Bazen zamanından önce toplanıyorlar, bazen de yetiştirilme şartlarından dolayı tatları tam anlamıyla oturmuyor. Hava koşulları, toprağın yapısındaki değişimler ve gübreleme işlemleri tam anlamıyla gelişmelerine olanak tanımıyor. Onları aldığımızda da nerede kullanacağımızı bilemiyor ya da bir köşede bekletirken çürümüş halde buluyoruz.
En nihayetinde hepsi doğanın bize armağanı, hepsi birer mucize. Onları çürütmek ya da tadının hakkını tam anlamıyla verememek hepimizi üzüyor. Tahmin edebileceğiniz üzere konumuz olgunlaşmamış meyveler.
Market raflarından aldığımız yeşil muzlar, bir türlü olgunlaştırmayı beceremediğimiz avokado... Güneşin altında bekletip, olgunlaşmalarını bekliyoruz çoğu zaman. Bir türlü de istediğimiz sonucu alamıyoruz haliyle. Olgunlaşmamış bu bitkileri çürümekten kurtaracak önerilerimiz var. Bundan sonra o domatesi kırmızı kırmızı tüketecek, o ananasları dilim dilim afiyetle yiyeceksiniz.
Olgunlaşmamış tüm meyvelerin, yeşil yeşil duran tüm sebzelerin bu kaderine son veriyoruz!
Hayır, güneşin altında bırakmıyoruz: Muz
Muzun fazla olgunlaşmışından nefis kekler yapabiliyoruz ama olgunlaşmamış olanın tadı ne yazık ki pek hoş olmuyor. Onu dilediğimiz kıvama ve tada getirmek için birkaç sırrımız mevcut. Hemen anlatalım.
İlk yöntem: Fırında bekletme. Fırınınızı 190 derecede ısıtın. Fırın tepsinize olmamış muzları dizin. Yaklaşık 15-20 dakika dış kabuğu tamamıyla koyu kahverengi olana kadar pişirin. Çıkarıp dinlendirdikten sonra kabuklarını çıkarıp afiyetle tüketin. Ancak bu yöntemi muzlara o anda ihtiyacınız varsa kullanın deriz.
İkinci yöntem: Plastik torbanın içinde bekletme. Muzları plastik, hava almayan bir torbanın içine alın. Ağzını sıkıca bağlayın ve asla hava almamasını sağlayın. Buzdolabınızın üzerine koyun. Yaklaşık 4-5 gün içerisinde sonuçlarını göreceksiniz.
Üçüncü yöntem ise kese kağıdının içinde limonla bekletmek. Olgunlaşmamış muzlarınızı bir kese kağıdının içine alın. Yanına bir adet tam sarı limon koyun. Ağzını sıkıca kapayın. Oda sıcaklığında yaklaşık 7 gün bekletin. Limon onun daha hızlı olgunlaşmasını sağlayacaktır. Yaz mevsiminde bu süre kısalabilir, kış mevsiminde uzayabilir.
Şöyle yumuşacık olsunlar: Trabzon hurması
Sonbahar sezonunun en sevilen, en faydalı meyvelerinden birinde sıra.(Bknz: Ona Hak Ettiği Değeri Vermediğiniz Her Güne Yazık Olur: Trabzon Hurması) Trabzon hurması iki farklı türüyle biliniyor. Biri sert bir dokuya sahipken, diğeri yumuşak, sulu ve çok daha tatlı bir tada sahip. Ülkemizde genelde daha sulu ve yumuşak halde olanı yeniliyor. Ama yumuşak ve sulu olması gereken Trabzon hurmaları, yer yer sert ve tatsız bir halde satışa sunuluyor.
Tam da bu sırada bir başka meyve devreye giriyor ve onun olgunlaşmasına yardımcı oluyor. Bu yardımcı meyve; elma. Hurmalarınızı bir kabın içine yan yana gelecek şekilde dizin. Aralarına birkaç tane elma koyun. Üzerini streç film ile hava almayacak şekilde kaplayın.
Buzdolabınıza koyun ve 4-5 gün bu şekilde bekletin. Sürecin sonunda Trabzon hurmalarınızın daha sulu ve yumuşak bir dokuya sahip olduğunu gözlemleyeceksiniz. Eğer hurmalarınız çok sert ise bu işlem onları yenilebilir kıvama getirmeyebilir. Bu yöntem yer yer sert, tam yumuşamamış Trabzon hurmalarında daha kesin sonuçlar verecektir.
Bu konunun bir çözümünü bulmak şart: Avokado
Belki de olgunlaştırmasıyla ilgili en çok sorun yaşadığımız lezzetlerin başında avokado geliyor. Ya tam olgunlaşmadan yemeye çalışıyoruz ya da çürüme noktasına getiriyoruz. Bir türlü ortasını bulamıyoruz şu işin.
Gelin şunun bir hal çaresini bulalım. En etkili yöntemlerin başında avokadoyu kese kağıdının içine koyup, un ilave etmek var. Ağzını sıkıca kapattığınız kese kağıdını gün ışığını direkt almayan bir yerde yaklaşık 3 gün kadar bekletin.
