Anadolu ve Trakya'nın bir çok bölgesinde eskiden beri hiç değişmeyen bir lezzettir su böreği. Malzemeleri gayet sade fakat yapılması bir o kadar detaylı bir börek çeşidi olduğu da gerçek.
Hazırlama, haşlama, döşeme ve ocak üstünde pişirme olmak üzere dört aşamada hazırlanır. Su böreği yufkası haşlandığı için börek teknik olarak iki kez pişmiştir.
Yazılı olarak su böreği tarifi ilk olarak 1844 yılında yayınlanmış bir kitap olan Aşçıların Sığınağı adlı eserde yer alır. Aşçıların Sığınağı devrin bir aşçısı olan Mehmet Kamil tarafından yazılmıştır.
Kitapta geçen tarif Kayseri, Erzurum, Ordu gibi birçok ilde halen olduğu şekliyle uygulanmaktadır. Mehmet Kamil beze sayısını 12 ila 14 arasında en makbul şeklini aldığını yazmıştır.
Su böreği eskiden Tandırda pişirilirdi. Tandır fırından farklı bir üstü açık ocak çeşididir. Eski evlerde tandırlık denilen ve mutfak haricinde bir bölüm olurdu. Birçok köyde tandırlık bulmak halen mümkündür. Günümüzde su böreği tandır etkisi veren bu tip gaz ocaklarında gayet pratik olarak pişirilmektedir. Gerçek su böreği fırında değil ocakta pişer.
Su böreğine günümüzde kaşar yada mozerella cinsi eriyip uzayan peynirlerle börekçilerde rastlıyoruz. Orijinal tariflerde iç olarak, kıymalı, beyaz peynirli, çeçil peynirli, lorlu ve kıymalı çökelekli gibi iç malzemeleri var. Yukarıdaki fotoğrafta beyaz peynirli su böreği dilimlenmiş tabakta görebiliyoruz.
Su böreğini diğer böreklerden ayıran en önemli özellik soğuk olarak da çok lezzetli olarak tüketilebilir olmasıdır. Eğer su böreğini soğuk olarak yemek pek keyifli olmuyorsa o iç malzemesi haşlanmış hamura yakışmamış demektir.
Su böreği eriyen ve uzayan peynirler için esas olarak uygun değildir. Bunun nedeni hamur iç yumuşaklığına damağa dokunacak bir iç malzemesi eşlik etmelidir.
Elbette ülkemiz değerli mutfak kültüründe güzide bir yere sahiptir su böreği. Fotoğrafları ve verdiği bilgi ve tariflerle bu yazıyı hazırlamamızda yardım eden Datça'dan Meliha Hanıma çok teşekkür ederiz.
Yorumlar
0