Bir şehri çok iyi yansıtan bir film izlersiniz, o şehrin filmde anlatılan gibi olduğunu düşünürsünüz, gittiğinizde hayal kırıklıklarınızı çeken bir film yapsanız Oscar alacak olur. Paris onlardan biri değil. Amelie'yi izleyip gitseniz, tüm şehrin toptan Amelie filminin seti olabileceğini görürsünüz. Yanıltmaz.
İşte bugün bu yolculuğumuz, bu gezegenin Instagram'ı olan Paris ve onun mekanlarına.
Eiffel Kulesi’nin lüks restoranı: Le Jules Verne
Ünlü şef Alain Ducasse’in hayallerini gerçekleştirdiğini söylediği bu lüks restoran, Eiffel Kulesi’nin kalbinde yer alıyor. İç tasarımı oldukça modern ve büyük camlı pencereler sayesinde doğal gün ışığı içeriye doluyor. Geleneksel Fransız mutfağına ait klasik yemeklerin modern bir dokunuşla yeniden yorumlandığı ve hepsi Fransa’da üretilen 430 çeşit şarabı içeren bir menüsü var. Ayrıca dilerseniz bir "tasting menu" de sunuyorlar. Spor kıyafetlerle giremiyorsunuz, sıkı bir dress code geçerli. 12.15 – 21.30 saatleri arasında hizmet veriyor. Romantik yıl dönümü kutlamaları için oldukça ideal bir mekan. Bergamot ve limonla marine edilmiş deniz ürünleri ve tatlıları çok beğeniliyor. Çikolatalı tatlılarda kendi üretimleri olan özel bir çikolatayı kullanıyorlar.
Adres: Le Jules Verne Restaurant Tour Eiffel Avenue Gustave
Jamie Oliver’ın öğrencisinden: Restaurant Frenchie
Kurucusu Gregory Marchand, uzun yıllar Jamie Oliver’ın Londra’daki restoranlarında çalışmış, Frenchie adını da ona Oliver vermiş. Frenchie, 2009’da burayı, yani kendi mekanını klasik restoran ve "Frenchie to Go" adını verdiği fast food bölümü olmak üzere 2 bölüm halinde açmış. Ailecek gidiyorsanız restoranında, arkadaşlarla gidiyorsanız fast food bölümünde epey güzel vakit geçirebilirsiniz. Frenchie to Go, menüsündeki çeşit çeşit sandviç, hotdog ve hamburgeri leziz biralar eşliğinde tüketebileceğiniz, üstüne havuçlu kek, turta, muffin, panna cotta veya brownie’nizi yiyebileceğiniz tam bir gençlik mekanı. Fiyatlar gayet makul ve kahveler de çeşit çeşit.
Adres: 5 Rue du Nil, 75002 Paris, Fransa
Köfteli sandviçleri meşhur: Café des Abattoire
Cafe-restoran tarzında işletilen Café des Abattoire, bir aile kurumu ve yeni nesiller tarafından işletiliyor. Başlangıçlarda sosis çeşitlerini farklı soslarla süsleyip sunuyorlar. Kırmızı et ve tavuk eti ağırlıklı bir menüleri var. Fix menüler 32 Euro ile 45 Euro arasında değişiyor. Trüf mantarının her türlüsüyle farklı damaklara hitap eden lezzetler yaratıyorlar. Sokak yemeği stilinde yaptıkları ve yalnızca Cumartesi günleri öğle yemeğinde servis ettikleri, kuzu etinden yapılmış köftesini, kimyonlu naneli bir sosla süsledikleri hamburgerleriyle gurur duyuyorlar. Yalnızca bu sandviçleriyle ilgili yazılmış onlarca blog yazısı var. Şarap barları da var.
Adres: 10 Rue Gomboust, 75001
Retro sevenlere: Le Petit Retro
1904’te kurulmuş gerçek Paris bistro’larından. Vintage kahve makinesinin baş köşede yer aldığı, kurulduğu günden bugüne var olan bazı mobilyaları barındıran, mendillerden tabaklara kadar retro stilde döşenmiş bir yer. Küçük ve sıcak bir atmosfere sahip. Fransa mutfağının ev yemeklerini bazılarını eski tariflere birebir uygun şekilde yapıyorlar ve kullanabildikleri kadar yerli ürün kullanmaya dikkat ettiklerini söylüyorlar. Örneğin tavuk etini kasaptan mantarı köylü pazarından alıyorlar. Sebzeli et yahnileri çok beğeniliyor.
