Millet olarak ünlü bir restorana girdiğimizde bize et tercihimiz sorulduğunda garsona dönüp hep aynı cevabı veriyoruz: ''Çok pişmiş olsun''
Önümüze içi hafif pembe bir et geldiğinde ''Kanlı kanlı duruyor, pişmemiş bu. Ben bunu yiyemem'' diyerek yüz buruşturuyoruz. Eti evimizde dakikalarca, hatta kimi tariflerde saatlerce pişiriyor, pişiyoruz. Peki ne kadar doğru yapıyoruz? Bir noktada devreye damak zevki meselesi giriyor ancak etin lezzetine varabilmenin en önemli noktası pişirme aşaması.
Et yıkanmamalı mı, yıkanmamalı sorumuzun ardından bugün gündemimizde et neden çok pişirilmemeli var. Buyursunlar.
Az pişmiş et kanlı et midir?
Dediğimiz gibi bu aslında biraz da damak meselesi ama profesyonel mutfaklara girip, şeflerden en lezzetli etlerin sırlarını almak istediğinizde ilk tavsiyelerinden biri eti çok yüksek ısılarda çok uzun süre pişirmemek geliyor. Hatta birçok şefe göre çok pişmiş et ve yanmış et arasında bir fark yok. Eti daha az pişirmenizi bilimsel makaleler de destekliyor. Gelin onların dediklerine kulak verelim.
Et az pişirildiğinde içinde gördüğümüz kırmızı renk, çıkan hafif sıvı kan değil aslında. Biraz biyolojik terimlere girecek olursak o gördüğünüz myoglobin denilen ve hayvanların kas hücrelerinin arasında bulunan bir çeşit protein kompleksi. Bu protein kompleksi aynı zamanda içinde pigment taşıyor ve kırmızı ete de rengini veriyor. Araştırmada bu konuya uzun uzun değiniliyor ve şunun altı çiziliyor: ''Et piştikçe ona rengini veren myoglobinin yapısı bozulur, bu yapının bozulmasıyla birlikte rengini kaybeder ve kahverengiye dönmeye başlar.'' Kısacası bizim bu zamana kadar kan olarak gördüğümüz ''Ben bunu yemem'' dediğimiz şey, aslında myoglobinin suyla karışmış hali. Pişmiş et, kanlı et değildir. Bu konuda anlaşalım.
Yorumlar
2