Mitolojide yıldızların en yakın, güneşin ise en büyük gözüktüğü yer olarak geçer Tenedos, yani Bozcaada...
Rüzgar güllerinin orada, o portakal renkli güneş battığında, birkaç dakika tutulup kaldığımı hatırlıyorum. Resmen aşık olmuştum! Gökyüzündeki yıldızların yakınlığına inananamıştım! Birden bir yıldız kaydı ve hemen gözlerimi kapatıp bir dilek tuttum. Tuttuğum dilek gerçekleşti, tuttuğum dilek Ada’ya tekrar gelebilmekti.
Siz de birçok kişinin aşık olup ayrılırken "O son feribota binmeyecektik!" dedikleri bu adayı merak edenlerden misiniz? O zaman bir de gönülden adalı biri olarak benim, yani Küçük Martha’nın önerileriyle yaşayın bu adayı!
Bozcaada'ya Ne Zaman Gidilir, Hangi Mevsimde En Güzeldir?
Bu ada sevdalısı için yanlış bir soru aslında. Ama yine de anlatmaya çalışacağım. Bozcaada’nın sezonu son zamanlardaki popülerliği ve havaların durumu nedeniyle uzadı. Yani artık işletmeler Nisan-Ekim arası açık oluyorlar genellikle. Tabii ki en yoğun sezon yaz sezonu oluyor. Ama bazı özel şeyleri bilip de gitmekte fayda var diye düşünüyorum.
Mesela Mayıs ayı gelincik zamanıdır Bozcaada için. Daha Geyikli’ye varmadan yol boyunca gelincik tarlaları karşılar sizi. Çok güzeldir... Temmuz-Ağustos boyunca ise ayçiçeği tarlaları kaplıdır yollar. Vaktiniz olursa kenara çekip aralarına dalmanızı tavsiye ederim.
Eylül ise adada bir başka güzeldir. Güneş artık turuncudan kızıla döner, arkasında morlar bırakır batarken. Su ısınmıştır. E bir de bağbozumu zamanıdır. Her ne kadar yasaklanmış da olsa birçok şey, hala bağbozumu gelenekleri devam ediyor adada. Eylül’ün ilk haftası gitmek isterseniz bağbozumuna, Eylül’ün ikinci haftası gitmek isterseniz de Bozcaada Yerel Lezzetler Festivali’ne denk gelebilirsiniz. Bu sene 5-6-7 Eylül bağbozumu, 12-13-14 Eylül’de ise Bozcaada Yerel Lezzetler Festivali gerçekleşecek, ajandalarınıza not aldınız mı?
Bozcaada'ya Nasıl Gidilir, Ulaşım Nasıl Olur?
Bozcaada’ya deniz uçağı, araba ve otobüs ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Otobüs ile gelmeyi tercih edenler Geyikli Feribot İskelesi’ne kadar gelip, ardından feribota yaya olarak binip adaya ulaşabilirler. Arabayla gelmek isteyenler, Tekirdağ üzerinden ya da Bursa üzerinden gelebilirler. Dileyenler Yenikapı’dan feribot ile Bandırma’ya geçip de devam edebilirler. Tekirdağ üzerinden gelmek isteyenler, Gelibolu’dan Lapseki’ye ya da Eceabat’tan Çanakkale’ye feribot ile geçmeliler. Yol toplamda ortalama 6 saat civarında sürüyor. Feribot saatlerinin tümü için de her zaman güncellenen GESTAŞ’a bakabilirsiniz. Deniz uçağı için ise yılın belirli zamanlarında sadece belirli saatlerde uçuş yapan Seabird Airlines’ın sitesinden bilgi alabilirsiniz.
Ben her zaman arabayla gidilmesini tavsiye ediyorum. Çünkü adada araba size özgürlük kazandırıyor. Dilediğin koyda dilediğin kadar durabilirsin. Dilediğin zaman dilediğin yerde olabilirsin. Ada kocaman bir piknik alanı. Sana sunulmuş bir hediye. Sen onu dilediğin gibi güzelce değerlendirebilirsin ve kendine yeni anılar yaratabilirsin. Bu nedenle benim tavsiyem kendi aracınızın olması.
Bozcaada'da Nerede Kalalım, Hangi Otellere Gidelim?
Bozcaada’da konaklama konusunda benim için iki ayrım var, Merkez ya da bağ evi. Aracınız varsa ve gerçekten ada kafasını yaşamak istiyorsanız, biraz da doğayla iç içe olmaktan hoşlanırım derseniz bağ evlerini tavsiye ederim. Bu konuda da en iyilerden birkaçı Patiska Bağ Evi, Harmani Tatil Çiftliği ve Lavantalı Ev’dir. Merkez’de kalmak ve eski Rum evlerinin atmosferini yaşamak biraz da ada manzarası görmek isteyenler için Patiska Pansiyon, Ela Tenedos Otel, Kaikias Otel ve Limani Otel’i tavsiye ederim.
