Kanser Riskini Azaltarak Daha Sağlıklı Bir Hayat Sunan 10 Kahraman Yiyecek
20 Nisan 2024
Favorilerime Ekle
Bu hastalığın adını duyunca bile bir ürperme geliyor hepimize. Çünkü ne yazık ki son yıllarda gitgide artıyor kansere yakalananların sayısı.
Üstelik gün içinde yiyip içtiğimiz onlarca yiyecek de bu hastalığın oluşmasına ya da ilerlemesine neden olabiliyor. İşte sadece bu yüzden bile beslenmemize dikkat etmemiz gerekiyor.
Birçok çeşidi olan bu hastalığa karşı önlem almamız, en azından içindeki maddeler sayesinde kanserli hücrelerin oluşumunu, gelişimini ya da yayılmasını engelleyen, geciktiren besinlere hayatımızda daha çok yer açmamız gerekiyor.
Hangi besinler kansere yakalanma riskini önlüyor derseniz, sözü daha fazla uzatmadan onları bir bir tanımaya başlayalım deriz.
Küçük bir not: Elbette bu ürünleri olabildiğince hormonsuz ve doğal halleriyle tüketmek önemli. Bu yüzden mutlaka güvendiğiniz satıcılardan alışveriş yapmaya, mümkünse nasıl yetiştiğini bildiğiniz ürünler almaya da özen göstermeniz gerekiyor.
Sarımsak
Sarımsak öyle faydalı bir yiyecek ki birçoklarına göre ölümsüzlüğün sırrı bile onda saklı.
İçinde bulunan selenyum gibi maddeler sayesinde kanserli hücrelerin oluşumunu engelleyen, oluşmuş olan bu zararlı hücrelerin ise yayılmasına, büyümesine engel olan sarımsak, tüm bunları güçlü antioksidan özelliği sayesinde başarıyor.
"Kötü kokuyor, etrafımdakileri rahatsız ederim" diye sarımsak yememezlik etmeyin, her gün mutlaka 2-3 diş tüketmeye çalışın. Dişlerinizi fırçalayınca zaten koku gidecektir, sağlığınızdan önemli değil ya.
Böğürtlen, ahududu, çilek, yaban mersini
Neyse ki bu kez karşımızda sarımsak gibi yemekten çekindiğimiz değil, aksine yemek için daha çok bahane aradığımız nefis kırmızı meyveler var.
Çilek, ahududu, yaban mersini gibi meyveler, yüksek oranda antioksidan özelliği gösteriyor. Bu da onları düzenli olarak tüketerek kansere karşı vücudumuzu koruyabileceğimiz anlamına geliyor.
Hadi yine iyiyiz, daha çok yemek için şifa dolu bir nedenimiz daha var artık.
Üzüm
Üzümün nasıl faydalı olduğunu, hatta çekirdeğini kıtır kıtır yemek için bile birçok sebebimiz olduğunu biliyoruz zaten. Bu kez onun bizi kanserden nasıl koruduğundan bahsedeceğiz.
Üzümün içinde fenolik bileşikler ve resveratrol bulunuyor. Bunlar da vücudumuzda kanserli hücrelerin oluşmasını önlemede çokça etkili oluyor.
Özellikle kırmızı, kara üzümleri çekirdekleri ve kabuklarıyla birlikte yiyerek daha sağlıklı bir hayata merhaba diyebiliyorsunuz. Taze üzüm bulunamayan mevsimlerde ise kuru üzümden destek gecikmiyor bildiğiniz gibi.
Brokolinin, karnabaharın ya da lahanaın kendine has o misler gibi tatlarını sevmiyor olabilirsiniz. Ama artık yemek için daha çok çaba sarf etmelisiniz.
Çünkü bu sebzelerin içinde birçok anti-kanserojen madde bulunuyor. Lukorafaninin, diindolylmethane, beta karoten ve selenyum gibi adı bize pek tanıdık gelmeyen ama faydası saymakla bitmeyen bu maddeler, kansere yakalanma riskini azaltmada üstlerine tanımıyor.
Kısacası, artık herkes için brokoli, karnabahar ve lahana yeme zamanı!
