Antik Yunan'a ışınlanma şansımız olsa, sindirim sistemini düzenlemek için enginar yapraklarının tüketildiğine şahit olurduk. Şifa bitkisi olarak kabul edilen enginar, tarih kitaplarını biraz daha karıştırdığımızda karşımıza kraliyet sofralarının baş tacı olarak da çıkıyor. Anlayacağınız üzere onun şifası da, lezzeti de binlerce yıldır bizimle. Fakat kısacık bir mevsimi var. Hemen hemen tüm meyve ve sebzelere dilediğimiz zamanda ulaşabilsek de enginar için bahar aylarını beklememiz şart.
Havaların ısınıp, toprağın şenlenmmesiyle gelen en güzel nimetlerinden biri. Karaciğer dostu bu sebzenin cüssesinden büyük meziyetleri var. Kolestrolü dengeliyor, anemiye iyi geliyor, idrar söktürüyor. Bünyemize bunca faydası dokunan bir güzelliği tüm mevsimlerde tüketmenin tek yolu var. Bu da onun salamura etmekten geçiyor. Önce enginarın dokusunu daha dayanıklı hale getirmek ve daha uzun süre dayanmasını sağlamak adına tuzlu suyun içinde bekletiyoruz. Ardından zeytinyağının koruyucu kollarına bırakıyoruz. Uzun süre dayanan, yemeklerinizde, salatalarınızda afiyetle tüketebileceğiniz enginar turşusu yapıyoruz.
Enginarın güzellikleri hep bizimle oluyor.
Yorumlar
1