Siz buralara sadece konaklamaya geldiğinizi zannediyorsunuz ama yanılıyorsunuz, orada kurulacak dostluklardan henüz haberdar değilsiniz... Hele o muhteşem kahvaltı sonrası açılan ada şaraplarıyla edilen koyu sohbetlerden hiç mi hiç haberiniz yok! Hadi biraz daha oturalım sonra kalkalım darken saatin 4 olduğunun farkına varamayabilirsiniz... Sorun yok, Ayazma için en güzel saat zaten
Bozcaada'da Nerede Denize Girilir, Hangi Koya Gidilir?
Her şeyden once şunu söylemek gerek ki adanın denizi soğuktur! Yani girilmeyecek gibi değil tabii ki ama girene kadar biraz eziyet çektirecek kadar soğuktur. Ama o çok sıcak günlerde çok iyi geldiğini söyleyebilirim. Dönemsel bir istatistik yapmak gerekirse, Kaz Dağları'ndaki karlar Mayıs-Haziran'da daha henüz erimeye başladığı için, Mayıs-Haziran adada denize girmek için güzel bir zaman... Temmuz ve Ağustos epey soğuk oluyor, ama aynı orantıda hava da sıcak olduğundan bu iyi bile gelebiliyor. Eylül ise yeniden denizin ısındığı dönem diye biliniyor...
Ada’nın dört bir yanından denize girmek aslında mümkün. Ama malum ada bu, her daim rüzgarı bol. Ama nereden eseceğine göre denize gireceğiniz yeri seçebiliyorsunuz, bu da güzel yanı.
Adanın en popüleri her zaman en büyük sahile ve çeşitli tesislere sahip olduğu için Ayazma olmuştur. Çok keyiflidir gerçekten. Vahit'in Yeri’nde oturup bir bira ve kalamar eşliğinde o muhteşem maviliğe bakmanın keyfi ayrıdır. Kendini adalı hissedersin bir anda... Bir de Mitos Beach vardır. Aslında Mitos Otel’e ait girişi ücretli, tesisi olan özel bir koydur. Deniz çok güzel ve orada da gün geçirmek gerçekten çok keyiflidir. Bir gün önceden arayıp rezervasyon yaptırmanızda fayda var, benden söylemesi!
Özellikle arabalıysanız Akvaryum ve Beylik koylarına gitmenizi tavsiye ederim. Akvaryum Koyu’nun suyu gerçekten çok güzeldir. Ama buralarda tesis yok, kendi suyunuzu, yiyeceğinizi hatta şemsiyenizi şezlongunuzu kendiniz götürmelisiniz. Beylik Koyu’nda ise doğal kil ile kendinize bakım yapabilirsiniz. Benim size önerim ise, bir gününüzü mutlaka Ayazma'da harcamanız, o keyfi almanız, sonra diğer günlerde koyları gezmeniz olacaktır.
Bozcada'da Nerede Ne Yiyelim, Hangi Restoranlara Gidelim?
Vahit'in Yeri / Ayazma: Hem öğle yemeğinizi hem de dilerseniz akşam yemeğinizi burada yiyebilirsiniz. Ben genelde öğle yemeği ve akşam üzeri atıştırması için gidiyorum Vahit'e. Ama balık yemek için de güzel bir alternatif. Benim size önerilerim, peynir ezmesi, köpeoğlu, karpuz, kalamar, kabak çiçeği dolması ve yanında bira şeklinde bir öğle menüsü olacaktır. Ama köfte yemek isterseniz gerçekten güzel köfte de yapılıyor.
Ada'm: O artık bir Ada klasiği. Kırmızı beyaz ekoseli masa örtüleriyle hemen dikkat çekiyor Rum Mahallesi'nde. Mutlaka yemeniz gereken şeyler enginarlı ahtapot, deniz mahsüllü midye, asma yapağında levrek, incirli dondurma ve sakızlı muhallebi. Ayrıca öğlenleri balık ekmek de servis ediliyor. Şarap menüsünün de zengin olduğunu söyleyebilirim.
Cabalı Meyhane / Ülke'nin Yeri: Gerçek Bozcaadalı bir şef olan Ülke Bey, tüm hünerlerini sergiliyor bu güzel mekanda. Deniz kenarında, kale manzarası eşliğinde mum ışıklarıyla romantik bir akşam yemeği de yiyebilir, dostlarınızla arkada çalan Türk sanat müziği eşliğinde rakınızı içip deniz kokusu eşliğinde sohbetinizi de yapabilirsiniz. Mutlaka yemeniz gereken şeyler damla sakızlı enginar, kağıtta kalamar, fava ve beğendili levrek fileto... Muhteşem!
