İzninizle biraz Ankara’yı öveceğim. Benim gibi çocukluğu, gençliği ve belki hayatının büyük çoğunluğu Ankara’da geçenlerle biraz anıları yad edeceğim.
Ne güzeldir şimdi Tunalı’da gezinip Kuğulu’da mola vermek, Kızılay’a inip Konur’u arşınlamak, Milli Kütüphane’nin önünden 7. Cadde’ye yürümek.
Gelin Ankara’da deniz yok, Ankara gri şehir vb. klişeleri bir kenara bırakalım ve Ankara’ya renk katan, olmasa Ankara’dan bir tat eksik bırakacak mekanları konuşalım. Bu vesileyle selam gönderelim bozkıra.
Şunu da not olarak belirteyim; elbette burada çok sınırlı bir liste var. Tabii ki sadece buradakiler değil Başkent’in sembol mekanları; ancak aralarından seçmemiz gerekiyordu. Dilerseniz siz yorum bırakarak kendi mekanlarınızı anabilir, selam gönderebilirsiniz.
Birayla gözleme yenen yer: Papazın Bağı
Ankaralı olanların, çocukluğunda semaverden çay içme anılarına ev sahipliği yapan yerdir Papazın Bağı. Sadece çay mı? Ankara’da gözleme-bira alışkanlığını da burası kazandırmıştır desek hiç de yanlış olmaz. Bahçe gerçekten de eskiden bir papaza aitmiş.
Ankara’nın ortasında yeşillikleri ve mini yapay göletleri ile gerçekten bir cennet. Kışın beyaz karları izleyerek sıcacık sobanın yanında kahvaltı edebilir, yazın ağaçların serinliğinde gözlemenizi veya yemeğinizi yiyip biranızı yudumlayabilirsiniz. Bu arada yemeğinizi kaz ve ördeklerle paylaşmayı da unutmayın.
"Allah sıhhat para afiyet versin amin": Meşhur Özçelik Aspava
Aspava demek, Ankara demektir, Ankara demek de Aspava. Bunu bir tek Ankaralılar bilir; Aspava sandığınız gibi anlamsız bir kelime değil, "Allah sıhhat para afiyet versin amin" cümlesinin kısaltmasıdır. Ankara’da hemen her yerde Aspava çeşitleri görebilirsiniz. En eski ve en iyilerinden biri Meşhur Özçelik Aspava’dır.
Küçükesat’ta Hassas Bölge diye tabir edilen bölgeyi hareketlendiren, öğlen başlayıp ertesi gün sabaha kadar hep dolu olan bir yer burası. Diğer Aspavalar gibi ‘soslu soğanlı’sı meşhurdur.
Dillere destan Ankara döneri yufkayla dürüm yapılır, üstüne salça sos dökülür. Küçük küçük 4 parça olarak gelir. Öncesinde ve sonrasında cacık, soslu patates, salata, irmik helvası gibi ikramlarıyla birlikte doyurucudur. Behzat Ç. izleyenler hemen hatırlayacaktır. 24 saat açık olması da başka bir güzelliktir, zira sabah 6’da bile çok kalabalık olabilmektedir.
Şehir dışından misafiriniz gelince: Cafemiz
10-15 yıl öncesinde okul çıkışı buraya gelirdik, okullar bitti, işler başladı, hala gidiyoruz. Cafemiz öyle bir yer, gerçekten de adı gibi bizim kafemiz orası. 20’lerden 50’li yaşlara geniş çaplı bir müşteri kitlesi var. Eskiden çok popüler olan Arjantin Caddesi’nde yer alan Cafemiz’in nefis müzikler çalan ortamı, beyazlar ve renklerle bezenmiş dekoru insana ferahlık veriyor, mutluluk katıyor. Hani şehir dışından bir arkadaşınız gelse ve 'Bana Ankara’yı öğret' dese, burayı da listeye alırsınız, öyle sembolik bir yer. Kahvaltıdan salatalara her şeyi güzeldir. Güzel havalarda bahçede oturun, benden tavsiye.
