Osmanlı mutfağının günümüzdeki en önemli temsilcilerinden bir tanesi olarak söyleyebileceğimiz, yemekleri ve yaşattığı atmosferle sizi tarihin sayfalarında gezintiye çıkarabilecek bir yer: Deraliye Restaurant.
Fatih’in Divanyolu Caddesi’nde konuşlanan ve her bir tarifiyle sizi kendisine bağlayan Deraliye Restaurant’ı sizin için gezip, görüp, inceleyip, keşfedip, aşık olup anlatmıştık. Şimdi sıra Deraliye’nin eşsiz lezzetlerinden bahsetmek ve evde yapabilmeniz için size bir neden daha sunmak. Deraliye Restaurant tarifleri gözünüzü ve midenizi şenlendirsin diye.
Bilmediklerinizden: Kariye pilaki
Adından Kariye Müzesi’ni hatırlatan, müzelik olarak da servis edebileceğiniz bir yemek Kariye pilaki. Denizden yana şansını denemek isteyenlerin, karidese güvenenlerin ve ağzının tadını bilenlerin de tercihleri arasında.
70 dakikada hazırlamak nedir diyenlere: Deraliye Restaurant’tan Kariye Pilaki
Tam bir Osmanlı: Badem çorbası
Şimdiye kadar bademle olan ilişkisi tatlı ve ezmeden ileri gitmemiş olanları hayran bırakacak bir lezzet badem çorbası. Süt, et suyu ve bademin oluşturduğu eşsiz lezzeti kaşıklarken kendinizden geçmeniz mümkün. Bir de nar taneleri var.
Oryantal ancak yenilikçiyim diyenlere: Deraliye Restaurant’tan Badem Çorbası
Bir gün değil her gün: Arefe köftesi
Siz adına kanmayın, arefe köftesi yalnızca arefe günü yenmek ve yapmak üzerine planlanmış bir köfte değil. İstediğiniz zaman yapabilir, yumuşacık köftenin tadını çıkarabilirsiniz. Çünkü bu tariflerde aşçı sizsiniz.
Müptelası olurum diyenlere: Deraliye Restaurant’tan Arefe Köftesi
Bir lokma da şuradan: Gerdaniye
Kök sebzelerin besleyiciliği, gerdan etinin tadı ve baharatlarla ortaya çıkan koku. Keşke herkes evinde bir kez yapsa da ev misler gibi koksa dedirten Deraliye Restaurant lezzetidir gerdaniye. Soğuk başlangıç olarak belirlendiğine inanmak ise mümkün değil.
Her öğünün her parçası olur diyenlere: Deraliye Restaurant’tan Gerdaniye
Çok Akdeniz: Bademli levrek
Akdeniz sahilinde rakınızı içerken bir yandan karşınıza bademli levreğin çıktığını düşünün. Nefesiniz kesilir, tatilden sonra yalnızca o anı anlatırsınız. Kavrulmuş badem ve sebzelerin eşlik ettiği levrek, tüm deniz özlemlerini giderir.
Balık benim ikinci adım diyenlere: Deraliye Restaurant’tan Bademli Levrek
Tadımlık değil doyumluk: Pekmezli ayva dolması
Pekmez işin içine girdiğinde kötü bir şey çıkması neredeyse imkansız oluyor. Nereye girse lezzetlendiren, tat katan ve insana da yerken haz katan pekmezin tuzlu bir yemekle buluşması Deraliye’nin en özel tariflerinden bir tanesinin oluşmasına da neden oluyor.
Tatlıyla tuzlunun birleşimiyim diyenlere: Deraliye Restaurant’tan Pekmezli Ayva Dolması
Bir ruhu var: Ispanaklı piruhi
Bildiğimiz mantıya benzeyen ancak bilmediğimiz kadar lezzetli olan ıspanaklı piruhi, özel sunumuyla aç olmayanları bile acıktıran bir lezzet. 19. yüzyıl yemeklerinden bahseden Osmanlı sadrazamı Mehmet Kamil Paşa’nın yazılarında Pirohi olarak geçer. Tadına doyulmaz.
Doymak istemiyorum ki diyenlere: Deraliye Restaurant’tan Ispanaklı Piruhi
Tatlısız olmazdı: Levzine
Yine badem, yine güzellik. Badem, tahin ve tereyağının birleştiği anda ortaya çıkan kokuya kim karşı gelebilir? Biz henüz gelebilen görmedik. Helva şeklinde servis edilen ancak helvadan çok daha fazlası olan levzine, Antep fıstığı ile süslendiğinde dayanılmaz görünür.
Kan şekerim düştü galiba diyenlere: Deraliye Restaurant’tan Levzine
Yorumlar
0