Hayatımda hiç görmediğim, hiç tatmadığım, hatta bir kaç gün öncesine kadar adını bile hiç duymadığım bir reçel yaptım. Kozalak Reçeli.
Çam kozalağının reçeli mi olurmuş diyebilirsiniz. Bu çok normal ve yerinde bir tepki. Ama faydalarını duyduktan ve tadına baktıktan sonra evinizde bulundurmak ve hatta pişirmek isteyebilirsiniz. Pişirirken evi saran çam kokusunu duyduktan sonra bitse de yenisini yapsam bile diyebilirsiniz.
Doğanın bize sunduklarına alıcı gözüyle bir baksak, ne güzellikler görüp, ne şifalar bulacağız.
İsmi ne kadar güzelse, tadı da bir o kadar lezzetli kozalak reçelinin. Ama bu reçel öyle ekmeğe sürülüp löpür löpür yenen türden değil. Şifa niyetine daha çok. Günde 1 tatlı kaşığını geçmemek gerekiyor. Astıma, öksürüğe, bronşite, üst solunum yolu enfeksiyonlarına iyi geldiği, vücut direncini arttırdığı söyleniyor.
Rusya’da yıllardır soğuk algınlığı, grip, üst solunum yolu enfeksiyonları, astım, boğaz ve diş eti hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor. Hücre yenileyici özellikte olduğundan cildi gençleştiriyor. Vücudu yeniliyor, enerji veriyor. Muhteşem aroması sayesinde nefes almayı kolaylaştırıyor. Çam ağaçlarının sakinleştirici etkisi ve çam kokusunun insanı rahatlatan özelliği sayesinde bir diğer faydası da insanı rahatlatması. Özellikle hastane bahçelerinde çam ağaçlarının olması tesadüfi değilmiş demek. Hadi o zaman buyurun tarifimize!
Yorumlar
3