Kaç nesli büyüttü: Kıtır
Şöyle bir şey var; çocukluğunuzda çok sevdiğiniz bir yere büyüdükten sonra gittiğinizde aslında çok da özel olmadığını fark edersiniz ve içiniz burulur. Bu genellemeyi paramparça eden bir yer varsa orası Kıtır’dır. Hep güzel, hep özel, hep aynıdır, bu her gittiğinde aynıyı bulma hissi mutluluk verir.
Eskiden okuldan kaçıp güzel müzik dinleyip bira içmeye giderdik, gidenler büyüdüler, çocuk sahibi olanlar şimdi çocuklarıyla birlikte geliyor. Biliyorum; çünkü bir tanesi bizim ailede. Şimdinin çocukları da ileride kendi çocuklarıyla gelecekler. Böyle böyle kaç nesli büyüttü Kıtır. O nesillere rock kültürünü öğretti, Queen’i, Michael Jackson’ı tanıttı, arkadaşlıklar kazandırdı. Mesela kimseyi aramadan direkt Kıtır’a giderek birçok arkadaşınızla rahatlıkla karşılaşabilirsiniz çünkü kendi kültürünü, kendi kitlesini yarattı Kıtır.
Sadece bunlar da değil; Ankara’da en iyi kumpiri Kıtır yapar. Kokoreç konusunda da Çiftlik’tekilerle yarışır. Kumpirde duble fırınlanmış karışık kumpiri, kokoreçte kaşarlı dürümü az acılı olarak isteyin, yanına da bir bira alıp kendinizi müziklere bırakın, pişman olmayacaksınız.
"Ankara'da gece hayatı var" demek için: Siyah Beyaz
Bakmayın her söylenene, Ankara ilginç şehirdir. Bilmeyene ve istemeyene kendini göstermez, bilene tüm renklerini sunar. Siyah Beyaz gibi.
Siyah Beyaz, Ankara’nın en enteresan mekanlarındandır. Bir apartman dairesinde konuşlanmış olmakla birlikte hem bir sanat galerisi, hem de bir eğlence mekanıdır. Çoğunlukla 30 yaş üstüne hitap eden mekan aslında bir ‘jazz club’ olmakla birlikte Ankaralı rock gruplarını da zaman zaman sahnesinde misafir eder. Birçok ünlüyü burada görebilirsiniz. Muadillerine göre bir tık daha pahalıdır; ama o müzik ve o ortama değer. Zira "Ankara gece hayatını iyi bilirim" demek için buraya birçok kez gitmiş olmak gerekiyor.
Kokoreç kültürünün de başkenti: Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ)’ndeki Kokoreççiler
Çiftlik’e gittiğinizde sıra sıra kokoreççiler görürsünüz. Onları birbirinden ayırmaya gerek yok; çünkü neredeyse hepsi aynı, hepsinin kokoreci harikadır. AOÇ süt ürünleriyle olduğu kadar bu vesileyle kokoreciyle de meşhurdur. Bu yüzden öğle vaktinden tutun da gece yarılarına kadar günün çoğu saatlerinde kalabalıktır. Gece eğlencesinden çıkanlar, burada mola vermeden eve dönmez. Kömürde kokorecin kokusu, daha yaklaşırken sizi sarmalar. Kömürde pişmiş nefis kokorecin yanına Çiftlik ayranı için, üstüne de hava güzelse Çiftlik dondurması yiyin. Ben maalesef İstanbul’da hiçbir yerde bu lezzeti bulamadım.
Pizza denince akla: Tadım Pizza
15 yıl öncesine gidiyoruz, pizzacılar çok yaygın değil. Ankara’daki pizzacıların sayısı da iki elin parmaklarını geçmez. İçlerinde biri var ki adının hakkını fazlasıyla veriyor: Tadım Pizza. Biz Tadım Pizza’yı Tunalı ve Bilkent şubelerinde sevdik. Sadece pizza da değil, o nefis domates çorbasının tadı hala damağımda, makarnaları hala başyapıt, pizzaları ise günümüzde kendine pizzacı diyen nice mekandan çok daha lezzetli.
