meyve-kategorisi

Meyvelerin sağlık dolu dünyasını keşfedin! C vitamini deposu portakaldan, antioksidan zengini çileğe, her bir meyvenin faydaları burada.

meyve-sozluk-kategori

meyve-sozluk-app

meyve

<p>Acur, Türkiye'de hemen her çeşidinin rahatlıkla yetiştiği kabakgiller familyasına ait bir meyve çeşididir. Salatalıkla benzerlik taşıdığı düşünülse de, kavunla aynı tür içerisinde yer alır. Yaklaşık bir metreye kadar uzayabilen, düz ya da bükülebilen bir yapıya sahiptir. Oldukça açık, beyaza yakın bir rengi vardır. Bazı meyvelerinin kabuğu hafif tüylü olabilir ve dikey çizgilidir. Acur, yaygın olarak turşu şeklinde tüketilir. Türkiye'de farklı çeşitleri bulunur. Tat açısından salatalıkla benzerlik gösterir. Soğutucu ve rutubet verici özellikler taşır. Bu özelliklerden dolayı sıcak iklimli bölgelerde yetiştirilir. Üretimi yaz mevsiminde gerçekleşir. Acur, sıcak iklimlerde yetişen bütün bitkiler gibi yüksek su oranı barındırır ve hazmı oldukça kolaydır. Suyu depolayan kısmı çekirdekli bölgesidir. Yaklaşık 12-15 santimetre uzunluğa eriştiğinde, en lezzetli halini alır. Tat bakımından salatalıktan oldukça hafiftir.</p>
<h2>Acurun faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Sulu yapısı sayesinde susuzluğu giderir.</p>
<p>-İdrar söktürücü özelliği vardır.</p>
<p>-Vücudun rahatlamasını sağlar.</p>
<p>-Mide ve böbrekler üzerinde rahatlatıcı bir etkiye sahiptir.</p>
<p>-Suyun çözücü etkisiyle, boşaltım sisteminin tamamını olumlu yönde etkiler.</p>
<h2>Acurun zararları nelerdir?</h2>
<p>Acur mide öz suyu için yan etki yaratabilir. Bunu engellemek için çeşitli meyvelerle, hurma, bal ve zencefille tüketilebilir. Fakat birlikte tüketildiği bal, hurma gibi doğal şeker ihtiva eden yiyeceklerle fazla tüketildiğinde kilo aldırabilir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Acurun mutfaktaki yeri</h2>
<p>Acur, İngilizcede "Ermeni salatalığı" olarak yer alır.  Orta Doğu ve diğer dünya mutfaklarında "yabani salatalık" olarak anılır. Akdeniz'in belirli bölgelerinde "hıta" adını alır. Anadolu'da halk arasında "yılan kavunu" olarak adlandırılır. Özellikle Anadolu, Orta Doğu ve Güney Batı Asya'da yetiştirilir. Sağlıklı beslenmek için taze hali, nar, fesleğen ve çeşitli yeşillikler kullanılarak salata halinde tüketilir. Cacık yapımında kullanıldığında farklı ve ferahlatıcı bir etki yaratır. Tüylü acurun içi oyulup, kurutularak dolma yapılır. Taze hali, salatalık gibi doğrudan tüketilebilir. Acurun, Antep, Kilis ve Maraş mutfaklarında tüketimi yaygındır. Detoks gibi vücudu temizlemeye yönelik beslenme yöntemlerinde de kullanılabilir.</p>
<p><em>Görsel kaynak: <a href="http://www.ebay.it/sch/sis.html?_nkw=Weise%20Zucchini%20Samen%20Turkei%20Tohum%20Turkiye%20Kabak%20Sakiz%20Squash%20Seed%20Turkey&#038;_itemId=161463710052" target="_blank">ebay.it</a></em></p>

