Akıllı telefonların ya da tabletlerin alametifarikaları günümüz insanı için pizzadaki mozzarella, kumrudaki kaşar. Hem olmazsa olmaz hem de faydalı. Bu noktada hemfikir olduğumuzu hayatın biraz sokakta biraz dijitalde olduğunu düşünüyoruz. Lakin yapılan araştırmalar 'idareli, iradeli kullanın' mesajı veriyor.
Ekran arkası aydınlatmaları olan cihazlar (hesap makinesi ekranı gibi olmayan cihazlar) biyolojik saatimizi ayarlayıp, uyku düzenimizi sağlayan melatonin hormonunu bastırarak ortaya çıkmasını engelliyormuş. Böylece taşı biyolojik saatimizi bozmak suretiyle atıyormuş. Tabii bu noktada beynimizin bize ihanet ettiğini de hatırlatmakta fayda var. İnsanın sakinlemesini, rahatlamasını ve uyumasını sağlayan melatonin hormonu vücutta yoğun ve serbest bir şekilde dolaşmaya başladığında insanın bir şeyler öğrenmesine de olumsuz etki ediyor. Beyin de bu kez biz tablette bir şeyler okurken "Diego bir dur allahını seversen zaten ortalık karışık" diyerek vücuttaki melatonin seviyesini düşürüyor.
"İyi de ben bunun neresinde kilo aldım şimdi?"
Şöyle ki beynin yardım ve yataklığıyla melatonin hormonu bastırılıp uyku kaçınca, leptin hormonu da melatoninle birlikte ölüyor ve rolü gherlin hormonu kapıyormuş. Senaryonun kötü olma nedeni de bu hormonların görevleri. Ghrelin, bize 'ye daha çok ye' diyen hormonken, Leptin'in görevi 'doydun yeter artık' demek.
En yaşamdan örnekle, yemek yiyeli henüz 3-4 saat olmuşken kendimizi buzdolabının önünde bulmamazın faillerinden biri akıllı cihazlar ve tabletmiş.
Bütün bunlara rağmen aldığımız bütün kiloları akıllı cihazlara yüklemekse bizce en basit tabirle aşırı yüklenmecilik, suçu başkasına atmacılıktır. En iyisi gerçekten ihtiyacımız olduğu ya da eğlendiğimiz zamanlarda akıllı cihazımızı kullanmak. Sıkıntıdan Instagram'dan alınan like'lar beşinciye kontrol ediliyorsa, burada telefonun suçu olmasa gerek.
Yorumlar
0