Şehrin dokusuna dahil ol diye: Akman
Bir mekanı sevmemizde menü çeşitliliğinin, lezzetinin önemi var elbette ama bazen de nedensiz seversin köklü tarihi ve yaşanmışlıkları nedeniyle. Akman gibi. Ankara tarihinin yakın tanıklarından biridir Akman. Kızılay’ın en hareketli noktalarından Selanik Caddesi’nde sessiz sakin yaşamını sürdürür yıllardır. Yazı buz gibi nefis limonatasıyla açar, kışı mevsim habercisi harika bozasıyla kapatır Ankara sakinleri. Biz buraya sadece yiyip içmeye değil, şehrin tarihine tanık olmaya, bu tarihe dahil olma amacıyla da gideriz. Hazır mevsim kışken, boza keyfine buraya uğrayın derim.
Denizi olmayabilir ama atı var: DenizAtı
Denizsiz şehirle denizatını tanıştıran yerdir. Ankara’da deniz yok, diyenlere inat şehrin sembolik yerlerindendir. Sakarya ve Hoşdere olmak üzere iki şubesi vardır, ikisi de birbirinden tarihidir.
Eskiden beri Ankaralı orta ve ileri yaş hanımların çay buluşmaları için en çok tercih ettiği mekanlardan biridir Denizatı, yıllar geçse de bu özelliğinden bir şey kaybetmedi.
Aslında mekanda her şeyi güvenle tüketebilirsiniz. Neticede mavi bayraklı olması bile gösteriyor hassasiyetlerini. Ancak en çok efsanevi ayçöreğini tavsiye ederim. Turistik değil de gerçek Ankara’yı merak edenler için cevapların içinde yer alır DenizAtı Pastaneleri.
Nice yemekli toplantılara ev sahipliği yaptı: Hacı Arif Bey
Ankaralılar Güniz Sokak’ı iki nedenden dolayı iyi bilir. Bir Süleyman Demirel’in evi, iki Hacı Arif Bey buradadır. Hacı Arif Bey, iş adamlarının ve orta yaş kesimin sıklıkla tercih ettiği Başkent’in en kallavi et ve kebap restoranlarından biridir. Havasından mı, kitlesinden midir nedir, içeri girerken insanın düğmelerini ilikleyesi gelir.
Yemek menüsü hayli geniş olmakla birlikte klasik et ve kebap restoranlarından farklı herhangi bir sürprizi yoktur. Özellikle bir lezzetini tavsiye etmem doğru olmaz gidin ve ne seviyorsanız sipariş edin, pişman olmazsınız. Zira yıllar bu mekanı eskitememiş, aksine çok şey katmış. Bunu yemeğin lezzetinden servisine her aşamada birebir görmek mümkün. Sahi kaç yerde orada 10-20 yıldır çalışan garsona denk gelirsiniz ki?
Döner Ankara'da yenir: Cici Piknik
"Ankara nesiyle meşhurdur?" diye soranlara gönül rahatlığıyla "döneriyle!" diye cevap verebilirsiniz. Zira kesinlikle kıymasız olarak yapılan bu döner, gerçek dönerin ta kendisidir. Cici Piknik de gerçek Ankara dönerinin en eski ve en iyi temsilcilerinden biridir. Ankara’da çok yaygın olan "piknik" isimli yerlerin bir devamı olan Cici Piknik, Kumrular Caddesi’nde şimdiki nice yetişkinin çocukluk anılarına ev sahipliği yapar. Burada sadece et döner vardır ve küçük dükkanda o döneri yemek için kendinize illa bir yer bulursunuz. "Döner işte, her yerde aynı" demeyin, Cici Piknik’e uğrayarak gerçek dönerin hakkını verin.
Salaş salaş olalı çok oldu: Tavukçu
Şimdilerde salaş meyhaneler, rakıcılar moda; ancak bu salaş konsepti yıllar önce Kızılay’ın ortasında bulunan Tavukçu çoktan sahiplenmişti bile. Herhangi bir manzara, şıklık, lükslük beklentisi olmadan sırf mezeleri ve ortamı için gidebileceğiniz bir yer. Üstelik çok da eski, tarihi 1930’lara kadar uzanıyor.
