Gecenin bir yarısı yoktan yere bir anda gelip, bizi dolaba ya da mutfağa doğru koşturan o tatlı yeme isteği... Kavanozların içinde şöyle kocaman bir çikolatalı kurabiyeyi bulduğunda kurabiye canavarına dönüşenlerimiz, paket paket çikolatayı görünce nasıl bittiğini anlamayanlarımız, o tatlı krizi anında şerbetli tatlıları tabak tabak gömenlerimiz var. ''Acilen tatlı bir şeyler yemen lazım'' diye bağıran bünyemizi doyurmak, o birkaç saniyelik rahatlama anı, ardından gelen pişmanlık hissi ve kapanış...
Bu durumu sık sık yaşayanlarımız, ''Tatlı krizim tuttu, kan şekerim düştü'' cümlesini kurmadan bir gün geçiremeyenlerimiz elimize mum diksin. Aniden düşen kan şekerlerinizin nedenini, ''Tatlı krizi diye bir şey var mı?'' sorunun altında yatan gerçekleri bir bir incelemeye gidiyoruz. Sadece bu kadarla kalmak olmaz. Bu krizleri önlemenin de birkaç yöntemini anlatacağız.
Şimdi bilimin sesine kulak verme zamanı! Buyursunlar.
Kan şekerinden daha fazlası: Neden tatlı krizine giriyoruz?
İşin özü bizi günün belli belirsiz zamanlarında ya da gecenin bir yarısı yakalayan tatlı krizlerinin asıl nedenlerini bilmekten geçiyor. Bunun temelinde ciddi sağlık sorunları, psikolojik nedenler ya da ciddi bir bağımlılık yatıyor olabilir. Gelin şimdi bu iddiaların aslını astarını hep birlikte öğrenelim.
Şeker bağımlılığının sağlıksal ve psikolojik nedenleri
Yale Üniversitesi'nin Dailymail'de yer alan bir araştırmasının sonucuna göre şekerli yiyecekler tüketmek, paketli hazır gıdaları sıkça yemek, beynin birçok noktasını uyarıyor ve bağımlılığa neden oluyor. Bu süreç içerisinde tüketilen kötü karbonhidratlar, beraberinde daha çok karbonhidrat ve şeker tüketme isteğini de getiriyor, içinden çıkılmaz bir döngünün başlangıcı haline geliyor. Bu da birçok sağlık problemini beraberinde getiriyor.
Bizi şeker tüketmeye yönelten başlıca unsurlardan biri sözde kan şekerimizin düşmüş olması. Araştırmalara göre sözde yaşanan şeker krizlerinin altında bambaşka nedenler olabiliyor. Kan şekerinin aniden düşmesi ya da yükselmesi kan şekeri düşüklüğü(hipoglisemi) ya da kan şekeri yüksekliği (hiperglisemi) hastalıklarının neden olduğu şeyler olabilir. Yani ''Ay kan şekerim düştü, bir tatlı yiyeyim'' dediğiniz anların altında yatan temel problem sebebiyle olabilir.
Dr Jacob Teitelbaum'ın ''Beat Sugar Addiction Now!'' adlı kitabında çok farklı veriler ortaya çıkıyor. Şeker krizlerinin altında ciddi bir bağlımlılığın yattığını ve bu bağımlılık nedeniyle kötü bakterilerin vücuda taşındığını, tiroidle ilgili rahatsızlıklardan tutun diabete kadar çok farklı hastalıkların temel nedenlerinden birinin şeker tüketimi olduğu yönünde birçok araştırma ve iddia var. Şeker hastalığı ve obezitenin temelinde yatan sorunlardan birinin de aşırı şeker tüketimi olduğunu bilmeyenlerimiz de yoktur.
Düzenli beslenmek her açıdan olduğu gibi şeker tüketiminde de karşımıza çıkıyor. Düzensiz ve sağlıksız besleniyor olmanın şeker bağımlılığını tetiklediği iddia ediliyor. Vücuttaki vitamin eksiklikleri ve düzensiz beslenmenin de şeker bağımlılığına iten sebeplerin başında geldiği de söyleniyor. Özellikle az protein ve az sağlıklı yağ tüketen insanların, daha çok karbonhidrat ve şeker tükettiğine yönelik araştırmalar var. Bu araştırmalara göre B12 eksikliği, E vitamini ve D vitamini eksikliği, öğün atlamak, çok fazla karbonhidrat ve işlenmiş gıda tüketip az protein tüketmek daha çok şeker tüketmenize neden olabilir. Bu da şeker krizlerinizin temelinde yatan nedenlerden biri olabilir.
Tüm bunların yanında kendi deneyimlerimizden de yola çıktığımızda, çok mutsuz, stresli ya da yorgun olduğumuz anlarda daha fazla şeker tüketimine yöneldiğimiz gerçeği de var. Psikolojik açlıklarımızı şekerli yiyeceklerle dolduruyor, kısa ve hızlı sürede artan kan şekeri sayesinde kısacık da olsa mutlu olduğumuzu düşünüyoruz. Yine yapılan araştırmalara göre özellikle çok stresli olan, depresyonda olan bireylerin daha fazla şeker tükettiği ve şeker tüketimi arttıkça ciddi bir kısır döngünün içerisine girildiği gözlemleniyor.
Kısacası vücudumuz ve beynimiz, psikolojik ve sağlıksal nedenlerden dolayı bize sinyaller veriyor olabilir. Biz bunu ''Canım tatlı istiyor'' şeklinde algılayarak onu daha büyük çıkmaz döngülerin içerisine sokuyor olabiliriz. Aman dikkat!
Elimizdeki o çikolataları bırakma zamanı: Şeker bağımlılığından nasıl kurtuluruz? Tatlı krizleri nasıl önlenir?
Yukarıda da belirttiğimiz gibi altında yatan birçok nedenin yanında özellikle şeker tüketmek aniden yükselen ve hemen düşen yiyecekler oldukları için bedenimizi de olumsuz yönlerde etkiliyor. Mutsuzluk, pişmanlık gibi hislerle de psikolojimizi olumsuz yönlerde etkilediği de aşikar. Bu bağımlılığa bir dur demek için uygulayabileceğiniz birçok yöntem var.
Öncelikle mutlaka bir uzmana başvurmalı ve altında yatan temel nedenlerle ilgili bir fikir sahibi olmalısınız. Ondan sonrası biraz da sizin elinizde.
Uzmanlar şeker bağımlılığından kurtulmak için işlenmiş hemen hemen tüm gıdalardan uzak durulması yönünde açıklamalarda bulunuyor. İddialara göre sadece paketlenmiş tatlı ürünlerde değil, hazır çorbalardan kurutulmuş gıdalara kadar lezzeti arttırmak amacıyla hemen hemen birçok üründe şeker kullanılıyor. Hayatımızdan şekeri atmak sanıldığı kadar kolay değil aslında. Tatlı yemekten uzak dursak dahi tükettiğimiz ürünlerin birçoğunda şeker var. Bu nedenle temiz beslenmeye yönelmek en doğrusu. İhtiyacımız kadar protein tüketmek, meyve ve sebzeleri beslenmemize daha çok dahil etmek ve elbette bolca hareket etmek de çok önemli.
Yorumlar
0