acur

SÖZLÜK

Acur

<p>Meyvesi dut ve böğürtlene benzeyen ahududu; ülkemizde frambuaz, sultan böğürtleni, ağaç çileği ve dağ çileği olarak da bilinir. Bilimsel adında yer alan “ida” sözcüğü ülkemizde yer alan Kaz Dağı’nın mitolojik adıdır. Bu nedenle kökeninin Kaz Dağı olduğuna dair görüşler vardır. Yazın ve sonbaharda meyve veren bitkinin meyveleri kırmızı, sulu, etli ve hoş kokuludur. Asya, Avrupa ve Amerika’da yetişebilen ahududu, ülkemizde Ege, Akdeniz, Karadeniz ve Marmara bölgelerinde doğal olarak yetişir. Ayrıca özellikle Bursa ilinde farklı çeşitleriyle bahçelerde de üretildiği görülür. Her biri kendi içerisinde farklı türlerde olan çeşitleri vardır. Kara, sarı, kırmızı ve mor ahududu bunlar arasındadır.</p>
<h2>Ahududu hangi alanlarda kullanılır?</h2>
<p>Tazesi meyve olarak tüketilen ahududu, dalından koparıldıktan sonra kısa sürede tazeliğini yitiren bir meyvedir.  Bu nedenle ahududunun dondurularak, kurutularak veya sıkılarak kullanılması yaygındır. Kurutulmuş hali mısır gevreği ve müsli gibi yiyeceklerin içerisinde yer alabilir. Sıvı hale getirilen ahududu meyve suyu, şerbet ve şurup gibi içeceklerin yanı sıra şarap ve likör gibi içkilerin üretilmesinde kullanılabilir.</p>
<p> Taze ahududu kaynatılarak marmelat, reçel, jöle ve pekmez yapılabilir. Ahududu taneleri pasta, yoğurt ve dondurmaya ekşiyle tatlı arası bir lezzet kattığı için sıklıkla tercih edilir. Bitki çaylarının kullanımı yaygınlaştığı için ahudududan çay olarak da yararlanılır. Ayrıca ahudududan ilaç üretiminde de faydalanılır.</p>
<h2>Ahududunun içerdiği vitamin ve minareller nelerdir?</h2>
<p>Ahududu, protein ve karbonhidrat açısından zengindir. Meyvesi liflidir. C, E ve K vitamini barındırır. Provitamin A, ellagik asit, folik asit, eterik yağ, elma ve limon asidi içerir. Ayrıca içerisinde bol miktarda kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum, fosfor, mangan ve bakır bileşeni asitler, pürinli maddeler, reletin, lutein bulundurur. Antosiyanin dışında fenol, flavon ve flavonoid gibi antioksidanlara sahiptir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Narın faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-İnsülin salınımını arttırır. Bu sayede kan şekerinin düşmesine yardımcı olur.</p>
<p>-Bağışıklık sistemini güçlendirir.</p>
<p>-Hücrelerin DNA’sına zarar vererek kansere sebep olan serbest oksijen radikallerini temizler.</p>
<p>-Beyin hücrelerini onarır ve fonksiyonlarının gelişmesinde faydalıdır.</p>
<p>-Eklem kirişleri, bağ ve kıkırdak sorunlarında olumlu etkisi vardır. Romatizma ağrılarını azaltır.</p>
<p>-Göğüs ve rahim tümörünün büyümesini engellediğine dair araştırmalar vardır.</p>
<p>-Ağız içi sağlığında yararlıdır.</p>
<p>-Ateş düşürücü etkiye sahiptir.</p>
<p>-Yüksek tansiyonu düşürür ve yakalanma riskini en az indirir.</p>
<p>-Sindirim sisteminin düzenlenmesinde yardımcıdır.</p>

ahududu

Ahududu

<p>Tatlı ekşi bir tadı olan ananasın yemeklerde kullanım alanı oldukça geniştir. Yalnızca tek başına bir meyve olarak değil, tatlılarda ya da tercihe göre et yemeklerinde de rahatlıkla kullanılabilir. Çiğ olarak ya da pişirilerek tüketilebilen, yağ içermeyen, lifli, kalorisi oldukça düşük bir meyvedir ve 100 gramında yaklaşık 60 kalori bulunmaktadır.</p>
<h2>Ananasın içerdiği vitamin ve minareller nelerdir?</h2>
<p>Ananasta A, B1, B3, B6 ve C vitamini ile birlikte Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri bulunmaktadır. Ayrıca potasyum, demir, kalsiyum, manganez, çinko, bakır, folat ve fosfor içermektedir. Her gün düzenli olan tüketilen 100 gram ananas, vücudun günlük vitamin ve mineral ihtiyacının oldukça önemli bir kısmını karşılamaktadır. </p>
<h2>Ananasın faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Cildi pürüzsüz hale getirir, saç ve tırnakları güçlendirir.</p>
<p>-Sindirimi kolaylaştırarak kilo vermeye yardımcı olur. Vücuttaki yağın birikmesini engeller.</p>
<p>-Vücuttaki ödemi ve iltihabı giderir.</p>
<p>-Düzenli olarak tüketildiğinde kanı sulandırır, tansiyonu düzenler ve damar tıkanıklıklarını önler.</p>
<p>-Antioksidan özelliği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir.</p>
<p>-Mide ve bağırsak hareketlerini düzenler, pankreası çalıştırır.</p>
<p>-Karaciğer yağlanmasını azaltmada etkilidir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Ananasın zararları nelerdir?</h2>
<p>Ananas çok yoğun bir şekilde lif içerdiği için çok fazla tüketilmesi halinde ishale neden olabilmektedir. Ayrıca tropikal bir meyve olması nedeni zaman zaman bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara yol açabilmektedir. Bu alerjik reaksiyonlar daha çok ciltte kızarıklık, kaşıntı, dilde ve dudakta yanma hissi ve şişkinlik olarak kendini göstermektedir. Mutlaka olgunlaşmış haldeki ananas tüketilmelidir. Aksi durumda kusma, şiddetli ishal gibi mide ve bağırsak rahatsızlıkları meydana gelebilir. Ananas kanı sulandırıcı bir etkiye sahip olduğundan, kan inceltici ilaçlarla birlikte kesinlikle tüketilmemelidir. Ayrıca zaman zaman bazı antibiyotikler ve benzeri ağır ilaçlarla da etkileşime geçebildiğinden, böyle durumlarda mümkünse ya hiç tüketilmemeli ya da mutlaka doktora danışılarak tüketilmelidir.</p>
<h2>Ananas nasıl saklanır?</h2>
<p>Olgun bir ananasın bozulmadan dayanma süresi yaklaşık olarak 4-5 gündür. Eğer ananas tam olarak olgun değilse, olgunlaşması için dış kabuğunun rengi kahverengiye dönene kadar oda ısısında bekletilmelidir. Buzdolabında saklamak ananasın olgunlaşmasını önleyecektir. Kabuğu soyulmuş ve doğranmış ananas ise hava geçirmeyen kapalı bir kabın içinde, buzdolabında 3-4 gün kadar saklanabilir. Ananas konserve olarak da saklanabilen bir meyvedir. Ancak bu şekilde içerdiği vitamin ve minerallerin büyük bir kısmı kaybolduğundan, mümkünse taze olarak ve fazla bekletmeden tüketilmelidir.</p>

