Yunanistan’ın parti, eğlence, geceyi sabah etme adası Mykonos her yaz gibi bu yaz da radarımızda. Deyim yerindeyse nefesleri tuttuk; Instagram'a düşecek en havalı fotoğrafları bekliyoruz.
Yanlış olmasın; biz adanın partiden öte renkli sokaklarına, gözü gönlü açan bembeyaz binalarına, yel değirmenlerine, rüzgarına, turkuaz renkli denizine de vurgunuz. Ama Mykonos denilince bu eğlenceli mekanları, hele hele leziz Yunan yemeklerini atlamak olmaz.
Bu sebeple adada "Nerede içilir, nerede yemek yenilir, hangi beach restoranlarda keyif çatılır, sabah hangi duraklarda alacağımız kafein ile kendimize gelinir, gün batımı nerede izlenilir”in cevaplarını veriyoruz! Bir yaklaşın bakalım.
Manzarasında kaybolur insan: Galleraki
Mykonos’ta yapılması gereken en mühim şey, en unutulmaz an, Little Venice’te batıracağınız güneştir ve bu keyfinize mutlaka bir kokteyl eşlik etmelidir. Bu sırada devreye haliyle müthiş manzaralı terasa sahip olan Galleraki giriyor. Mekanda leziz kokteyller yanında atıştırmalıklar da bulabilirsiniz. Rahatsız etmeyen müzik de cabası.
Güneş batmadan 1-2 saat evvel gidip en güzel köşeyi kapmakta fayda var!
Not: Little Venice’te yan yana sıralanmış bir sürü mekan var. Olur da Galleraki pek kalabalıksa şansınızı Caprisse, Kastro’da deneyin!
Kahve, daha çok kahve: Alley
Sırada mis kokulu bir önerimiz olacak. Kendisi adanın en tatlı kahvecilerinden olur. Bir ice latte ya da frappe içmeniz şart. Sadece bunlarla sınırlı değil, espresso bazlı kahvelerin hepsini burada bulabilirsiniz.
Bu mekanın diğer özelliği de akşamları bir kokteyl bara dönüşmesi. Anlayacağınız sabahları leziz kahveleriyle ayılırken akşamları rengarenk içecekleriyle eğlenebilirsiniz.
Tatil de bile işlere online devam eden arkadaşların da pek seveceğini düşünüyoruz.
Hep aynı kahveciye gitmek olmaz: Aroma
Eğer kahveye alternatif arasanız Aroma sizi bekler. Alley ile aynı konseptteler. Keşfedilmedik sokak, mekan bırakmayın diye Aroma’dan da söz etmeden geçemedik. Her gün aynı kahveciye gidecek değilsiniz ya! Kahvelerinden önce bembeyaz dekore edilmiş mekan içinize su serpecek cinsten.
Akşamları kokteyl bara dönüşen mekanda bir de dj partilerine denk gelirseniz, böyle minik mekandan nasıl bir eğlencenin çıktığına şahit olacaksınız.
Yel değirmenleri eşliğinde: Sea Satin
Kahvecileri, barları derken bir de sizi Mykonos’un tavernasıyla tanıştıralım. Yel değirmenlerinin hemen aşağısında kalan bu mekan denizin hemen yanı başında. Bir nevi denizin üstünde de oturduğunuzu varsayabilirsiniz. Anlayacağınız konum olarak şahane.
Kabuklu deniz mahsulleri ve taze balıklar Sea Satin’den sorulur. Yine, bir o kadar lezzetli mezeleri var ki midenizde balığa yer kalmayacağına eminiz.
Önerimiz günü burada batırmanızdan yana.
Otantik bir Yunan mutfağı keşfi için: Bakalo
Karınları doyurmak için şimdi sizi 18. yüzyıldan kalma gerçek bir Mykonos evine götürüyoruz. Tabii şimdilerde tasarımında modern izler taşıyor. Açık mutfağı, masa ve sandalyeleri, yer döşemeleri, aydınlatmaları, dekoru her şeyi belli ki zevk sahibi birilerinin elinden çıkmış.
Yemeklerde kullanılan malzemeler sadece Mykonos değil Yunanistan’ın her bir köşesinden geliyor. Yunan salatası, cacık, Syros’tan gelen marineli ahtapot, Naxos’tan gelen Gruyere peynirleriyle yapılan domatesli turta, musakka, fava, karides saganaki 50’ye yakın çeşitteki mezeden sadece birkaçı.
Sözün kısası otantik Yunan mutfağını deneyimlemek için Bakalo diyoruz!
Salaş sevenlere: Kiki’s Tavern
Sea Satin ile yetinmek olmaz. Sonuçta Yunanistan denilince akla ilk uzo ve leziz mezeleri düşüyor. Bu sebeple bir taverna önerimiz daha olacak. Bu kez merkezden 15 dakikalık sürüş mesafesinde. Hem bu parti adası sizi biraz yorduysa burası size pek iyi gelecek. Mykonos Town’a göre bir hayli sessiz ve sakin.
Genelde mekanın hemen aşağısında kalan Agios Sostis Beach’de yüzmeye gelenler karınlar acıkınca buraya geliyor. Öyle şık bir mekan diyemeyiz gayet salaş ve rahat. Bizdeki karşılığı sanıyoruz ki Vahit’in Yeri.
Közlenmiş patlıcan, marine edilmiş ahtapot, domuz pirzolası, mercimek salatası, pesto soslu makarna salatası, ızgaralı feta peyniri, günlük çıkan taze balıklar leziz seçeneklerden birkaçı. Eminiz Mykonos’ta en iyi yemek deneyimini burada yaşayacaksınız.
Öyle büyük bir yer değil oturmak için sırada beklemek şart. Bu esnada yapacağınız en keyifli şey manzaraya dalmak.
Ödüllü otelin yaratıcılarından: Scorpios
Mykonos’taki tasarımı ve mimarisiyle ödüle doymayan San Giorgio Hotel’ini hatırlarsınız. İşte o otelin yaratıcıları Thomas Heyne ve Mario Hertel dokunduğu yeri güzelleştirmeye devam ediyor. Bunun son halkası da bu beach restoran Scorpios oldu. Adadaki atmosferine en bayıldığımız yer olur kendisi.
Organik ve yerel malzemelerle hazırlanan yemeklerin birçoğu vejetaryen. Taze balık seçenekleri ve kabuklu deniz mahsulleri de yok değil.
Eğer Mykonos’taki tatiliniz bir hayli uzunsa bir gününüzü sadece buraya ayırın. Yiyip içtikten sonra sahildeki şezlonglara uzanabilir, denizin, adanın keyfini burada çıkarabilirsiniz. Akşam oldu mu zaten müzik, dans ve eğlenceden başka bir şey bulamazsınız.
Merkezden kısa bir sürüş mesafesinde. Gitmeden evvel de rezervasyonunuzu yaptırınız!
Ayaklarınız denizde, elinizde içeceğinizle: Alemagou
Leziz kokteyllerden içmek, bunu da bir yandan denize ayağınızı sokarak, bir yandan tüm gün şezlonglarda yayılarak yapmak isterseniz Alemagou sizi bekler. Beach bar konseptindeki bu mekan pek rüzgarlı Ftelia plajında.
Bir de burada keyfinize eşlik edecek iyi müzikler var. Daha ne olsun!
Yorumlar
0