Keten tohumu
Yaklaşık son 10 yıldır adını daha bir duyar olduk keten tohumunun. Bu haklı popülaritesinin ardında birçok neden de vardı elbette.
Mesela içindeki omega-3 yağ asitleri, alfa-linolenik asit ve lifli bileşikler sayesinde kanserin çeşitli türlerine karşı vücudu korumada çok etkili.
Salatalara pek yakışan, faydalarını öğrenince elma gibi kütür kütür yemek isteyeceğiniz minnoş bir yiyecek turp.
Kansere yakalanma riskini azaltması ise içindeki anti-kanserojen maddelerin fazlalığından geliyor. Özellikle meme ve akciğer kanserine karşı oldukça olumlu etkiler gösteriyor.
Bize düşense en azından kışın taze tazeyken bolca tüketmek oluyor.
Zerdeçal
İster toz şeklinde baharat olarak ister tazesini mümkün olduğunca çok yemeğe dahil ederek kullanın ama zerdeçalı mutlaka kullanın.
Çünkü zerdeçal içindeki kurkumin adlı madde sayesinde antienflamatuvar, antikanserojen ve antiaterojenik özellikler gösteriyor. Kısacası sizi, kanser de dahil olmak üzere birçok hastalıktan korumak için büyük çaba sarf ediyor.
Hatta daha önce anlattığımız gibi Amerikalı bir doktor, zerdeçal kullanarak hazırlayacağınız basit bir karışım sayesinde kanserden kolayca korunabileceğinizi söylüyor. O karışımı anlattığımız yazımızı da şöylece bırakıyoruz.
Işgın otu
Daha önce de söylemiştik, tanımayanların bir an önce tanışması, tanıyanların onun değerini daha çok bilmesi gerekiyor.
Işgın otunun diğer faydalarını bir kenara koyarsak, sadece kanserli hücrelerin gelişimini engellemesi bile başlı başına bir sebep bunun için. İçinde bulunan parietin adlı madde sayesinde kanserli hücreleri yok etme etkisine sahip olabiliyor kendisi.
Daha ne yapsın bu güzelim bitki?
Elma
Elmanın her rengi ayrı bir lezzetli değil mi sizce de? İşte o lezzetin bir de şifa dolu olduğunu düşünün ve değmeyin keyfimize.
Mesela içindeki besin lifi ve bolca C vitamini sayesinde çeşitli kanser türlerine karşı vücudumuzu koruyor. Besin lifleri kolon kanserinden bizi korurken C vitaminiyle kazandığı antioksidan özelliği akciğer ve mide kanserine karşı kalkan olup çıkıyor.
Başka başka ne işlere yarıyor görmek isterseniz elmanın faydalarını anlat anlat bitiremediğimiz şu yazımıza da bekleriz.
Ceviz
Şekli beyne benziyor, ceviz beyne iyi geliyor diye öğretildi yıllarca. Yanlış bilgi demiyoruz tabii, o kısmı çok doğru. Ama bu kadar değil cevizin faydaları.
Kanser türlerine karşı da oldukça etkili kendisi. Bunu başarmasının nedeniyse omega-3 yağ asitlerine sahip olması. İçeriği sayesinde kansere karşı sadece vücudumuzu korumakla kalmayan ceviz, oluşmuş olan kanserli hücrelerin de gelişimini yavaşlatmak ve engellemek için elinden geleni yapıyor.
E zaten tadı da nefis. Tüketsek ya o zaman.
Siz yaparsınız ama biz yine de söyleyelim notu: Bildiğiniz gibi kanser, çok çeşidi olan bir rahatsızlık ve daha da önemlisi her hastalık, her bünyede aynı etkileri göstermiyor. Bu nedenle, anlattığımız yiyecekler de dahil olmak üzere okuduğunuz her şeyi hemen uygulamayın, öncesinde mutlaka doktorunuza başvurun ve onun önerileri doğrultusunda hareket edin. Aman diyelim, sağlığınızdan önemlisi yok.
Önemli Uyarı
Bu yazı genel bilgilendirme amaçlıdır, reçete niteliği taşımaz. Bu yazıdaki bilgiler de dahil olmak üzere doktorunuzun sizin için uygun görmediği hiçbir yöntemi denememelisiniz.
Yorumlar
0