlu'yla yemek yemenin ve Beşiktaş'ı kendi hazırladığı sofrada ağırlamanın hayalini kuruyor.
Lokanta Armut'un kurucularından biri de olan Şef Burak Zafer çok da eğlenceli birisi. Onun Instagram'da büründüğü 'süper seksi şef' hallerini takip etmek isteyenler buraya...
Mutfakların en karizmatik şefi: Mehmet Gürs
Mehmet Gürs işini öyle ahenkli bir ustalıkla yapıyor ki, yemek yapmayı dünyanın en keyifli ve 'kolay' işi sanıyor insan onu izlerken. Yani Mehmet Gürs, hayatında iki yumurtayı kırıp omlet yapmamış insanları bile yemek yapmaya özendirebilecek başarılı bir şef.
Ayrıca Mikla'daki çalışmalarıyla dünyanın en iyi 100 restoranı arasına da girerek göğsümüzü de kabartmıştır. 100'lük listeye 96. sıradan girmesindeki başarıyı ise restoranda antropolog çalıştırmasına bağlıyor. Hazırladığı yemeklerden tüm etnik, milli ve dini detayları uzaklaştırmak istediği için bir antropologla tam-zamanlı çalıştıklarını söylüyor. Menüye eklenen lezzetlere öyle özen gösteriliyor ki süreç muhteşem işliyor: Mikla'nın antropoloğu Anadolu'yu karış karış geziyor ve en doğal ürünleri keşfediyor. Sonrası deneyler, testler, 'bu ürünle neler yapabiliriz?' soruları... En sonunda yetiştiriciyle dahi görüşülüyor ve ürünün mevsimi geçmediyse harekete geçiliyor. Yani Mehmet Gürs bununla, kaldırdığı ödüllerin tesadüf olmadığını kanıtlıyor.
Karizmasını, yarı Türk yarı İsveçli olmasına mı, hoş dövmelerine mi yoksa ona sörf yapmayı öğreten anneannesiyle gezmeye diye çıkıp Finlandiya'dan İspanya'ya ettiği seyahatlerin ona kazandırdığı vizyona mı bağlayalım bilemiyoruz. Biz sadece onu keyifle takip ediyoruz.
Pek övülesi, pek sevilesi: Maksut Aşkar
Salt Galata'nın içindeki Neolokal'ın genç, yakışıklı ve başarılı şefidir.
Özellikle Türk yemekleri yapıyor olması birçokları tarafından büyük takdir ediliyor. 'Annemizin yaptığı' yemekleri bir de o yaparken izlemek büyük bir keyif. Çünkü o, yıllardır yediğimiz geleneksel Türk yemeklerini modern ve minimal bir üslupla yeniden yorumluyor; 'neo-lokal' felsefesini mutfağa taşıyor. Söz gelimi, kırk yıllık mücverimizi deniz börülcesi ve karidesle bambaşka bir boyuta taşıyor.
Restorana ait websitesinde 'Neolokal’de, Nuh’un ambarı ve Presidia ürünlerini, kısacası tüketilmediği için kaybolmaya yüz tutmuş geleneklerimizi hatırlatmak amacı ile tasarladığımız lezzetler sunuyoruz.' deniliyor ve sadece bu cümle bile saygı uyandırırken aynı anda heyecanlandırmaya yetiyor.
Yaptığı televizyon programıyla da kayda değer bir hayran kitlesi oluşturan Maksut Aşkar'ı buradan takipleyebilirsiniz.
Sirkeci'nin bağrında Batı mutfağı: Can Oba
Vedat Milor kendisi ve aynı isimdeki restoranı için 'Can Oba, Batı standartlarını tutturan ve kozmopolit İstanbul’umuza çok yakışan bir lokanta. Umarım kalitesinde bir düşme olmaz.' diyor.
Sosları, tatlıları ve hamur işleri insanın sadece baktığınızda bile kendinden geçiriyor. Mutfaktaki başarısını gençlik yıllarında köle gibi çalıştığı dünya restoranlarında edindiği bilinen Can Oba, yeni nesil şeflerin arasından da sıyrılmayı başarıyor. Üstelik Sirkeci'de!
Eğer yakın zamanda sunmaya başladığı Can'lı Tatlar programını takip etmiyor ya da takip ediyor ve çok seviyorsanız, Can Oba'nın Instagram hesabını de şuradan takip edebilirsiniz.
'Fuck Fast Food!' diyor: Gencay Üçok
Meze by Lemon Tree'nin executive şefi Gencay Üçok, güveç gibi çok bizden bir yemeğe Thai baharatları katarak harikalar yaratabilecek, yenilikçi, yaratıcı ve son derece başarılı bir aşçı. Ya da o dillere destan muz tatlısını acı soslarla lezzetlendiriyor olması, yeniliklere açık olmayan insanları bile çok ettkiliyor.
