"İstanbul'dan misafir geldi bizim eve. Babamın askerden arkadaşıymış Ayhan Abi. Çok iyi bir abi, gelirken bana oyuncak almış. Bütün akşam oyuncağımla oynadım. Ayhan abinin karısı, Nalan abla. Çok konuşmuyor, yalnızca annem soru sorduğunda cevap veriyor. Tankut da bu ikisinin oğlu. İsmi kadar garip bir çocuk. Ne oyun oynuyor, ne gülüyor. Adidas tişörtü var ama. Fiyakalı. Akşam yemeğinde ekmeği görünce "Anne bu nasıl ekmek böyle?" dedi. Yoğurttan bir kaşık alınca, "Iyyk" diye ses çıkardı. Annem bütün gün uğraştı, baklava yaptı. Tankut "Ben bunu yemem, bizim yediklerimiz gibi değil bu" dedi. Ayhan abi kızdı Tankut'a. Annem utandı..."
Tankut şimdilerde köy ekmeğine 20 TL, ev yapımı baklavanın kilosuna da 100 lira veriyor.
Kıymetini büyüyünce anlarsın: Köy ekmeği
4 kişilik bir ailenin asgari ücretle nasıl geçindiğinin en lezzetli detayıdır köy ekmeği. Evde yapılır, çarşı ekmeği gibi hızlıca bayatlamaz. 5'li ekmek kadar büyüktür, 5 tane çarşı ekmeğinden ekonomiktir. Küçükken kıymeti bilinmez, büyüyünce lezzeti özlenir.
O kaymağı Avrupa'yı gezsen bulamazsın: Köy yoğurdu
"Kötü kokuyor, ıyyk kaymağı damağıma yapışıyor bunun, anne bakkaldan başka yoğurt alalım" şeklinde ötekileştirilirdi ev yoğurdu. Yapılması bile büyük marifet isterdi. Sonra birkaç gurme, "Ev yoğurdunun lezzeti bambaşka canım" şeklinde cümleler kurdu, şimdi bir oturuşta yarım kilodan az yiyeni bulamazsın.
İstediğin kursu bitir bu lezzeti bulamazsın: Ev yapımı baklava
Bayramlarda arz-ı endam etme şansı bulurdu en çok baklava. Her alanda kendisinden çok daha zayıf olan pastane baklavasından daha ekonomik, daha kültürel ve daha birleştiriciydi. 1 tanesi bile haftalık tatlı ihtiyacını karşılayabilirdi. Bütün mahalle birer gün arayla birinin evinde toplanır hep birlikte baklava yapardı. O zamanlar yenmezdi, şimdi ev baklavası için 2 saat yol yapan var.
Ne zaman ki kahvaltı bir yaşam biçimi oldu: Çeri domates
Çeri ismi bile sonradan girdi hayatımıza. Küçük domatesti bizim için hep ya da deli domates. Biz severdik, bilmeyen "Bu ne böyle vişne gibi" derdi. Ne zaman ki kahvaltı bir yaşam biçimi oldu, kahvaltılar için 70'er lira para ödenmeye başladı. İşte o gün çeri domates de gurme oldu.
Fakirin ekmeği sosyete: Lavaş
Yeryüzünde yapılan en fakir yiyeceklerden biridir lavaş. Anadolu'nun tüm yörelerinde kendini gösterir. İş bu ya kebap sosyeteye girince, bu lavaş da kendine yer buldu. Instagram'larda "Abi lavaşı çok güzel" cümlelerine konuk oldu. Şimdi özel şefleri bile var. Hey gidi.
Bir seyyarın anıları: Lahmacun
Bildiniz onu, seyyar bile satılırdı lahmacun. Yiyenin sosyo-ekonomik statüsü hakkında bilgi verirdi eskiden. Şimdilerde sahillerde tanesi 80 liraya gider oldu. Aylık solaryum masrafı 15.000 lira olanların bile haftalık menülerinde yer aldı.
Menüde tahin pekmez var diye ünlü olan kahvaltıcılar: Tahin pekmez
Çeri domatesten bahsederken yeni nesil kahvaltıcıların yeme içme deneyimlerine verdiği katkıdan söz etmiştik. Tahin pekmezin fazlası var eksiği yok bu konuda. Bir tahin pekmezle yapılan kahvaltılar fakirlikken şimdi menüsünde tahin pekmez olan kahvaltıcı "Ayy ne kadar organik" oluyor.
Artık süpermarkette bile satılıyor: Zeytinyağı
Zeytinyağının hikayesi biraz geç kalmışlık aslında. Dünyanın en parlak lezzetinin geç kalmış ünü. Eskiden geçtik süpermarketlerde olmasını, bir markası, bir ünü bile yoktu. Dünya daha küçük bir yerdi. Şimdi zeytinyağının kalitesini anlamak üzerine kendini geliştiren gurmeler var.
Net fakirlikti, pek sosyete oldu: Lor peyniri
Peynire göre pahalı olduğu için lor peynirli yapılırdı poğaçalar. Yerli malı haftasında lor peynirli gözleme getiren çocuğun dolabında Lc Waikiki maymunlu bir kıyafet yoktu, olamazdı. Sonra bir yerde uzay zaman büküldü, lor peyniri gurme oldu.
Gerçi bu sosyeteliği de geçti: Çiğ köfte
Hızını alamadı çiğ köfte. Eskiden Anadolu'da tavanlara yapıştığıyla kalırdı. Sonraları pek çok damağı çatlattı. Şimdilerde bakkal gibi her yere birer çiğ köfteci açıldı. Yüzbinlerce 'ünlü ustası' var.
Uzuuun uzuuun yıllar önce: Istakoz
Yurtdışı transferi olarak getirdik ıstakozu. Şöyle ki 1800'lü yılların sonuna kadar fakirler yerdi yalnızca. Kuru ekmek kıvamında bir şeydi. Sonra orada da uzay zaman büküldü, pazarlama peydah oldu; ıstakoz zengin ve gurme oldu.
Böyle giderse: Patates
Bir madde önceki ıstakozun bambaşka sebeplerle patatese dönüşmesi mümkün. Malumunuz böyle giderse, düğünlerde gelinin amcasından iki kilo patates takılacak damada. Evet, fiyatı biraz düştü ama 2 sene önce patatesin fiyatını hatırlayan var mı?
Yorumlar
4