Sultanahmet Yerebatan Caddesi üzerinde yer alan büyülü bir bahçe… Ağırlıklı olarak sunduğu Osmanlı Saray Mutfağı lezzetleriyle konuklarını tarihi bir yolculuğa çıkaran butik bir restoran.
Çehresi ve mutfağında sunduğu özgün lezzetlerle Tarihi Yarımada’ya farklı bir soluk katan House of Medusa’ya Yemek.com olarak konuk olduk. İşletmeci Handal Aral ve şef Mesut Erdoğan’ın çeşnisini kattığı House of Medusa tariflerini sizler için not aldık.
Fotoğraf: Özgür Bakır / House of Medusa
Tarihi Yarımada’ya 1987 yılından beri tanıklık eden bir binada hayat bulmuş House of Medusa. Asıl dokusu korunarak restorasyon çalışmaları görmüş geçirmiş. Adını tahmin ettiğiniz üzere Yerebatan Sarnıcı’nda bulunan Medusa figüründen alıyor. Tarihi yapının duvarlarını binanın ilk sahipleri işletmeci Handal Aral’ın aile büyüklerinin fotoğrafları süslüyor.
Deniz ve huzur kokan sahil kasabalarını andıran sevimli bir bahçesi var Medusa’nın. Ağaçların gölgesi, pek çok anıya tanıklık etmiş ahşap kapılar, kandiller, amforalara ekili sarmaşıklar eşlik ediyor yemeğinize. Sultanahmet’te değil gibisiniz bir yandan.
Fotoğraf: Özgür Bakır / House of Medusa
Bahçede başlayan bu büyülü yolculuk, küçük bir salona ve hemen ardından asıl dokusu ve tavan süslemelerine sadık kalınarak restore edilen iki kata açılıyor. Aile yadigârı antikalar, siyah-beyaz resimler duvarları süslüyor.
Alçak tavanlı, geniş bir oturma düzenine sahip ikinci kat, yerini ferah feza döşenmiş, farklı renklerle döşenmiş üçüncü kata bırakıyor.
Fotoğraf: Özgür Bakır / House of Medusa
Bu tarihi doku mutfaktan yükselen kokularla birleştiğinde anlam kazanıyor elbette. Başlangıçlardan ana yemeklere kadar hayli zengin bir menü. Porsiyonlar doyurucu, servisler otantik ve özenli.
Karışık meze tabağı, bir turist gözüyle bakıldığında küçük bir Türkiye haritası nazarımda. Kabak çiçeği dolması favoriler arasında. Kurutulmuş domates ve peynir ilavesiyle zenginleşen paçanga böreği olmazsa olmazlardan, vişneli yaprak sarma rengiyle göz alıp ağız sulandıranlardan…
Kaymak ilavesiyle kremamsı bir dokuya yükselen bademli tavuk yahnisi iç pilav eşliğinde servis ediliyor. Deniz ürünleri yahnisi, mutfağın iddiasını ortaya koyup Sultanahmet’in orta yerinde bir sahil kasabasında olduğunuz izlenimini kuvvetlendiriyor. Zeytinyağlı erikli enginar, ılık bir Ege rüzgârı gibi eserken helvalı çikolatalı kek farklı bir sufle deneyimi yaşatıyor. Dört başı mamur bu fotoğraf karesini bazı akşamlar canlı müzik tamamlıyor. Güler yüzlü ve kendinden emin servis görevlilerinin ilgisi tebessümü hak ediyor.
Fotoğraf: Özgür Bakır / House of Medusa
Bir günlüğüne olsa da kendinizi turist gibi hissedeceğiniz bu yolculukta kapılarını açmış sizi bekleyen House of Medusa kırk yıl hatırı olan bir kahveyi hak ediyor.
Yorumlar
0