Mezeleri de, yemekleri de güzeldir. Ankara’nın entelektüel kesimi eskiden beri burayı çok sever. Tek handikapı gece 00:00’da kapatmasıdır ki uzun geceler yerine iki tek atmak ya da erken başlayıp erken bitirmek isteyenler için iyi bir seçenek olabilir.
Velhasıl Tavukçu gerçek Ankaralıların hafızalarında ve gönüllerinde yer eden mekanlardandır. Pek severiz.
Güncelleme notu: Kızılay'daki tarihi Tavukçu bize veda etti, hayatına Çayyolu'nda yeni yerinde devam ediyor.
Yerli turist bilmez: Net Piknik
Bazı mekanlar vardır ki hep aklınızın bir köşesinde, anılarıyla geçmişinizde yer eder ama yer ediş sizi sürekli de oraya götürmez. Nadir gidersiniz belki ama oradaki varlığı bile iyi gelir. Net Piknik işte öyle bir yerdir. Yine Tavukçu gibi çok eskilerden beri Sakarya Caddesi’ni Sakarya Caddesi yapanlardandır. Hani turistliği kenara bırakıp, Başkent’in özüne gireyim, derseniz geleceğiniz yerlerden biridir.
Birkaç yıl önce yenilenen mekan, oturup sakin sakin rakı/bira içmek isteyenleri ağırlıyor. Herkes kendi halinde demlendiğinden, arkadaşlarla içerken muhabbet etmek için idealdir. Mezelerinin ekstra bir özelliği yoktur lakin lezzetlidir. Ancak mezelerden sonra Arnavut ciğeri ve kalamar da tavsiye ederim.
Siyaset, iş adamı, evlilik teklifi: Fige
"Siyasetin merkezi Ankara da peki siyasiler ve iş adamları nereye gidiyor?" diye sorarsanız üç cevabım var: Fige, Trilye ve Göksu.
Fige’nin geçmişi çok eskiye dayanmıyor ancak yüksek kesimin sıklıkla tercih ettiği restoranların başını çekiyor.
Fige siyasilerin ve iş adamlarının yanı sıra evlilik teklifi etmek isteyen, özel bir günü kutlamak isteyen çiftlerin de yoğun olarak tercih ettiği bir yer. Yemekleri, ortamı, müzikleriyle bu tür beklentilerinizi rahatlıkla karşılayabiliyor. Güzel havalarda nefis bir bahçesi vardır, kış ayları için ise iç kısmı inanılmaz sıcak ve şık bir dekorasyonda olduğundan rahatlıkla tercih edilebilir.
Benim özel bir yemek tercihim olmadı genellikle burada, genel olarak yemekleri de, kahvaltısı da çok beğenilir. Ankara’da Ankara’yı yaşayan, şık ve özel mekanlardan biri desem, abartmış olmam.
Ankara'nın tarihi: Göksu

Az önce de söylediğim gibi siyasilerin, iş adamlarının ve hatta ünlülerin yıllardan beri müdavimi olduğu yerlerden biri de Göksu Lokantası’dır. Kızılay Bayındır Sokak’ta son derece iddiasız, sade bir dış görünüşü vardır. Ankaralı değilseniz önünden geçerken dikkatinizi çekmeyebilir. Ancak kocaman alanı, yemekleri ve ambiyansıyla şahanedir.
Burada takvimler 1970’li, 80’li yılları gösterir, buram buram eski Ankara kokar. Hani öyle ki adını duyduğunuzda saygıdan ceketinizi ilikleyesiniz gelir. Aile büyükleriyle yemek yemek ya da iş toplantıları için harika bir seçenektir. Ancak bazen sırf tarihi Ankara’yı yaşamak, geçmişe gitmek ve nefis yemeklerinden yemek için gidersiniz.
Bayramlarda gidilen anneanne-dede evi gibidir Göksu. Tanıdık, bildik, sakin bir huzur ve mutluluk veren.
İyi ki var.
Yorumlar
11