Çisem Çakır Fotoğraf

Çisem Çakır: "Hocam 95 Yaşındaydı ve Yogada Benden Daha Esnekti"

Favorilerime
Ekle

Hani 'bir yemek yedim hayatım değişti!' derler ya, işte benim için bunu başaran şey, bundan tam 3 sene önce raw food, yani çiğ beslenmeyle tanışmam oldu. Mısırlı bir aileyle tanışıp bana detoksu ve raw food'u anlattıklarından sonra bu işi öğrenmeye karar vermem arasında tam 1,5 ay var. Sonrasında hayatımın bu denli değişeceğini ben de asla tahmin etmiyorum.

İlk durağım dünyaca ünlü gurme bir raw food şefi olan Matthew Kenney'nin okulu MKA. Burada geçirdiğim 4 haftadan sonra New York'ta dinlenmeye çekiliyorum. Ardından da beni sıkı bir eğitimin beklediği Florida, Hippocrates Health Institute. Tüm bu yolculukta ne mi öğreniyorum?

• Şeflik eğitiminde, benim dışımda herkes vegan olduğundan, kendimi uzaylı gibi hissetmek nasıl bir duyguymuş, onu öğreniyorum. Neyse ki beni bağırlarına basıyorlar.

• 'Dersten sonra kahve içelim mi?' potunu kırmamayı öğreniyorum. Yeşil içecek, yani yeşillikler, sebzeler, elma ve salatalığın sıkılmasından oluşan garip fakat lezzetli içecek, yeni sabah ve akşamüstü kahvemiz oluyor.

• Yeni bir yaşam tarzına geçiş yapmayı öğreniyorum; sabahın 5.30'unda yoga yapmak için kalkmak pek normal bir şey haline geliyor. Infrared sauna, bikram yoga, Whole Foods (organik ve sağlıklı yiyecekler satan market zinciri) yeni duraklarım.

• Aldığımız sıkı eğitimde her şeyin alternatifini yapabilmeyi öğreniyoruz. Kuru yemişlerden fermente edilmiş peynirler, kabaktan makarna, keten tohumunu öğütüp pizza hamuru yapıyoruz.

Çisem Raw Kurabiye

• Daha önce hiç yemediğim ve karşılaşmadığım malzemelerle burada tanışıyorum; örneğin taze Hindistan cevizi. Bir derste sadece 10 adet Hindistan cevizini satırla açmamızı istiyorlar, elimiz alışsın diye. Satır kullanmaktan korkmamayı öğreniyorum. İçinden çıkan inanılmaz lezzetli suyu da su yerine içmeyi düşünüyorum zira mineral özelliği çok yüksek. 3. Dünya ülkelerinde bu suyu kan serumu olarak bile kullanıyorlarmış. Bir başka derste İrlanda yosunu kullanarak çiğ ekmek yapmayı öğreniyoruz, ağzımız açık kalıyor. Çiğ ekmek de mümkünmüş!

• Mutfağımıza giren her şey organik, lokal, hayvan ürününe izin yok (arı ürünleri hariç), rafine şeker ve un da yok. Yaptığımız her şey dudak uçuklatacak lezzette, hem de ultra-sağlıklı, çünkü hiçbir şey pişmiyor.

Çisem Raw Food

• Pişirme yerine kurutmayı öğreniyoruz. Amaç enzimleri öldürmemek, 40-45 derecenin üzerinde ısı görmüş bir şey çiğ besin sayılmıyor. Enzimlerin önemi çok büyük; her besin kendi içinde onu tamamen parçalayıp sindirmeye yetecek kadar enzim içeriyor. Pişirildiğinde enzimler yok olduğundan vücut o besini sindirmek için karaciğer ve pankreastan enzim çalıyor. Bu sayede vücudu yorup fazla çalışmasına ve karaciğerin gereksiz büyümesine sebep oluyorsunuz.

• Biz aslında otçul hayvanlarla çok benzer özellikler taşıyormuşuz; çene yapımız otçul beslenen hayvanlar gibi yassı şekilde, bağırsaklarımız onlar gibi uzun, vücudumuzun tam 12 katı. Vücuda giren kolesterol ve ürik asidi vücut kendi başına tolere edemiyor.

Oysa etçillerde durum tam tersi işliyor. Dişler sivri, çene sadece aşağı yukarı hareket ediyor. Bağırsakları aşırı kısa, ve kolesterolü de rahatlıkla tolere edebiliyorlar. Bir de üstüne üstlük pençeleri var. Aslında doğaya baktığımızda bir tek insanların yemeklerini pişirdiklerini görüyoruz, sadece bu bile doğamıza ne kadar ters yaşıyoruz diye insanı düşündürmüyor değil.