ananas

Ananas

<p>Ülkemizde de bol miktarda yetiştirilen armut, yakın akrabası elmadan daha ince kabuklu, yumuşak çekirdekli, eti bol sulu ve tatlı bir meyvedir. Armut, taze olarak tüketilebildiği gibi reçeli, tatlıları, pekmezi, likörü ve rakısı da yapılabilmektedir. </p>
<h2>Armudun faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Yapılan araştırmalara göre, hemen hemen tüm kabuklu meyvelerde olduğu gibi armudun da kabuğu etli kısımlarına oranlara daha faydalıdır. Armudun kabuğunda antioksidan ve iltihap önleyici maddeler yer almaktadır. Ayrıca kabuğu bolca lif içermektedir. </p>
<p>-Armut, bol lifli yapısı ile sindirimi kolaylaştırır.</p>
<p>-Böbreklerin düzenli çalışmasına yardımcı olur.</p>
<p>-Kanı temizler, kansızlığa iyi gelir.</p>
<p>-Sinirleri yatıştırır, zihin yorgunluğuna iyi gelir.</p>
<p>-Gut ve romatizma hastalıklarına iyi gelir. </p>
<p>-Böbrek taşları ve böbrek kumlarının dökülmesine yardımcı olur. </p>
<p>-Çarpıntıyı giderir, kalp atışlarını düzenler. </p>
<p>-İdrar söktürücü özelliği vardır. </p>
<p>-Zengin C vitamini içeriği sayesinde enfeksiyonları önler ve bağışıklık sistemini güçlendirir. </p>
<p>-Özellikle göğüs kanseri riskini azaltır. </p>
<p>-Kalp krizini önler. </p>
<p>-Tip 2 diyabet riskini azaltır.</p>
<p>-Gebelikte mide bulantısını azaltır. </p>
<h2>Armudun içerdiği vitamin ve mineraller nelerdir?</h2>
</p>
<p>Armut; C, K, B2, B3 ve B6 vitaminleri bakımından zengin bir besindir. Ayrıca armut; fosfor, kalsiyum, potasyum, bakır, vücudun kalsiyum tutmasını sağlayan bor maddesi ve hamileler ve emziren kadınlar için büyük önem taşıyan folik asiti bünyesinde barındırır. Armut, mide ve akciğer kanserini önlemeye yardımcı olan hidroksisinnamik asit içerir. </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Armut nasıl seçilir ve nasıl saklanır?</h2>
<p>Armut alırken sert, koyu renkli ve sağlam olanlar tercih edilmelidir. Armut, yeteri kadar olgunlaşmamışsa bir kağıt torba içerisinde oda sıcaklığında bekletilerek olgunlaşması hızlandırılabilir. Olgunlaşmış armutlar buzdolabında birkaç gün boyunca tazeliğini koruyabilmektedir. Etrafındaki kokuları emme özelliğinden dolayı armudu sarımsak, soğan gibi kokulu gıdaların yanında saklamamak gerekir. Armut; elma, erik, kayısı ve vişne gibi meyvelerde olduğu gibi kurutularak da saklanabilir. Kurutmak için olgunlaşmış, rengi sararmış armutlar tercih edilmelidir. Armutların renginin daha parlak olması için önce güneşte daha sonra 3 gün kadar gölgede bekletmek gerekir. İyi kurumuş armutlar elle sıkıldığında hemen geri açılır, elastik bir yapısı vardır.</p>

armut

Armut

<p>Avokado, armuda benzeyen şeklinden dolayı timsah armudu olarak da bilinir. Ana vatanı Meksika ve Güney Amerika olan avokadonun üretimi günümüzde oldukça yaygınlaşmıştır. Tropik ya da yarı tropik iklimde yetişebilen avokado meyvesi, Avustralya, Afrika ve Asya'nın bazı bölgeleri ile ülkemizde de Akdeniz kıyılarında yetiştirilmektedir. Avokado meyvesi, tıpkı muz ve ananas gibi henüz tam olarak olgunlaşmadan toplanarak satışa sunulur. Bu nedenle satın aldıktan sonra sertliğine göre birkaç gün meyvenin olgunlaşarak yumuşamasını beklemek gerekebilir. Oda sıcaklığında ya da buzdolabında bir kese kağıdı içinde bekletilen avokado birkaç gün içinde tüketime hazır duruma gelir. Çok hızlı bir şekilde çürümeye başlayabileceği için meyvenin olgunlaşması sürekli takip edilmelidir.</p>
<h2>Avokado nasıl kullanılır?</h2>
<p>Avokado, nötr tadından dolayı çok geniş bir kullanım alanına sahiptir. Pişirilmesine gerek olmayan avokado, hem tatlı hem de tuzlu yiyeceklerle birlikte rahatlıkla tüketilebilir. Salata ya da sandviçlere eklenebileceği gibi dondurma ve tatlı yapımında da kullanılabilir. Kremsi dokusu nedeniyle et yemeklerinin yanında sos olarak değerlendirilebilir ya da bezelye, kabak hatta patates gibi farklı sebzelerle püre olarak hazırlayabilir. Son yıllarda besin değerleri nedeniyle diyet listelerine eklenmeye başlayan avokado, uzun süre tok tutması sebebiyle özellikle tercih edilmektedir. </p>
<h2>Avokadonun faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Avokado belki de en faydalı besinlerden biri olarak nitelendirilebilir. Hemen hemen tüm vitaminleri içeren avokado meyvesi, demir, fosfor, magnezyum, potasyum gibi önemli mineraller açısından da zengindir. Ayrıca yüksek miktarda protein, karbonhidrat, tekli doymamış yağlar, omega 3 ve lif de içerir.</p>
<p>-B vitamini türevleri ile E vitamini ve folik asit bakımından zengin olan avokado, kalp krizi riskini azaltır, kalp sağlığı korur ve kolesterol seviyesini düşürür.</p>
<p>-Kan şekeri seviyesini düzenler, diyabet riskini azaltır. Yüksek oranda folik asit içerdiği için felç olasılığını düşürür.</p>
<p>-Araştırmalara göre avokado meyvesinde, prostat ve meme kanserini önleyici maddeler bulunmaktadır.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Avokadonun zararları nelerdir?</h2>
<p>100 gr. avokado meyvesi yaklaşık olarak 150 kalori içerdiğinden kilo problemini önlemek için ölçülü şekilde tüketilmesi gerekmektedir. Ayrıca fazla tüketildiğinde, çok yaygın olmasa da astım, nefes darlığı, öksürük gibi alerjik reaksiyonlara yol açabilir. </p>
<p>Nadir de olsa cilt üzerinde alerjiye neden olabildiğine dair bulgular vardır. Hayvanlar üzerinde yapılan bazı çalışmalar da ise rafine edilmemiş avokado yağının kollajen birikimine yol açarak karaciğere zarar verdiğini ve ayrıca fazla miktarda tüketilen avokado yapraklarının akciğer ödemi ve ciddi miyokardiyal dejenerasyona yol açabildiğini işaret etmektedir. </p>

