15. yüzyıldan beri İskoçya’nın başkentliğini yapan Edinburgh denince akla gelen ilk şey Ortaçağ’dan kalma kocaman kaleler. Çünkü şehir, M.S. 7. yüzyılda İngilizler tarafından ele geçirilmeden önce bir müstahkem mevki, yani kalelerden oluşan bir savunma hattı olarak kurulmuştu. Bugün ise Edinburgh, tarihsel özelliklerinin yanı sıra bir eğitim, edebiyat ve sanat şehri.
Edinburgh, her sene ağustos ayında dünyanın en büyük sanat festivali olan The Fringe’e ve dünyanın en büyük kitap festivali olan Edinburgh Uluslararası Kitap Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Sherlock Holmes’un yazarı Sir Arthur Conan Doyle, Harry Potter serisinin yazarı JK Rowling, Peter Pan yazarı J.M. Barrie gibi ünlü ve önemli yazarların şehri Edinburgh’a gitmişken Yazarlar Müzesi’ne (Writers’ Museum) de uğramayı unutmayın.
Şef mekanı: Castle Terrace
2010’da açılmış, yeni ve ödüllü bir restoran. Edinburgh Kalesi yakınlarında yer alan restoran deneyimli şef Dominick Jack tarafından işletiliyor. Tüm malzemeler yerel olmasına karşın tarifler, Fransız usulleriyle harmanlanarak yapılıyor. Greyfurt soslu kırlangıçbalığı, tütsülenmiş patlıcanlı kuzu eti şefin spesiyallerinden. Ayrıca vejetaryen tadım menüsü ve geniş bir şarap menüsü de mevcut.
Adres: 33-35 Castle Terrace
Romantik yemekler için: The Grain Store
Kaliteli ve taze kırmızı eti uygun fiyatlara yiyebileceğiniz The Grain Store, 25 yıldır hizmet veriyor. Mum ışığıyla aydınlatılan taş duvarlarla örülü restoran, romantik akşam yemekleri için çok uygun bir atmosfer sağlıyor. Her tür etin ve sebze meyvenin taze olduğu mutfaktan çıkan menü çok zengin değil fakat tatmin edici. Fiyatlar, gayet makul.
Adres: 30 Victoria Street
Ucuza çok iyi yemek: The Dogs
David Ramsden’in sahibi olduğu The Dogs, iyi yemeği uygun fiyata sunmayı hedefleyen yeni restoranlardan. Gündüz menüsünde sebze çorbasından macaroni’ye, tost çeşitlerinden kızarmış tavuğa çok sayıda seçenek var. Akşam menüsünde ise yahniler, kızarmış balıklar, salatalar ve sakatatlar var. Makul fiyatlarla çok çeşitli yiyecekler tatmak ve doymak isterseniz buraya uğrayın.
Adres: 110 Hanover St, Edinburgh EH2 1DR
Has İskoç yemekleri için: The Scran and Scallie
İskoç dilinde yemek anlamına gelen “scran” restoranın mutfağı hakkında bir fikir vermeli: Has İskoç yemekleri burada pişiyor. Fish and chips, sosis çeşitleri, biftek ve balıklar İskoç mutfağının özgün teknikleriyle pişiriliyor. Fiyatlar çok uygun. Restoranın harika bir dekorasyonu var. Günün her saati ve öğününde ziyaret edilebilir.
Adres: 1 Comely Bank Rd, Edinburgh EH4 1DT
Az, öz ve şef spesiyali: The Kitchin
Açıldıktan sadece altı ay sonra ilk Michelin yıldızını hak eden The Kitchin, bir depodan dönüştürülmüş lüks bir restoran. İşletmecisi olan Kitchin çifti, yerel malzemelerle uygulanan Britanya yemeklerini Fransız teknikleriyle pişiriyorlar ve “doğadan tabağa” felsefesini benimsediklerini söylüyorlar. Bazı şef restoranlarında olduğu gibi burada da menü sınırlı fakat her bir yemek spesiyal. Mevsimine göre balık ve kırmızı et bulunuyor. Atmosfer de oldukça elegan.