Ama denediğimiz ve kesin çözüme ulaştığımız bir yöntem var: Pirincin içinde bekletmek.
Yöntemi merak edenleri şöyle alalım: ''Kıssadan Hisse: Avokado Nasıl Olgunlaşır?''
Tatlı olsun, sulu olsun: Armut
Marketten ya da manavdan dış görünümü şahane armutlar aldınız. Eve geldiğinizde sert, tadı hiç oturmamış armutlar olduğunu fark ettiniz. Halbuki ne heveslerle almıştınız onları değil mi? Sulu sulu, tatlı tatlı armutlar yemekti tek dileğiniz. Çürümeye bırakacak haliniz yok onları.
Alın elinize bir kese kağıdı. İçine tıpkı Trabzon hurmasında olduğu gibi elma yerleştirin. Ağzını güzelce kapatıp, yaklaşık 4 gün kadar gün ışığından uzak, oda sıcaklığındaki bir ortamda bekletin. Süreç armudun sertliğine göre kısayıp uzasa da daha yumuşak ve sulu bir hale gelecektir.
Hadi o zaman, güzel armutları indirelim midemize.
Yenmeye hazır hale getirelim onu da: Mango
Son zamanlarda marketlerde tekli satılan mangoların üzerinde "yenmeye hazır" ibaresine rastlıyoruz. Fiyatları normal satılan mangolara nazaran daha pahalı. Normal mangoları alıp, evde yenmeye hazır hale getirelim. Mis gibi olsunlar.
Buzdolabı poşetinin içine mangolarınızı yerleştirin. Ağzını sıkıca kapatın ve 2-3 gün kadar gün ışığı alan bir odanın içine bu şekilde bekletin. Sürecin sonunda mangolarınızın yumuşamış, daha sulu bir kıvama gelmiş olduklarını göreceksiniz.
Mangolarınızı aman diyelim olgunlaşmamış bir haldeyken buzdolabında saklamayın. Bu şekilde onların yenmeye hazır hale gelmeden çürümesine neden olabilirsiniz.
Ona kırmızı yakışıyor: Çilek
Üst kısımları beyaz kalınca, güzelim kırmızılığına yeşiller çalınınca çok da hoş olmuyor çileklerin tadı. Onları evde daha yenilebilir kıvama getirmek mümkün. En etkili yöntemlerinin başında onu iyice yıkayıp, yeşil sap kısımlarını çıkararak, kurulamak ve bir kabın içinde saklamak var. Bu yöntemde oda sıcaklığını değil, buzdolabında saklamanız gerekiyor. Yaklaşık 3 günün sonunda renklerinde değişim gözlemleyeceksiniz.
Tam anlamıyla kırmızıya dönüşmeseler de renklerinde ve tatlarında ciddi değişim göreceğinize eminiz.
Hakkını vererek yiyin: Ananas
Olmamış, sert kıvamlı ananasları yenilebilir hale getirmeye geldi sıra. Yine kurtarıcımız elmanın gücüne sarılıyoruz. Elma, ananasları yumuşatma konusunda tıpkı diğer meyvelerde olduğu gibi şahane bir rol üstleniyor.
Ananasın yeşil yaprak kısımlarını streç film ile sarın. Bir karton kutunun ya da kese kağıdının içine alın. Kutunun kapağını ya da kese kağıdının ağzını sıkıca kapatın. Oda sıcaklığında yaklaşık 3-4 gün kadar bekletin.
Yumuşamış, tatlanmış ananaslarınız hazır.
Lazım olur bonusu: Ayva
Nadiren de olsa inanılmaz sert ayvalara rastlıyoruz. Bu ayvaları yine elma yöntemiyle oda sıcaklığında birkaç gün bekleterek yumuşatabilir, afiyetle tüketebilirsiniz.
Bir kenara not edin, lazım olur.
Sebze bonusu: Yeşil domates
Yeşil yeşil domateslerin renklerinin güzelliğine diyecek lafımız yok. Hatta onlardan nefis turşular, kızartmalar yapmak mümkün. Ama şöyle sulu sulu, mis kokulu olmalarını da hangimiz istemez şimdi? Torbanın içinden yeşil ya da tam olmamış domatesleri çıkardığımızda yaptığımız ilk şey onları güneşin altında bırakmak oluyor. Çoğu zamanda verimli sonuçlar alamıyoruz. Ancak onları tam anlamıyla kızartacak bir çözüm mevcut.
İhtiyacınız olan şey; tam kıvamında olgunlaşmış bir muz. Domatesin üzerindeki yeşil dal kısımları çıkarın. Tozlarını bir bez yardımıyla silin. Bir kese kağıdının ya da bir çöp torbasının içine yerleştirin. Yanına da muzu koyun. Ağzını sıkı bir biçimde kapatın ve gün ışığını direkt almayan bir yerde bekletin. 6-10 gün arasında değişen sürelerde domatesleriniz kızaracaktır.
Kış mevsiminde denerseniz süre bir tık uzayabilir ama çürümeden, nefis sulu ve kızarmış domateslerinizin olması garanti.
Yorumlar
0