avokado

Avokado

<p>Armut, kayısı, malta eriği ve badem ile aynı familyadan olan ayva ağacı, beyaz-pembe iri çiçekler açar ve tüylü yaprakları vardır. Ana vatanı Hazar Denizi civarı, Kuzey-Batı İran, Türkistan ve Kuzey Anadolu'dur. Ülkemiz ayva üretiminde dünyada ilk sıralarda yer alır.</p>
<h2>Ayvanın besin değerleri nedir?</h2>
<p>Besin ögeleri bakımından ayva A, B2 ve C vitaminleri, pektin, tanen, bakır ve potasyum gibi mineraller içerir. Serbest radikallere karşı çok önemli olan antioksidanlar yönünden zengindir. Dengeli ve sağlıklı bir sindirim sistemi için hayati önem arz eden besin lifleri bakımından da oldukça zengin bir kaynaktır.</p>
<h2>Ayvanın faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Bağışıklığı güçlendirir ve üst solunum yolları hastalıklarına karşı koruyucudur.</p>
<p>-Özellikle çocukluk dönemindeki kemik gelişimine çok büyük faydası vardır.</p>
<p>-Potasyum bakımından zengin bir içeriğe sahip olduğundan yüksek tansiyonu düşürücü özelliği vardır.</p>
<p>-Safrayı düzene sokar.</p>
<p>-Gastrointestinal sistem için faydalı, safrayı düzenleyen, mide bağırsak rahatsızlıklarına ve karaciğer tembelliğine iyi gelen bir etkisi vardır.</p>
<p>-Ayvanın suyu veya ayva çayı öksürük, bronşit, verem gibi akciğer hastalıkları ve boğaz ağrılarına faydalıdır.</p>
<p>-Potasyum içerdiği için böbrek taşı riskini azaltır ve idrar yolları için yararlı bir besindir.</p>
<p>-Ayva yaprağının kolesterol düşürücü etkisi vardır, kalp damar sağlığı açısından önemli bir bitkidir.</p>
<p>-Ağız yaralarının iyileşmesini hızlandırır.</p>
<p>-Terlemeye yardımcı olup, toksinlerin atılmasını sağlar.</p>
<p>-Yaprakları demlenip çay olarak tüketildiğinde sakinleştirici etkisi vardır.</p>
<p>-Ayva çiçeği kaynatılıp içildiğinde anne sütünü artırır, kalbi güçlendirir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Ayvanın kullanım ve tüketim alanları nelerdir?</h2>
<p>Çiğ olarak tüketilebilen ayvanın hem mutfak kültüründe hem alternatif tıpta geniş bir kullanım alanı vardır. Tatlı ve tuzlu birçok tarifte pişirilerek kullanılır. Kahvaltıda reçel ve marmelat, menülerde komposto ve ayva tatlısı şeklinde yer alır. Yöresel mutfaklarda yahni ve sulu yemeklere tat veren bir malzeme olarak karşımıza çıkar. Özellikle çekirdeklerinin yüksek pektin içermesi nedeniyle jöle, pelte ve şekerlemelerde kullanılır. Düşük şeker içeriği sayesinde şeker hastaları tarafından rahatlıkla tüketilebilen bir meyvedir. Ayvanın mevsimi ekim ve şubat ayları arasındadır ve mevsiminde alınan ayvalar buzdolabında bir ya da bir buçuk ay kadar dayanır. Ayva yaprakları ayrıca boya, kozmetik ve ilaç sanayinde kullanılır.</p>