Adres: 78 Commercial St, Edinburgh EH6 6LX
Harry Potter’ın doğum yeri: The Elephant House
Lüks restoranlardan edebiyatçılarıyla meşhur şehrin edebi kafelerine geçelim. Bunlardan Edinburgh’da çokça var. Kimisi yalnızca kahve tatlı ikilisi sunuyor, kimisinde tost, salata gibi seçenekler de var. En ünlüsü ise Rowling’in Harry’nin akıl almaz maceralarını yazmaya başladığı The Elephant House. Yerel yemekler ağırlıklı menüde vejetaryen seçenekler de bulunuyor. Çorbalar, salata tabakları, burgerler gayet uygun fiyatlara sunuluyor. Ve kahvede de iddialılar.
Adres: 21 George IV Bridge
Mis gibi kahveler, sakin yazma ortamı: Artisan Roast Broughton Street
Şehrin en iyi kahvesini sundukları konusunda iddialılar. Yumuşak müzikler eşliğinde yazarların çalışmaları için de çok ideal bir ortam sağladıklarını söylüyorlar. Gerçekten de baristaları ödüllü ve atmosfer dingin ve rahatlatıcı. Yazmayacaksanız bile uğrayıp kahvelerinden tatmaya değer.
Adres: 57 Broughton Street EH13RJ
Geleneğin yeni nesillere aktarıldığı yer: Scottish Storytelling Centre Cafe
İskoçya’da, Edinburgh’da, dünyada eşine az rastlanır bir yer var: Hikaye Anlatma Merkezi. Burada Britanya’nın geleneksel öyküleri, efsaneleri, masalları, özel etkinliklerle çocuklara, gençlere ve yetişkinlere anlatılıyor ve aktarılıyor. Geleceğin edebiyatçılarını yetiştirmek için bundan daha güzel bir fikir olamaz herhalde. Kafesi ise atıştırmalık öğle yemekleri ve kahve gibi seçenekleriyle hizmet veriyor.
Adres: 43-45 High St, Edinburgh EH1 1SR
Uyan, ye ve yazmaya başla: Hula Juice Bar
2013’te şehrin yazmaya uygun en iyi kafesi, seçilmiş olan Hula, rengarenk dekoru ve meyve suyu çeşitleriyle biliniyor. Menüde geleneksel İskoç lapası da var, granola da, meyve salatası da. Canlı renklerle dopdolu bu mekana günün her öğününde uğranabilir. Fiyatlar çok makul ve çorbalardan tatlılara hemen her şey ev yapımı.
Adres: 103-105 West Bow, Edinburgh EH1 2JP
Deniz ürünleri sevenlere: Ondine Restaurant
Şehrin en yeni ama bir o kadar da başarılı restoranlarından. 2009’da açılmış ve birkaç yıl içinde pek çok ödül kazanmış Ondine, yerel deniz ürünlerini tatmak için en ideal yer olarak tarif ediliyor. Farklı kültürlerden gelen aşçıların çalıştığı mutfaktan, türlü çeşit sosla tatlandırılan istridyeler, karidesler ve mevsim balıklarının yanı sıra biftek ve enteresan salatlar da çıkıyor. Geniş pencerelerinden eski şehrin manzarasını izleyebiliyorsunuz. Hafta sonları hariç her gün saat 17:30-18:30 arasında istridye happy hour’u yapmak gibi ilginç bir etkinlikleri var ve çeşitler de mevsime göre değişiyor.
Adres: 2 George IV Bridge
Bahçıvan kulübesi: Gardener's Cottage
Yalnızca yerel mevsim sebze ve meyvelerini kullanarak yemek yapan, yeni nesil restoranların en şirinlerinden diyebiliriz. 2012’de Royal Terrace Gardens’ta tarihi bir binada açılan restoran, Edinburgh Dünya Mirası Alanı’nın da merkezinde aynı zamanda. Hemen her gün değişen menüsünün içeriği bloglarında yayınlanarak ilan ediliyor. Taze sebze ağırlıklı bir menüsü var.
Adres: Royal Terrace Gardens, London Road
Anne usulü leziz klasikler: Mums Great Comfort Foods
Restoranda, pastırmalı yumurta, çoban turtası, fish and chips gibi klasik Britanya yemekleri anne usulü yapılıyor. İyi yemeği büyük porsiyonlarda ve uygun fiyatlara üretmeyi amaç edinmişler. Günün balığı da var, geleneksel usullerle yapılan ve pişirilen sosisler, burgerler çorbalar da. Glutensiz beslenenler için de seçenekler mevcut ve sosisler %100 etten yapılıyor.
Adres: 4a Forrest Road
Yorumlar
0