Doğanın en zeki türü olabiliriz ama kesinlikle en şanslı türü değiliz. Kahve bağımlılık yapıyor, alkol bağımlılık yapıyor, sigara bağımlılık yapıyor, bazı ilaçlar bağımlılık yapıyor, kola bağımlılık yapıyor, öteki bağımlılık yapıyor, beriki bağımlılık yapıyor. Fizyolojik bağımlılığı var, psikolojik bağımlılığı var. Böyle iradesiz bir metabolizma/bünye her neyse olmaz arkadaş. Ne yese muhtaç kalıyor, ne içse sürekli onu arıyor. Gelen son araştırmalar da bunun aksini söylemiyor.
Evet, başlıkta okuduğunuz doğru. Bağımlılık listesine eklenen son yiyecek peynir. Gecenin bir vakti televizyon karşısında yarım kilo peynir yememizin en azından mantıklı bir açıklaması var artık. Durduk yere gelen "Canım peynir çekti galiba" hissini de bir yerlere koyabiliyoruz. Serpme kahvaltı diyerek serpme peynir gömdüğümüz hafta sonu sabahlarını da mantıklı bulabiliriz artık.
Gelelim işin bilimsel kısmına. 500 katılımcının dahil olduğu araştırmayı Michigan Universitesi yapmış. Yola çıktıkları tez şu: İşlenmiş yiyeceklerin daha çok bağımlılık yapması ihtimali.
Peynirin içindeki bağımlılık yapan madde ise, bir protein olan kazein. Kendisi bir fosfoprotein hatta. Peki bunu nasıl yapıyor? Kazein sindirim esnasında, bir çeşit morfin türevi olan kasomorfin salgılıyor. Kasomorfin de beynin bağımlılıktan sorumlu devlet bakanı dopaminin reseptörlerini tetikliyor. Şenlik başlıyor.
Her ne kadar pek de resmi bir dil kullanmış olmasak da eğer yeryüzünde bir yiyecek bağımlılık yapacaksa bu peynir olsun. Sonuna kadar destekliyoruz. Bağımlılık dediğin böyle olmalı.
Son olarak da evet, araştırmayı yapan arkadaşların da notu üzerine, aklınıza gelenin doğru olma ihtimalini ortaya koyalım: Peynir bağımlılık yapıyorsa, pizza da bağımlılık yapabilir, peynirli poğaça da.
Yorumlar
0