Üçüncü dalga kahvenin hızla yayılması ve Starbucks gibi büyük şirketlerin müşterilerinin bir çoğunun artık daha butik kahve olarak tabir edebileceğimiz mekanları tercih etmesi nedeniyle Starbucks, Amerika Birleşik Devletleri'nin Seattle eyaletinde dünyanın en büyük Starbucks'ını açtı ve en özel kahveyi üretmek için kolları sıvadı.
Açılan yerin adı Reserve Roastery and Tasting Room. Yani Starbucks burada kahveyi hem koruyor, hem öğütüyor ve çekiyor hem de içilebilir hale getiriyor. Starbucks yöneticilerinden Howard Schultz, şimdiye kadar hep böyle bir yer açmanın ve burada en iyi kahveyi üretmek için çabalamanın hayali olduğunu, gerçekleştirmenin ise büyük bir mutluluk verdiğini belirtiyor.
Kocaman bir alana yayılan ve gelen misafirlerine adeta kahve laboratuvarı atmosferi yaşatan Reserve Roastery and Tasting Room, hem kullanılan kahvenin hem de kavurma yönteminin tamamen değiştirildiği, "micro blend" olarak hazırlandığı bir sistemi içinde barındırıyor. Micro blend denmesinin en önemli nedeni ise kavurma makinesinin normal fabrikalarında bulunan büyük makineler kadar büyük olmaması. Daha küçük miktarlarda daima kontrolden geçerek hazırlanıyor. Bu yüzden daha öz bir tat ortaya çıkıyor.
Starbucks'tan gelen açıklamaya göre bu özel kahve alanı, önce San Francisco'ya ardından da dünya genelinde birçok noktaya açılacak. Üçüncü dalga kahvenin önem kazandığı, her geçen gün yeni tutkunlarının ortaya çıktığı bir dönemde Starbucks'ın bu atılımı dikkatleri çekiyor. Doğal olarak da tepkileri üzerine topluyor.
Premium kahveyi müşterilerine en iyi şekilde satmayı hedefleyen küçük girişimler, Starbucks'ın bu adımını desteklemeyeceğe benziyor.
Sizin düşünceniz nedir? Starbucks'ın bu hareketi dünya genelinde üçüncü dalga kahveyi nasıl etkiler?
Yorumlar
1