Mekanının Türk Musikisi'nin derinliğinden besleniyor olması ise ayrıca özel ve tatmin edici.
Twitter ve Instagram'da da bizlerle buluşuyor kendileri. Yarattığı şaheserleri görmek için takip edin.
Maya'nın mayası: Didem Şenol
Biraz Maya Biraz Gram isimli bir kitabı da bulunan Didem Şenol, erkek egemen yemek sektöründe 'Hani kadın şef?' diyenlere çok sağlam bir cevap niteliğinde.
Genç yaşına tezat, Didem Şenol 13 yılı aşkın süredir mutfakta. 'Ne kadar özenildiği önemli ama bence yemek yapmak kesinlikle bir sanat değil. Hepimiz beslenmeye çalışıyoruz.' diyor kendisi yemeklerinin lezzetine ışık tutan bir tavırla...
Mekanında sunduğu yemekleri sıklıkla mevsim sebze ve meyvelerinden hazırlayan ekibi dolayısıyla restoranda fiks bir menü beklemek mümkün olmuyor. Ama asıl güzel tarafı da bu zaten...
Mutfakta bir kraliçe daha: Şemsa Denizsel
Kantin gibi bir ekolü Türkiye'ye kazandırmış, yeni neslin rol modeli olabilecek çok başarılı bir iş kadını, duygularını ön planda tutarak hazırladığı sunumlara, dolayısıyla da tariflerinin tadına bakan müşterilerine geçirmeyi başarabilen muazzam bir şef.
Tariflerine de, karakteristik özelliklerine de, onlarca kilo verebilecek iradesine de bayılıyoruz kendisinin. Umarız uzun yıllar mutfakta olur.
Blogunu takip etmeniz hayatınıza bambaşka renkler katacak.
Çocukluktan beri mutfakta: Civan Er
Yeni Lokanta'nın centilmenliği yüzüne yansıyan şefi Civan Er, GQ Türkiye tarafından 2014'te Yılın Şefi ödülüne de layık görüldü. Lokantasında sunduğu yemekleri mevsimsel olarak değiştiriyor Civan Er. Menüsünde 25 çeşit tarif varken, rezervde beklettiği 200 birbirinden özel reçetesi var. Bir de haftalık menüleri bulunuyor. Restoran daha ulaşılabilir bir yer olsun diye de öğle menüsüne içli köfte, ayran aşı, imambayıldı, İzmir köfte gibi yemekler de ekliyor.
'İnsanlar acıkınca benim yemeklerimi düşünsün istiyorum.' diyerek mesleğini ne kadar sevdiğini ve yıllardır çeşitli ülkelerde ve işin 'mutfağında' biriktirdiği tecrübesini aşçılığa nasıl aşkla yansıttığını çok net bir şekilde anlatmış aslında.
Pek aktif olmasa da kendisinin Twitter hesabı şurada.
Sabır, yaratıcılık, cesaret: Kemal Demirasal
Fine dining konusundaki dehası gastronomiyle ilgili olmayanları dahi etkileyecek genç bir şef Kemal Demirasal. Alancha ve Barbun adında iki restoranda da şeflik yapan yaratıcı aşçının önderliğinde Türkiye'nin gelecek nesli, sanat eserlerine dönüştürülmemiş tabaklardan memnun kalmayacak gibi duruyor.
'Bir restoranın mutfağını yönetmek, yıllarca sürecek ve her gün saatlerce çalışmanızı gerektirecek, kendinizi diğer insanlardan ayırmak için çok fazla araştırma yapmanızı gerektirecek uzun bir yolculuk aslında...' diyor ve dahasını da anlatıyor Yemek.com ile yaptığı ropörtajında.
Gastronomik manada, Türkiye'yi de kulvara sokabilecek hırslı şef Kemal Demirasal'ı şuradan takipleyebilirsiniz.
Nicole'ün şefleri: Aylin Yazıcıoğlu ile Kaan Sakarya
Nicole, İstanbul'un en iyi gastronomik ve rafine lokantası olarak adlandırılıyor. Akademisyenliği bırakan ve aşçılık eğitimi almak üzere dünyaya açılan başarılı çift, Türkiye'de Nicole'ü işletmenin, caz müzik yapmakla aynı zorlukta olduğunu savunuyor.
Mutfakta çift olarak çalışmanın aslında düşünüldüğü gibi romantik bir şey olmadığını söylüyor onlar. 'Evde yemekleri kim yapıyor?' klişeliğinde sorulara ise 'Bütün günümüz burada geçiyor, evde yemek yapmıyoruz, ocak bile yok!' şeklinde cevap veriyorlar.
Yorumlar
0