Adres: 5 Rue Mesnil, 75016
Mahallenizin lokantası tadında: Jeanne B
İşlenmiş ürünleri çok küçük ölçülerde kullanan ve daha çok taze besinlerle menüsünü hazırlayan, mahallemizin minik restoranı tadında sevimli bir yer burası. Rosto etler konusunda uzmanlaşmış bulunuyorlar ve her hafta farklı türde bir eti yeni bir tarifle sunuyorlar. Spesiyalleri Croque Homard adlı parmesan peyniri, baharatlar ve soğanla tatlandırılan ıstakoz yemeği. Elbette şarap ve kahve de var.
Adres: 61 Rue Lepic 75018
Kral IV.Henry’nin favori yemeği, buranın spesiyali: La Poule au Pot
1935’ten beri hizmet veriyor. Tıpatıp 1930’lar tarzında döşenmiş, son derece şık bir restoran. Tüm gece boyu açık. Gösteri dünyasının yıldızlarının da uğrak yeri. Fransa Kralı IV. Henry’nin en sevdiği ve Fransız mutfağının sembolü kabul edilen tavuk haşlama (poule au pot) her akşam menüsünde mutlaka yer alıyor. Tavuk ciğerli ıspanak salatası da bir diğer spesiyal. Tatlılar arasında yıldızı parlayan ise eski usule sadık kalınarak yapılan créme brulée.
Adres: 9 Rue Vauvilliers 75001
Küçük olsun, özgün Olsun: Boot Café
Paris’in en yeni ve en trend cafelerinin bulunduğu Marais mahallinde mini minnacık sevimli bir cafecik Boot Café. Kahvaltıda granola veya Jamaika usulü sandviç yiyebilirsiniz. Leziz kahvelerinin yanında Hindistan cevizi veya çilek gibi taze meyveler veya cookie, muffin gibi tatlılar alabilirsiniz.
Adres: 19 Rue du Pont aux Choux, 75003
Paris’in en ikonik cafesi: Café de la Paix
1862’de açılan Hotel de la Paix’nin (bugün adı InterContinental Paris le Grand Hotel) dünyaca ünlü ikonik café’si. Fransız devleti tarafından 1975’te tarihi anıt ilan edilerek özel korumaya alınmış. İç duvarlarını süsleyen tarihi freskler, resimler ve mobilyalarla bir cafeden çok müzeyi andırdığı da söylenebilir.
Emile Zola gibi büyük Fransız yazarların uğrak yerlerinden olan Café de la Paix’nin tasarımı, 2003’te aslına ve ruhuna uygun şekilde yenilenmiş. Mevsimsel ürünlere göre menüsünü sürekli yeniliyor. Kahvaltıda ekmek, tereyağı ve reçelden oluşan klasik bir menü veya birkaç türde tatlı hamur işi ile meyve suyu veya kahve tercih edebilirsiniz. Öğle yemeğinde Café de la Paix usulü hamburger veya çizburger yiyebileceğiniz gibi, kızarmış balık veya güzel bir biftek de seçebilirsiniz. Deniz ürünleri açısından da oldukça zengin bir mutfağı var fakat temmuz ve ağustos dışındaki aylarda servis var çünkü daima taptaze sunmak istiyorlar müşterilerine.
Adres: InterContinental Paris de Grand, Place de L’Opéra, 75009.
Sartre-Beavoir çiftinin öğle yemeği yediği yer: Les Deux Magots
Burası, geçmişte Jean Paul Sartre, Simone de Beavoir, Pablo Picasso ve Albert Camus gibi ünlü isimlerin uğrak noktalarından olmuş, hâlâ da Fransa’nın edebiyat ve sanat hayatıyla iç içe bir mekan. 1812’de Rue de Buci’de kurulup 1873’te bugün hala bulunduğu adrese taşınmış. Salata ağırlıklı bir menüsü var ve haftanın belirli günlerinde belirli salatalar servis ediliyor. Örneğin en beğenilenlerden bal, lime ve soya ile marine edilmiş tavuk göğsü salatası Salı günleri çıkarken, somon ve ıspanaklı yeşil salata sadece Cuma günlerinin menüsünde bulunuyor. Geniş tatlı menüsünde en dikkat çeken unsur ise İsfahan adını verdikleri çilek dolgulu makaron. Ve elbette her çeşit kahveyi bulmak mümkün.
Adres: 6 place St Germain des Pres
Zamanın ruhuna uygun: Clint
Yeni café’ler arasında en popüler olanlardan biri. Dekorasyonu nedeniyle kendinizi İskandinavya şehirlerinden birinde hissedebilirsiniz. Cumartesi günleri granola, taze salatalar, omletlerle sıcak ve soğuk içeceklerden oluşan brunch’ları ve pancake’leri büyük ilgi görüyor. Fiyatlar oldukça makul. Öğle ve akşam yemeği menüsünde ise köfte çeşitleriyle sandviçler ve burgerler var.
Adres: 174 Rue de la Roquette, 75011 Paris, Fransa
Yorumlar
0