Sandal: Çok eski bir ada klasiğidir... Kendinizi evinizde arkadaşlarınızla rakı içiyormuş gibi hissedersiniz. Sıcak ve samimi. Tüm mezeleri başarılıdır. Mutlaka yemeniz gereken şeyler elmalı semizotu salatası, ege salatası, ızgara ahtapot ve peynirli patlıcan.
Hasan Tevfik: Zeytinyağlının kitabı burada yazılmış. Asmaların altında oturup, gerçek ev yemeği lezzetleriyle buluşmak isterseniz size güzel bir seçenek olacaktır. Mutlaka yemeniz gereken şeyler etli yaprak sarma ve kabak çiçeği dolması.
Patiska Bağ Evi: Patiska Bağ Evi’nin sahibesi Oya Hanımı Girit mutfağı konusundaki ustalığını ve aileden kalma tariflerini misafirleri ile keyifle paylaşıyor. Günlük bir mönüsü bulunmuyor. Bir gün önceden arayıp rezervasyon yaptırmanız şart ve ertesi gün masaya oturduğunuzda kendinizi sadece Oya Hanım’ın masasına bırakmanız yeterli. Ayrıca o çok meşhur Ada Ekmeği ve sahibi Ali Bey ile de burada tanışma fırsatınız var çünkü Ali Bey ekmeklerini burada üretiyor ve misafirlere hoş sohbeti ile burada ekmeklerinden sunabiliyor.
Asma6: Tamamen Rum ve Bozcaada’nın eski tariflerine dayanarak oluşturulmuş mönüsüyle, daha bu sene açılmış olmasına rağmen gönlümüzde yerini aldı. Mutlaka yemeniz gereken şeyler idilyo, çiğ dolma, cücük böreği, erişteli pilav.
Tayyare Pizza: Uzun sure adada kalıyorsanız ve güzel bir pizza yemek isterseniz alın size tavsiye. Şirin mi şirin konsepti ile, İstanbul'da çoğu yerde yiyemeyeceğiniz güzellikte hamuruyla Tayyare Pizza, adada yer alan tek benzin istasyonunun içerisinde bulunuyor.
Rıhtım Café: Kalenin önünde mavi beyaz koltuklarıyla dikkatinizi çeker hemen. Rıhtım cafede yiyeceğiniz tostun tadını asla unutamayacaksınız. Ben özellikle otlu peynirli olanı seviyorum. Ekmeği özel mi özel. Ayrıca dilerseniz önünden denize de girebilirsiniz. Ya da feribota binmeden once son dakika atıştırması olarak bu tostlardan deneyebilirsiniz.
Fuska Bar: İster gündüz ister gece gidip Ada'nın keyfini sürebileceğiniz en harika noktalardan biri! Tahmininizden fazla içecek seçeneği ile, güzel şarkı listesi ile ve harika Salhane ve Kale manzarası ile Fuska Bar benim için olmazsa olmazlardan!
Bozcaada’dan Alınacaklar Listesi
Çiçek Pastanesi’nden damla sakızlı kurabiye, Veli Dede Bozcaada’dan biber salçası, Salto’dan domates reçeli, mutlaka bir Karalahana ya da Vasilaki ada şarabı almayı ve her türlü kendinize ya da sevdiklerinize muhteşem kaliteli ve orijinal hediyelikler için Aki Gift Store’a uğramayı unutmayınız!
Bozcada'da Günbatımı Ritüeli
Sonsuzluk. Polente Feneri’ni başka türlü tanımlayamıyorum. Önünüzdeki koskocaman sonsuzluk ve o sonsuzlukta bin bir ton renkle batan koskocaman güneş. Bir tarafınızda ise sizi Don Kişot’a çevirmeye niyetli aşk sarhoşu rüzgar gülleri. Rüzgar saçlarınızı savurdukça etrafınızda uçuşan kekik kokusu.
Elinizde şarabınız yanınızda sevdiğiniz ya da sevdikleriniz... İşte o an hayata bir kez daha kadeh kaldırıp “Merhaba!” dediğini hissedersin. O an hiç bitmesin istersin. Bittiğinde de üzülmezsin, çünkü o mutlulukla az önce yukarıda yazmış olduğum gibi çok güzel mekanlarda çok güzel yemekler yiyip kadehlerinizi tokuşturmaya devam edersiniz...
Ada böyle bir yer işte benim için. Zaman kavramı olmayan, kahvaltının mutlulukla ilgisini kanıtlayan, toprağının bereketine saygı duyduran ve seni olduğu gibi kabul eden.
Unutmadan... Bir Bozcaada sözüdür, “Bütün gün içemezsin, sabahtan başlamazsan!”
Yorumlar
0