twitter

Oğuzhan Sayı'nın Ameliyathanelerden Kokoreç Tezgahına Uzanan Başarı Dolu Kariyeri

Favorilerime
Ekle

Şimdilerde başarısı dilden dile dolanan, özellikle İstanbul'da yaşayan neredeyse herkesin haberdar olduğu nefis bir kokoreççiden söz edeceğiz bugün size.

Üstelik bu kokoreç dükkanından söz etmemizin tek nedeni burada sunulan kokoreçlerin lezzetli olması değil, şimdilerde sahibi olan Oğuzhan Sayı'nın birçoğumuza ilham olacak kariyer hikayesi.

Kendisinin ameliyathanelerden kokoreç dükkanına uzanan hikayesini duyunca eminiz çok şaşıracaksınız.

E haydi buyurun o zaman, sizi daha fazla merakta bırakmadan başlayalım.

Oğuzhan Sayı için her şey babasının çocukluk yıllarında Bingöl'den İstanbul'a göç etmesiyle başlıyor aslında...

Oğuzhan Sayı, şimdilerde başarılarıyla ve ortaya çıkardığı lezzetlerle konuşulan meşhur bir kokoreççi. Ama onun hikayesi kendi doğumundan bile öncesine, babasının çocukluğuna dayanıyor. Oğuzhan Bey'in babası henüz 5-6 yaşlarındayken ailesi Bingöl'den İstanbul'a göç ediyor, küçük yaşlarından itibaren Makedon ustaların ellerinde yetişiyor. O sıralarda dayısı da Çiçek Pasajı’nda kokoreççi olan Oğuzhan Sayı'nın babası, askere gidip döndükten sonraysa, Yenişehir Mobilyacılar Çarşısı’na, yani Dolapdere’ye geliyor ve kokoreç dükkanının temelleri atılıyor.

Şimdilerde oğlu Oğuzhan Sayı'nın da onun tarifiyle yaptığı gibi uykuluklu Makedon kokoreçi ile çok sayıda müşteri edinen baba Sayı, yıllarca bu işi sürdürüyor.

Küçük yaşlarından itibaren babasının kokoreççi olmasını istediği Oğuzhan Bey, başlarda bu durumdan pek de hoşlanmıyor

Günden güne başarıları ve müşterileri artan babası, Oğuzhan Sayı'ya da küçük yaşlarından itibaren bu mesleğin inceliklerini öğretmeye çalışıyor ancak Oğuzhan Bey o dönemlerde kokoreççi olmayı hiç istemediğini tüm içtenliğiyle anlatıyor. Sırf bunun için evden bile kaçtığını dile getiren Sayı, kariyerine ameliyathane teknikeri olarak devam ediyor, ardından da hastanede radyoloji müdürlüğüne kadar yükseliyor.

Kendisi için seçtiği bu meslekte oldukça başarılı bir şekilde ilerleyen Oğuzhan Sayı'nın hayatı, babasının vefat etmesinin ardından tümden değişiyor.

Babasının kanser olup vefat etmesinin ardından hastanedeki radyoloji müdürlüğü görevinden istifa ediyor ve işin başına geçiyor

Babası kanser olduktan sonra Oğuzhan Bey'e sık sık baba tezgahının başına geçmesiyle ilgili nasihatlarda bulunuyor, öyle ki bu konu babasının vefat etmesinin ardından tam anlamıyla vasiyete dönüşüyor. Bir gece Oğuzhan Bey'in gördüğü bir rüyanın ardındansa işler tamamen değişiyor ve kendisini kokoreç tezgahınn başında gören Oğuzhan Bey, babasının vasiyetini yerine getirmek içn kolları sıvayıp işe koyuluyor.

Şimdilerde sahibi olduğu ve ancak rezervasyonla gidilebilen kokoreç dükkanının ünü tüm şehri sarmış durumda

twitter

twitter

Oğuzhan Sayı, babasının vasiyetini yerine getirmek için çıktığı bu yolda veterinerlik fakültelerinden tutun da çeşit çeşit kokoreççiye kadar konuyla ilgili bilgi alabileceği herkese danışıyor, hiçbir kimyasal maddeyi işin içine karıştırmadan, elle, defalarca temizleyerek hazırlanan, lezzetiyle tüm kokoreçleri geride bırakıp şehrin en iyileri arasına adını altın harflerle yazdıran bir kokoreç dükkanı açmayı başarıyor.

Gerçek kokorecin kuzudan yapılması gerektiğini söyleyen Sayı, domates ve biber gibi tatların da gerçek kokoreçte işinin olmadığını, bunun bir nevi müşteriyi kandırmak olduğunu söylüyor.

Vedat Milor ve Ayhan Sicimoğlu gibi gurme damaklara sahip isimlerin de şehrin en iyileri arasında saydığı, ünlü-ünsüz her gün onlarca, yüzlerce kişinin akınına uğrayan Oğuzhan Bey'in Ozzie’s 1968 adlı kokoreç dükkanına siz de uğramak ve onun nefis kokoreçlerinden denemek isterseniz mutlaka öncesinde rezervasyon yaptırmayı unutmayın deriz.

Unutmadan, yakın zaman öncesine kadar Dolapdere'de hizmet veren mekan, şimdilerde kokoreç severlere Asmalı Mescit'de bu nefis lezzeti sunuyor, söylemeden geçmeyelim.

Ozzie's Kokoreç adres: Asmalı Mescit Mahallesi Tünel Geçidi General Yazgan Sokak No:3/B Dolapdere Beyoğlu/İstanbul

Kaynak: 1, 2


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

0

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?