ayva

Ayva

<p>Meyvesi dut ve ahududu ile benzerlik gösteren böğürtlen; ülkemizde mormorik, diken çileği, karamama, alik, tilki üzümü, gürüzüm, kedi dutu, diken dutu ve yabani dut olarak da bilinir. Ormanlık, fundalık yerlerde, yol kenarlarında, bahçelerde doğal olarak yetişir. Sürüngen formda olan türleri olsa da genelde boyu 3 metreye varır. Meyve taneleri tatlı veya ekşi olabilir. Aromatik özelliğinin yanı sıra meyveleri etli ve suludur. Başta Asya ve Avrupa olmak üzere kuzey yarım kürenin ılıman bölgelerinde yetişebilir. Ülkemizde Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde yabani olarak yetişir. Son dönemlerde bahçelerde dikensiz böğürtlenler yetiştirilmektedir. Salkım halinde beyaz ve pembe çiçekleri vardır. Bu çiçekler yaz sonunda meyveye dönüşür. Tazesi meyve olarak tüketilebilen böğürtlen, koparılmasının ardından kısa sürede bozulan bir meyvedir. Dondurularak ya da kurutularak muhafaza edilebilir. Rubus fruticosus dışında rubus argutus, rubus ursinus ve rubus caesius adında türleri bulunur. </p>
<h2>Böğürtlen hangi alanlarda kullanılır?</h2>
<p>Meyvesi çiğ olarak yenilebilen böğürtlen, kurutulmuş halde müsli, mısır gevreği, çerez gibi birçok yiyeceğin içerisinde yer alabilir. Sıkılarak elde edilen suyundan meyve suyu, şerbet ve şurup gibi içecekler üretilir. Böğürtlenden sirke, marmelat, reçel ve pekmez yapımında yararlanılabilir. Pasta, dondurma ve yoğurtlara lezzet katması için böğürtlen eklenebilir. Böğürtlen çayı yapımında yapraklarıyla birlikte değerlendirilir. Böğürtlen şarabı ve likörü gibi içkilerin yapımında kullanılır. Bunların dışında ilaç üretiminde de böğürtlenden faydalanıldığı görülür.</p>
<h2>Böğürtlenin içerdiği vitamin ve minareller nelerdir?</h2>
<p>Meyvesi lifli olan böğürtlen etken madde olarak yoğun olarak meyve şekerleri içerir. İçeriğinde organik asitler, sitrik asit ve folik asit vardır. A, C, E ve B vitamini yönünden zengindir. Protein ve karbonhidrat özelliği vardır. Pektin, tanen, flavonit, iyot, demir, magnezyum ve mangan diğer etken maddelerindendir. </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Böğürtlenin faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Böğürtlen sadece meyvesiyle değil, yaprak ve köküyle de ağrı kesici ve şeker düşürücü bir bitkidir.</p>
<p>-Hemoroit ve benzer mayasıl rahatsızlara iyi gelir.</p>
<p>-Adet döneminde kanamayı yavaşlatır.</p>
<p>-Beyin fonksiyonlarının gelişmesinde yardımcı olur. </p>
<p>-Hamile kadınlarda düşük riskini azaltır. Sırtı kuvvetlendirir.</p>
<p>-Kanserli hücrelerin büyümesini yavaşlatır.</p>
<p>-Çiğ olarak tüketildiğinde ya da gargarası yapıldığında ağız içi sağlığında yararlıdır. </p>
<p>-Kandaki glikoz oranını düşürücü etkisi vardır. Bu nedenle şeker hastalarının kullanması önerilir.</p>
<p>-Yüksek tansiyonu azaltır. </p>
<p>-Sindirim sisteminin onarılmasına yardımcı olur.</p>
<p>-Zarar gören dokuları yeniler.</p>

bogurtlen-1

Böğürtlen

<p>Latince adı "Fragaria Ananassa" olan ve yaklaşık olarak yirmi civarında türü bulunan çilek, ülkemizin hemen hemen her bölgesinde yaygın olarak yetiştirilmektedir. Yetiştirilmesi çok zor olmadığından evlerdeki balkonlarda ya da terastaki uygun bir saksıda bile kolaylıkla yetiştirilebilmektedir.</p>
<h2>Çileğin mevsimi ne zamandır?</h2>
<p>Çileğin mevsimi ilkbahar sonu ile yazın başlangıcı arasında olup, en çok mayıs ve haziran aylarında görülür. Günümüzde her ne kadar zaman zaman mevsimi dışındaki aylarda karşımıza çıksa da, faydalı olması açısından çileği mevsiminde tüketmek gerekmektedir.  </p>
<h2>Çileğin içerdiği vitamin ve minareller nelerdir?</h2>
<p>B, C ve K vitamini yönünden hayli zengin olan çilek ayrıca kalsiyum, potasyum, sodyum, manganez, fosfor, folik asit, askorbik asit ve retinol maddelerini de içermektedir. Günde beş adet çilek tüketmek vücudun günlük C vitamini ihtiyacının neredeyse tamamını karşılamaktadır.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Çileğin faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-İyi bir antioksidandır. Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir ve kansere karşı koruma sağlar.</p>
<p>-Düzenli tüketilmesi halinde kalp ve damar hastalıklarına karşı koruma sağlayarak kalp krizi riskini azaltır, damar tıkanıklıklarını önler.</p>
<p>-Lifli bir besin olması nedeni ile bağırsakların düzenli bir şekilde çalışmasını sağlayarak kabızlığı giderir ve sindirimi kolaylaştırır.</p>
<p>-İçerdiği vitamin ve asitler cildin yaşlanmasını geciktirir, pürüzsüz bir görünüm sağlar.</p>
<p>-Kemik ve dişleri güçlendirir, diş eti sağlığını korur.</p>
<p>-Kötü kolesterolü (LDL) ve yüksek tansiyonu düşürücü özelliğe sahiptir.</p>
<p>-Karaciğer yağlanmasını azaltır.</p>
<h2>Çilek nasıl saklanır?</h2>
<p>Çilek ne yazık ki uzun süre boyunca tazeliğini koruyabilen bir meyve değildir. Ancak yine de çileği temizleyip yıkadıktan sonra derin dondurucuda bir yıl süre ile bozulmadan saklayabilirsiniz. Bununla beraber çileğin suyla temas etmesi bozulmayı hızlandırmaktadır. Bu özelliği nedeni ile yıkarken çok fazla suda bekletmemek ve suyunun tam olarak süzüldüğüne emin olduktan sonra hava almayacak bir şekilde paketlemek gerekmektedir. Çilek buzdolabında ya da sabit oda ısısında ise yıkanmadan en fazla üç gün dayanabilmektedir. Bu nedenle çileği dondurmayı düşünmüyorsanız, satın aldıktan sonra günlük olarak tüketmeniz daha yerinde olacaktır.</p>

