Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Sevdiğin, çok merak ettiğin, heyecanla beklediğin bir filmi izlerken yemek yemek, bir şeyler atıştırmak dünyanın en keyifli şeylerinden biri. Öyle değil mi?
Peki biz evde filmi açıp yanında bin türlü yemek yiyebiliyoruz da iş filmi sinemada izlemeye gelince neden sadece patlamış mısırla yetinmek zorundayız ki? Tek bir patlamış mısırla bir film geçer de, koca bir ömür geçer mi?
Bir yandan da film izlerken patlamış mısır yerken çıkan sesten aşırı rahatsız olduğu için sinema salonlarından soğuyanlar var. Sonra neden ülkede kültür/turizm gelişmiyor? Bundan işte... Yerken ses çıkacak diye patlamış mısır almayan, filmi aç aç izleyenler, izlediğinden keyif almayanlar da arka sıradan parmak kaldırıyorlar, evet evet siz de çok haklısınız.
O yüzden dedik ki sinemalardaki bu patlamış mısır tekeline son verelim ve film izlerken canımız ne isterse ondan yiyelim. Kaç kere geliyoruz bu dünyaya?
Not: Manifestomuza "Ah o yenir mi sinema salonunda pis pis kokar, hem nerede pişirirler onca şeyi?" diye atarlananlar olacaktır. Baştan söyleyelim "ideal" bir dünyadan bahsetmiyoruz, sadece hayal kuruyoruz. Sinema da zaten dev bir hayal dünyası değil mi?
Sizin de önerilerinize açığız, yorumlarda bekleniyorsunuz.
Kase kase yenmez mi ya: Kısır
Bir düşünün ya, anne yapsa da yesek diye beklediğimiz kısır altın günlerinden çıkıp sinema salonlarına gelse fena mı olur? Hem sesi yok, kokusu yok, derdi yok, tasası yok. Böyle filmin en heyecanlı yerinde kaşık kaşık gider vallahi, yok satar yok!
Altın gününden bir transferimiz daha var: Patates salatası
Kısırlar sinema salonuna girerse dünyanın tüm patates salataları birleşir ve buna başkaldırır. Haklılar da, kısır kadar yakışırlar onlar da çünkü filmin yanına. Üstelik daha sağlıklı ve daha hafifler bir patlamış mısıra göre. Yani...
Filmin asıl kızı kadar güzel: Mücver
Şimdi "Kokar o, kızartma hem" diyecekler için yukarıda girişte yazdığımızı tekrarlayalım. Hayır dostum yooo, bu bir hayal dünyası, bırakın mantıklı düşünmeyi bir on dakika kenara, hayal kuralım dört nala. Hayallerimizde de mis gibi pişmiş, dumanı üstünde mücverler olsun. Filmin asıl kızı kadar güzel, filmin jönü kadar yakışıklı olsun.
Filmi başa sarsana: Yaprak sarma
Her köşe başında satılsa milli bayram olarak kutlayacağımız yaprak sarma böyle kalem kalem sarılmış haliyle film keyfimize konuk olsa, böyle filmin akışına kendimizi kaptırıp bir tencere sarmayı mideye indirsek ama hiç pişman olmasak mesela? Nasıl fikir?
Titanic izlerken olacaktı bunlar: Midye tava, midye dolma
Denizden babası çıksa yiyenlerin hiç itiraz etmeyeceğini düşündüğümüz midye dolma ve midye tava filmle de yakışmaz mı şimdi? Hele yedikçe yiyesin gelen midye dolmayı bu sefer sinemadan çıkınca yemiyoruz üstelik, sinemada ayağınıza kadar geliyor tepsi tepsi. Halil Pazarlama kapınızda...
Kemikleri telefonla konuşan ön sıraya fırlatmak yasak ama: Tavuk kanat
Evde olsa filmi izlerken löp löp götürür, bir kova kanadı mideye indirirsin ama... Sinemada neden olmasınmış? Biraz ellerin yağlanacak, biraz zahmet çekeceksin ama mutlu sonlar için her şeye değmez mi be?
Demleme çay var mı usta?: Sigara böreği
İşte aperatif mi aperatif, bizden mi bizden bir lezzet. Her tür filme de uyar, sizi yarı yolda bırakmaz, sizi üzmez. Annen sarmış farz et, yaslan arkana, filmin ve hayatın tadını çıkar.
Lavaşla da olur, marulla da: Çiğ köfte
Tavana atmanın kesinlikle yasak olacağından şüphemiz olmadığı çiğ köfteyi sinemada satılır hale getirin tüm filmler gişe rekoru kırmazsa, ülkede sinema endüstrisi gelişmezse biz de hiçbir şey bilmiyoruz. O kadar.
1 lira farkla nar ekşili ister misiniz: Mercimek köftesi
Anneniz duymasın ama mercimek köftesi sinemada satılıyor olsa altılı paketler halinde alır, ülke ekonomisine can verirdiniz eminiz. O kadar eminiz yani.
Peynirli, patatesli, kıymalı: Gözleme
Elinde oklavalarla artık hemen her yerde gözleme açabilen teyzeleri koy, sinemasever insanları da azıcık mutlu etsinler. Bizce bu kadarını hak ettik.
Gönüllerin Oscar'ı ona: Patates kızartması
Şöyle bol ketçap, bol mayonez, bol hardal döktüğün bir patates tabağı düşün. Karşında da tüm Oscarları hak eden bir film. Böyle yesen çıtır çıtır, fena mı olurdu? Olmazdı, olmazdı.
Yorumlar
1