Raw Lazanya Tarifi

• Çok ilginç insanlarla tanışıyorum: Örneğin; New York'ta girdiğim bir raw food restoranının sahibi, 75 yaşında ama taş çatlasa 45'ten fazla durmuyor. 50 senedir çiğ besleniyormuş, hayatında doktora da gitmemiş. Hippocrates Health Institute'daki hocalarımdan biri 95 yaşına basmıştı o yıl, ve yoga derslerinde benden daha esnek olduğunu gördüğümde ağzım açık kalmıştı.

Bir de HHI, akademi olmasının yanı sıra aslında bir detoks merkezi ve insanlar buraya iyileşmeye geliyor. Kapıdan beraber girdiğimiz tekerlekli sandalyedeki bir hasta, 3 haftanın sonunda koşmaya başlıyor. Meme kanseri teşhisi konan bir kadın, tam bir hafta sonra doktorunun tümörü bulamadığını söylüyor! Bunların hepsi hemen hemen her gün yaşanan olağan durumlardan. Arkadaşlarımızla artık şaşırmamayı ve insan vücudunun mucizevi yapısına tüm kalbimizle inanmayı öğreniyoruz.

• Amerika'ya ayak bastıktan tam 115 gün sonra ben şu hale gelmiştim: Hayatı boyunca sporu külfet olarak gören ben, sabah güneşin doğuşuyla kalkıp, meditasyon, nefes egzersizleri, yoga, qi gong, tai chi, pilates, ip atlama, trambolinde zıplama gibi bilumum egzersizleri gün içine yayıp, deli bir enerji patlaması yaşıyorum. Zihnim açılıyor, cildim güzelleşiyor, hafızam güçleniyor.

Günde 3 öğün çiğ besleniyor, arada alkali su, çim suyu ve taze sıkılmış yeşil içecekleri de tüketiyorum. Haftada bir gün 'sessizlik günü' yapar hale gelmişim; o gün kimseyle konuşmamanın, iç sesini dinlemenin, kendimle baş başa kalmanın keyfini çıkarıyorum. Aromaterapi ve refleksoloji öğrenmişim. Kendi organik bahçemi nasıl yapacağımı, buğday çimi ve filizleri ev ortamında nasıl yetiştirebileceğimi çözmüşüm. Kullandığım bütün kimyasal ürünleri atmışım, şampuandan makyaj malzemelerime kadar her şeyi organik ve doğal almaya başlamışım.

Kısacası sertifikalarımı aldıktan sonra, hayatım tam anlamıyla değişmiş bir vaziyette, yepyeni bir yaşam tarzına sahip olarak Bodrum'a taşındım. Hocalarımızın bize verdiği, insanlara sağlıklı yaşamı öğretme misyonunu, sahibi olduğumuz Sianji Well Being Resort'da gerçekleştiriyorum. 'Kendinizi iyileştirin, sonra insanlara bunu nasıl yapabileceklerini öğretin, bilgiyi aktarın ki giderek büyüsün.' Doğaya, özümüze dönmek, etrafımızdaki toksinlerin farkında olmak, artık herkesin de deneyimlemeye başladığı bir olgu, Bu sayede çiğ beslenme de hayatımıza daha fazla girmeye başlayacak. Bu hayat tarzına dair püf noktaları, sistemi yaşam tarzınıza nasıl entegre edebileceğiniz ile ilgili detaylar bir sonraki yazılarımda yer alacak.

Sağlıcakla kalın!

[Yemek.com'un notu] Çisem Çakır'ı Tanıyalım: Raw food (canlı/çiğ besinler) şefi, detoks uzmanı, tasarımcı ve otel işletmecisi Çisem Çakır, blogu ‘in raw we trust’ da, kendi perspektif ve objektifinden sağlıklı yaşam ve yemek adına izlenimlerini paylaşıyor. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’ni bitirdikten sonra, tasarım ve estetiğe olan merakı sebebiyle, Ürün Tasarımı okumak üzere Londra’da Central Saint Martins College of Art & Design, Londra’ya giden Çisem, o zamana kadar yolunun hiç kesişmediği mutfak ile tanışmak zorunda kaldı. Araştırmayı seven, yaptığı her işi ciddiye alan yapısı nedeniyle, yemek yapmayı araştırmaya ve malzemeleri tanımaya başladı.

Matthew Kenney Academy’de Gourmet Raw Food Chef diplomasını aldıktan sonra, dünyaca ünlü Hippocrates Health Institute’de Health Educator programından mezun olan Çakır, Sianji Well Being Resort’da detoks ve çiğ beslenme eğitmeni olarak bu konuyla ilgili bakış açısını misafirlerle paylaşıyor, onlara yol gösteriyor.


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

1

Meliha Işıkdemir8 Ekim 2015 10:28
Merhaba Çisem Hanım Golin İstanbul olarak müşterimizin bir etkinliği ile ilgili sizinle irtibata geçmek isteriz. bugün acil geri dönüş yapabilir misiniz? teşekkürler.
Yanıtla

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?