cilek

Çilek

<p>Boyu on-on beş santimetreye kadar uzayabilen domatesin, hafif odunsu bir gövdesi bulunur. Tüylü yapraklara ve genellikle sarı renkte çiçeklere sahiptir. Yenilebilen meyvesi bir-iki santimetre çapındadır, ancak kültür bitkilerinde bu oran daha büyüktür. Ülkemizde bölgesel yoğunlaşma nedeniyle Marmara ve Ege Bölgelerinde tarımı yaygınken, Akdeniz Bölgesinde daha çok taze tüketime yönelik, sera tipi domates üretimi yapılmaktadır. Dünyada en çok domates başta Çin olmak üzere, Amerika ve Hindistan ülkelerinde üretilir.</p>
<h2>Domates nasıl kullanılır?</h2>
<p>Domates, Türk mutfağının yanı sıra; İspanyol, İtalyan ve Fransız mutfaklarında da sıklıkla tercih edilen sebzelerden biridir. Domatesin yemeklere kattığı lezzeti fark eden diğer ülkeler de bu sebzeyi yemeklerinde daha sık kullanmaya başlamıştır. Domates çeşitli şekillerde kullanılabilmektedir. Taze haliyle salatalarda, pişmiş olarak soslarda ve sebzeli et yemekleri başta olmak üzere pek çok ayrı yemekte kullanılır. Mevsiminde toplanıp kurutulan, dondurulan ve konserve yapılan domatesler kışın da kolaylıkla tüketilebilmektedir. Domates aynı zamanda salça yapımında kullanılan önemli bir sanayi ürünüdür. </p>
<h2>Domates nasıl kurutulur?</h2>
<p>Yaz aylarında taze olarak tüketilen domatesi kurutarak, dört mevsim boyunca tüketmek de mümkündür. Domates kuruturken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, eziği ve çürüğü olmayan, diri, çok sulu olmayan domateslerin tercih edilmesidir. Kurutma işleminden önce domatesler yıkanır ve ikiye bölünür. Kurutma zemini olarak örtü yerine kurutma ızgaraları kullanılmalıdır. Domatesler kururken su salacağı için suyun akıp gidebileceği şekilde kurutma yapmak önemlidir. Aksi halde hem su içinde kalan domatesler küflenecek hem de kuruma süreci uzayacaktır. Domates kurutmak için en doğru zaman ağustos ayıdır. Kurutma işlemi dört-beş gün sürer. Daha lezzetli bir sonuç almak için domateslere tuz eklenebilir. Ancak, tuz eklendiği takdirde kuruma süresi uzamaktadır. Kurutulan domatesler; hava almaz poşetlerde ya da zeytinyağı içinde saklanmalıdır. </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Domatesin faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-A, B, C vitaminleri ile folik asit ve potasyum yönünden zengindir. Bileşiminde yüzde seksen beş oranında likopen bulunur. Domatese kırmızı rengini veren ve sağlık açısından son derece yararlı olan bu pigment insan vücudu tarafından üretilemez.</p>
<p>-İdrar söktürerek, vücutta birikmiş olan zararlı maddeleri bertaraf eder.</p>
<p>-Kolesterolü düşürür ve gözlerde meydana gelen katarakt oluşumunu geciktirir.</p>
<p>-Tıpkı patates gibi cilt üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Hücre yenilenme hızını artırarak, yaşlanmayı geciktirir.</p>
<p>-Yüksek antioksidan değerleriyle pek çok kanser türüne karşı vücudu savunur.</p>
<p>-İçerdiği E ve C vitaminleriyle, kalp-damar hastalıklarına yol açan serbest radikalleri etkisiz hale getirir.</p>
<p>-Menapoz döneminde domates tüketen kadınlarda kemik erimesi görülme riski minimum düzeydedir.</p>
<p>-Kan şekerini dengelemeye yardımcı olur. Böbrek ve safra taşlarının oluşumunu önler.</p>
<p>-A vitamini deposu olan domates, saç köklerini güçlendirir ve saçlara doğal bir parlaklık kazandırır.</p>
<p>-Yaz aylarında düzenli olarak domates tüketilerek, UV ışınlarına karşı doğal bir koruma sağlanabilir.</p>

