Moda, Kadıköy dışındaki bütün İstanbullular için potansiyel sevgili adayı gibidir. Aylar geçer, hayatına başkaları girer ama yine de o insanı çıkaramazsın ya hayatından, arada bir oturup kahve içersin. Moda tam da böyle bir yerdir. Hep bir "Aslında biz ne güzel sevgili oluruz" dersin, hep bir "Bir gün Moda'ya taşınıcam ben" dersin. Ne her gün ararsın ne telefonundan silersin. Ne taşınırsın, ne açılırsın. Henüz tamamen keşfedilememiş güzelliktir.
Bu keşfedilmemiş güzelliğin, en alımlı yerlerinden birinin dedikodusunu yapacağız bugün: Muaf Cafe.
Eğer Muaf'ı daha önce bir yerlerde duyduğunuzu hatırlıyorsanız, kuvvetle muhtemel kahvaltıyla aynı cümle içerisinde geçmiştir. Pek de haksız sayılmazlar. Menemen söyleseniz, ev yapımı salça kokusunun parmaklarınıza sinebileceği bir menemen geliyor. Ortalama bir kahvaltı istediğinizi düşünüyorsunuz, içerisinde Bergama tulum, lor salatası gibi lezzetlerin yer aldığı bir tabak geliyor önünüze. Gurme gurme oluyor gözleriniz. Bunlar da yetmezse otlu omletin imdada yetişmesini istiyorsunuz. Mideniz yaptığı işi bir kere daha sevmeye başlıyor.
Yalnızca kahvaltısının dedikodusunu yaparsak gerçekten haksızlık etmiş oluruz Muaf'a. Gittiğinizde yan masalardan gelen koku bile kanıtlar haksızlığımızı. Yemekleri de gayet güzel. Menüye baktığınızda makarnaların "Beni seç beni seç" diyerek bağırdığı anda fark ediyorsunuz zaten bunu. Fakat bizce Muaf'ın en önemli özelliği şu ana kadar döktüğümüz kelamların hiçbirinde yok.
Muaf, şu dillere pelesenk olan 'ambiyansı muhteşem' kalıbına getirdiği farklı yorumla hakkını veriyor ödediğiniz hesabın. Olabildiğine sakin bir mekan. Sakın yanlış anlaşılmasın dünyanın en iyi tasarımı ya da konsepti ödülleri falan yok. Aslında bahçesinde oturduğunuzda anlayacaksınız demeye çalıştığımızı ama girer girmez ortama ayak uyduruyorsunuz. Yan masada birileri sohbet ediyorsa siz de sohbet etmek istiyorsunuz, birileri bir şeyler okuyorsa yazar olasınız, bir şeyler yazıyorsa blog açasınız geliyor. Yalnızca bunun için bile uğrayamaya değer.
Son olarak Muaf'ı yakın zamanlarda planlarınıza eklemeyi düşünüyorsanız küçük bir gelenekten bahsedelim: Muaf'ın daimi ziyaretçileri gitmeden önce Dondurmacı Ali Usta'ya uğruyormuş.
Yorumlar
0