“Yok artık Çağla! Yine mi karabuğday?!” dediğinizi duyar gibiyim. Haksız da sayılmazsınız hani. Siz de beni anlayın ama şimdi, karabuğdaylı cheesecake yaptım da çorba mı yapmayacağım. Aslında asıl suçlu benim yemek yapma şeklim. Elime birbiriyle yakışacağını düşündüğüm ne geçerse atıyorum tencereye. Mercimek ve karabuğday da böyle kavuştular işte.
Yaptığım çorbayı el blenderından geçirirken, çocukluğumda annem bir çorba yapardı ama süzgeçten geçirirdi. "Neydi acaba o? Neydi, neydi?" diye düşünürken buldum, buydu elbette! Mercimek çorbasıydı annemin süzgeçten geçirdiği. Hatta bazen un da kavururdu. Sofrada da içine limon sıkıp içilirdi. Derken derken aklıma pide düşüverdi birden! Aklımdan da çorbanın içine düştü tabii.
Bu tarifte de limon var ama kabuğu. İsterseniz piştikten sonra, blenderdan geçirmeden de servis edebilirsiniz çorbayı. Verdiği ekşi ferah tat hoşuma gidiyor ve soğuk olarak da rahatlıkla içilebiliyor karabuğdaylı mercimek çorbası.
Yorumlar
0