Üç yakın arkadaş, üç büyük şair ve aynı kadına aşık üç adam... Cemal Süreya, Turgut Uyar ve Edip Cansever...
Ve onların aşık olduğu, uğruna en güzel şiirlerini yazdıkları dupduru bir kadın... Tomris Uyar.
Uğruna aşk şiirleri yazılan, imrenilen, kendi eserleriyle de edebiyat tarihimize damgasını vuran Tomris Uyar'ın Yüzleşmeler isimli kitabında yer alan bir bölümünden bahsedeceğiz bugün size.
Dünyanın belki de en naif üç adamının hem en büyük aşkı hem en büyük yarası olan Tomris Uyar ile Füsun Akatlı, Nimet Tuna, Edip Cansever ve Turgut Uyar'ın dahil olduğu keyifli bir konuşmayı kapsıyor bölüm.
1980'lerin başlarında bir yaz akşamı deniz kenarında buluşan dostların aralarındaki muhabbet bir anda "aşık olunabilecek bir erkeğin özellikleri"ne geliyor ve bu konuşma herkesin kendi fikirlerini söylediği küçük bir oyuna dönüşüyor.
İşte edebiyatın ilham perisi, sahip olunamayan kadın Tomris Uyar ve arkadaşlarının gözünden aşık olunacak bir erkeğin özellikleri...
Kitaptan birebir alıntılıyoruz.
Adam, (o dönemin gözde terliği) Tokyo giymeyecek
Belki de böylelikle onun evde pijamayla dolaşmaması güvenceye alınıyor. Şort yasak değilmiş. Yatarken çorap giymesinmiş.
Ama kes (çorap benzeri ayakkabı) giyip jogging'e çıkması, pazar günlerini doğa budalalığıyla geçirmesi -sizi de yürüyüşe zorluyorsa- yasak
Pamuklu, keten, yün gibi doğal elyaf giyecek. Naylon ve parlak kumaşlar kesinlikle yasak
Ferit’in önemli katkısı: "Fanila giymeyebilir."Turgut Uyar: "Ama don giysin."
Herkes adamın haftada en az bir kere yıkanmasına razı
Ama Ferit Edgü her gün yıkanmasında diretiyor.
Kesinlikle uykucu biri olmasın ama uykusuzluğundan da yakınmasın. Uykusuz gecelerini paylaşılan bin şölene dönüştürebilsin
Televizyonda makul miktarda maç seyredebilir ama yorum yapmadan, sessizce. Boks ve güreş sevmesin
Turgut "buz patenini" de eklemiş.
Tatil günlerini eşya onarmakla geçirmesin. Elektrik sigortası attığında, musluğun contası yenileneceğinde hemen işe sıvanmasın
Bir usta ayarlayacak kadar bilgili olsun (Ferit). Cereyana kapılmayacak ya da evi havuza çevirmeyecek kadar zeki olsun yeter (Turgut).
Ya yüzmeyi ya dans etmeyi bilsin ya da herhangi bir sporu iyi yapsın
Haftada en az bir kitap okusun
Mürşit: "Red Kit ile Asteriks'ten haberli olsun." Turgut: "Pardayanlar ile Arsen Lüpen'den de."
Ferit: "Şu altı yazardan birini iyice okumuş olsun - Kafka, Shakespeare, Balzac, Sait Faik, Sartre ve F.S. Fitzgerald ya da Hemingway ama İhtiyar Adam ve Deniz sayılmaz." Edip: "Şiir de okusun."
Bir saz çalıyorsa çalsın ama dostlar toplantısında konser vermesin. Aynı şekilde isterse mavi yolculuğa çıksın ama dönüşünde dia gösterileri düzenlemesin
*Dia gösterileri: Fotoğraflardan oluşan slaytlar.
Esprisi "humor"a dayalı olsun. Fıkra anlatmayı, "lazın biri" diye başlamayı nükte sanmasın
Turgut: "Askerlik anılarını anlatmasın. Geçmişinden söz ederken, 'Sene 1963...' diye girmesin söze. '1963’te filan. Ankara’dayken…' gibi başlasın."
*Humor: İnce alay.
Takside arka koltukta otururken de hesabı ödeyebilsin. Lokantada bahşişi yüzde ondan fazla bırakmasın. Garsonlarla bu koşullarda dostluk kurabilsin
Hesabı öderken cebinden tomarla para çıkarmasın. Diline dolamadığı sürece mali durumu önemsiz, yalnız arabası varsa, arabanın park yerine göre program düzenlemesin. Taksiye binebilsin.
Edip Cansever'e göre, armağan almayı da vermeyi de bilsin. Her hesabı kendi ödemeye kalkışmasın
Hayatında en fazla 6 kere doktora gitmiş olsun (ameliyat sayılmıyor). Antibiyotiklere düşkün olmasın
İlk gördüğü insanlar hakkında acele ve değişmez yargılar verecek kadar gözü kara bir psikoloji uzmanı kesilmesin
Omlet, makarna ve biftek dışında yemek pişirmeyi becersin. Kendine yetsin
Kısaca, kişiliğini öne sürmeyecek kadar kişilikli olsun ama belli etmediğini de belli etmesin.
Yorumlar
0