domates

Domates

<p>Meyvesi böğürtlen ve ahududu ile benzerlik gösteren dut; akdut ve karadut olmak üzere ikiye ayrılır. Akdutun kökeni Çin ve Moğolistan'a dayanır. Karadutun ana vatanının ise İran, Afganistan ve Güney Kafkasya olduğu tahmin edilir. Ülkemizde başta Bursa olmak üzere tüm Marmara Bölgesinde yoğun olarak yetiştirilir. Ege, İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde de yetiştirilir. İlkbahar aylarında çiçeklenen dut ağacı, yaz boyunca meyve verir. Akdut ağaçları sarı, kırmızı ve mor renkte meyve verebilirken karadut yalnızca rengi siyaha yakın olan mor renkte meyve verebilir. Tazesi meyve olarak yenilen dut, dalından ayrıldıktan sonra kısa sürede bozulan bir meyveye sahiptir. Sıkarak, kurutularak veya dondurarak besin değerinin kaybolması engellenebilir. </p>
<h2>Dut hangi alanlarda kullanılır?</h2>
<p>Meyvesi çiğ olarak tüketilebilen dut, kurutulmuş halde de pek çok kullanım alanına sahiptir. Çerezlerin ve mısır gevreklerinin içerisinde yer alabilir. Sıkılarak elde edilen suyundan meyve suyu, şerbet ve şurup üretiminde yararlanılır. Kaynatılmış halinden pestil, köme, marmelat, reçel ve pekmez yapılır. </p>
<p>Geleneksel tatlılar, kekler, pastalar ve dondurmalar için sıklıkla tercih edilir. Ezilmiş ya da tane dut meyveli yoğurtlara katılabilir. Dut çayı yapımında yapraklarıyla birlikte kullanılır. Votka, likör ve rakı gibi içkilerin yapımında duttan faydalanılabilir. Birçok faydası olan dut, ilaç üretiminde kullanılır. Ayrıca oldukça dayanıklı bir gövdesi olan dut ağacından dekoratif nesneler ve çalgı aletleri yapılabilir.</p>
<h2>Dutun içerdiği vitamin ve minareller nelerdir?</h2>
<p>Lifli bir meyveye sahip olan dut, etken madde olarak meyve şekerleri barındırır. İçeriğinde protein ve yağ vardır. B1, B2, B3, B4 ve C vitamini yönünden zengindir. Folik asit, organik asitler, pektin, tiamin, kuersetin, niasin ve müsilaj içerir. Demir, kalsiyum ve potasyum gibi madensel tuzlar diğer etken maddelerindendir. </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Dutun faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-İdrar söktürücü özelliği vardır.</p>
<p>-Vücutta biriken toksinlerin atılmasını sağlar, kanı sulandırır.</p>
<p>-İçerisindeki potasyum oranı nedeniyle yüksek tansiyonu düşürmede yardımcı olur.</p>
<p>-Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.</p>
<p>-Karadut çiğ olarak yenildiğinde veya gargarası yapıldığında diş etleri rahatsızlıklarına iyi gelir.</p>
<p>-Akdut açken yenildiğinde bağırsak parazitlerini öldürür.</p>
<p>-Eklem rahatsızlıklarına iyi gelir.</p>
<p>-Depresif hallerin giderilmesinde destekleyicidir.</p>
<p>-Doğal bir antibiyotik etkisi vardır, vücut direncini arttırır.</p>
<h2>Dutun zararları nelerdir?</h2>
<p>Dut içerisindeki şeker oranının fazlalığı nedeniyle şeker ve insülin direnci sorunu olanlarda tehlikelidir. İçerisindeki potasyum nedeniyle böbrek ve boşaltım sistemi sorunu olanların kullanması önerilmez. Çok yenilmesi ishal gibi rahatsızlıklara sebebiyet verir.</p>

