Pazar akşamlarını sevmeyiz. Çünkü ertesi gün okul vardır, iş vardır, stres vardır, sabahın köründe uyanmak vardır. Hele 90'lı yıllarda çocuksanız pazar akşamı demek banyo yapmak, tırnakları kesmek, anne okul yakalarını ütülerken Bizimkiler'i izlemek ve erkenden uyumak demektir.
Ama pazar sabahları öyle mi? Pazar sabahlarının Türk aile yapısındaki yeri ve değeri çok farklı. Çünkü pazar sabahları ailenin tüm üyelerinin bir arada olduğu, paylaşımların en yoğunlaştığı, özlemlerin dindirildiği kutsal bir zaman dilimi.
Diğer bir deyişle babanın da işe gitmediği pazar sabahları bizim için tüm ailenin kahvaltı sofrasının etrafında oturup hem doyasıya yiyip hem de bir arada olmanın, bir aile olmanın sonsuz keyfini sürdürdüğü çok özel anlar bütünü demek. Çok özel dedik çünkü...
Çünkü babanın televizyonda izlediği kovboy filminin sesi ile uyanmak
Çünkü kahvaltı sofrasında kalma süresini olabildiğince uzatma çabası, sanki o masadan kalkınca masal bitecek, sıkıcı hayatlarımıza dönecekmiş gibi hissetmek
Yorumlar
0