<p>Gülgiller familyasına ait olan elmanın ilk olarak; Orta Asya, Kuzey Anadolu ve Rusya'da ortaya çıktığı bilinmektedir. En yakın akrabaları malta eriği ve armuttur. Elma ağacının boyu 5-12 metreye kadar uzayabilmektedir. Eski Türkçe'de "alma" şeklinde telaffuz edilen ismi, meyvenin rengi olan kırmızıdan gelmektedir. Tarih boyunca 1000 farklı elma türü üretildiği tahmin edilmektedir. Amasya, Golden, Hüryemez, Jonathan, Starking gibi pek çok farklı çeşidi bulunan elma, sıcaklığı sevmeyen ve -35 derece soğuğa kadar dayanabilen bir meyvedir.</p>
<h2>Elma nasıl kullanılır?</h2>
<p>Elma çiğ olarak yenebileceği gibi, aynı zamanda suyu, sirkesi, pekmezi, çayı ve kompostosuyla da tüketilebilmektedir. Elmayı kabuğuyla birlikte yemek, çok daha besleyicidir. Soyulmadan yenilen elma, hem sindirim sistemini çalıştırır, hem diş sağlığını olumlu yönde etkiler. Elma ve elma suyu cilt bakımı için oldukça yararlıdır. Taze sıkılmış elma suyu, yüz ve boyun bölgesine uygulanarak kırışıklıklıkların oluşması geciktirilebilir. Bir miktar elma sirkesi suyla seyreltilerek cilt bakımında ve saçlara parlak bir görünüm kazandırmak için kullanılabilir.</p>
<h2>Elmalar nasıl saklanır?</h2>
<p>Elma; serin, karanlık ve yeterince nem alan bir yerde, meyve rafları ya da düz kutular içinde saklanmalıdır. Elmalar havalandırması bulunan bir kilerde muhafaza edilebilir. Yalnızca sağlıklı ve hasarsız meyveler stoklanmalıdır. Sapsız elmalar çabuk çürüyeceğinden hızla tüketilmelidir. Elmalar haftada bir kez kontrol edilerek çürükleri ayrılmalıdır. Aksi takdirde sağlam elmalar da çürüyebilir. Elmalar, çabuk kurumalarını önlemek için polietilen torbalarda saklanabilir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Elmanın faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Kolesterolü düşürmeye yardımcı olan elma, içeriğinde bulunan çözünebilir liflerle, kötü kolesterolü düşürürken, iyi kolesterol seviyesini yükseltir. </p>
<p>-Bileşimindeki pektinle uzun süre tokluk hissi sağlayan elma, hazmı kolaylaştırır ve kabızlığı giderir.</p>
<p>-Haftada en az 5 kere elma tüketilerek, solunum yoluyla ilgili şikayetler önlenebilmektedir. </p>
<p>- Düzenli olarak elma yiyen kadınların çocuklarında astım gelişme riskinin daha az olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır.</p>
<p>-Antioksidan etkisinin yanı sıra içerdiği yüksek miktarda E ve C vitaminleriyle bağışıklık sistemini güçlendirerek, hastalıklara karşı koruma sağlar. </p>
<p>-Armut, yaban mersini ve elmanın içinde bulunan antosiyaninler, tip 2 diyabeti önleyici etkiye sahiptir.</p>
<p>-Asetilkolin artışını sağlayan elmanın, sinir sistemi üzerinde olumlu etkileri bulunur. </p>
<p>-Alzheimer gelişimini minimuma indirerek hafızayı canlı tutar. </p>
<p>-Elmadaki kimyasallar, kolon kanserini önlemeye yardımcı olur. Elmanın içindeki çözünen ve çözünmeyen lifler, zararlı maddelerin dışkıyla vücuttan atılmasını sağlayarak kanseri önlemektedir.</p>

elma

Elma

<p>Bilimsel adı “feijoa sellowiana” olan feijoa, ülkemizde kaymak ağacı olarak da bilinir. Brezilya, Arjantin, Paraguay ve Uruguay başta olmak üzere Güney Amerika ülkelerinde doğal olarak yetişir. Guava meyvesi ile akraba olduğundan “ananas guava” anlamına gelen “pineapple guava” ismiyle de anılan meyve yirminci yüzyılın başlarından itibaren Türkiye’nin de içerisinde olduğu pek çok Akdeniz ülkesinde yetiştirilmeye başlanmıştır. Triumph, mammoth, apollo ve gemini adında türleri vardır. Üç metreden beş metreye kadar büyüyebilen feijoa ağacı, kışın yeşil kalan bir ağaçtır. Topraktan itibaren dallanma eğilimi nedeniyle temizlenmediği takdirde bir çalı kümesine benzer. İlkbahar sonlarında çok güzel ve büyükçe çiçekler açan feijoa ağacı, temmuz ve ağustos ayından itibaren bolca meyve verir. Oval ve yuvarlak olan bu meyveler dalında mat, hasada yakın ve toplandıktan sonra parlak bir hal alır. Dışı yeşil olan meyvenin etli ve hoş kokulu iç kısmı krem rengindedir. </p>
<h2>Feijoa hangi alanlarda kullanılır?</h2>
<p>Feijoa dalından koparıldıktan sonra hemen bozulmayan, dayanıklı bir meyveye sahiptir. Hatta dalından koparılan meyveyi olgunlaşarak yenebilir forma kavuşması için bir müddet bekletmek gereklidir. Bu süreç elma yanında bekletilerek hızlandırılabilir. Güney Amerika ve Asya’da genellikle üzerine tuz, şeker ve sos gibi maddeler dökülerek yenir. Meyvesi çiğ olarak tüketilebilen feijoa, pasta ve tart gibi tatlılara katılabilir. Sıkılarak elde edilen feijoa suyu son yıllarda tercih edilmeye başlanan meyve sularından birisidir. Feijoadan meyve kokteylleri de hazırlanabilir. İlaç üretiminde de kullanılan feijoanin yaprakları ile birlikte çay olarak kullanımı da vardır. Püre haline getirilen meyveden marmelat ve reçel yapılabilir. Feijoa aroma olarak da kozmetik sektöründe kullanılmaktadır. Çok sayıda ve büyük çiçekler açması nedeniyle peyzaj mimarisinde dekoratif amaçlı kullanımı yaygınlaşmaktadır. </p>
<h2>Feijoanın içerdiği vitamin ve minareller nelerdir?</h2>
<p>Feijoa içerdiği vitamin ve mineraller bakımından karakteristik bir meyvedir. A, B ve C, E ve K vitaminleri açısından zengindir. Feijoanın içerisindeki şeker oranı azdır. Feijoa yüksek miktarda lif ve antioksidanlar içerir. Kalsiyum, iyot, magnezyum, manganez, bakır ve potasyum gibi madensel tuzlar diğer etken maddelerindendir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Feijoanın faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Guatr hastalığına iyi gelir.</p>
<p>-Potasyum içermesi sayesinde tansiyon düşürücü etkisi vardır.</p>
<p>-Kabızlık giderici bir etkiye sahiptir.</p>
<p>-Bitkinlik ve depresyon gibi sorunları gidermeye yardımcı olur.</p>
<p>-Ağız ve diş sağlığı açısından da faydalıdır.</p>