hafta-sonu-kacmalik-yerler

Şehrin Karmaşasından Bunalanları Ferahlatacak 9 Alternatif Rota

Favorilerime
Ekle

Bütün hafta dört duvar arasında patronu memnun etmek için sinir stres çalıştınız. Mesai, gereksiz bir toplantı ya da size dayatılan herhangi bir iş yoksa geldik hafta sonuna. Haftanın yorgunluğunu üstünüzden atacak o iki güne. Yorgunluğunuzu elbette yatakla haşır neşir olarak atmayacaksınız. 5 gün haldur huldur çalışıp da kalan iki günü uyuyarak geçirmek olmaz. Bir şeyler yapmanız lazım ki haftaya huzurlu ve taze başlayabilesiniz.

Ben de bu iki günü mutlu mesut geçirebilesiniz diye kendime görev edindim. Hazır yaz gelmişken bu tatlı havalarda neler yapabilirsiniz, nerelere gidebilirsiniz onları derledim. Karşınızda hafta sonu kaçmalık yerler, o güzel mekanlar ve aktiviteler.

İstanbul'a biraz yakın olalım

Şimdi sizlere İstanbul’da oturup da hafta sonunda şehrin keşmekeşinden kaçmak için mükemmel yerler önereceğim. Hem buralara gitmek için yıllık izninizi kullanmanıza gerek yok. Sadece bir gününüzü verin yeter! Hazırsanız başlıyorum.

İlk rotamız Bursa! Atlıyorsunuz deniz otobüsüne 2 saat sonra hoopp Mudanya’dasınız! Burasının sokaklarını iyice keşfettikten, pek tatlı renkli evleri önünde fotoğraf çektirdikten sonra iki önerimiz olacak: Biri Cumalıkızık diğeri de Trilye. Eğer bir günlük gidecekseniz birinden birini seçmeniz gerekecek. Cumalıkızık’da köy kahvaltısı yapabilir, 700 yıllık Osmanlı mimarisinin yaşayan örneklerini görebilirsiniz. Kendisi ayrıca UNESCO Dünya Mirasları listesine girmiştir bilesiniz. Trilye’de de yapılacak şeyler öyle az değil. Manzarasına ölüp biteceğiniz Çamlı Kahve’de bir şeyler yudumlayabilir, Aya Ani Manastırı’nı görebilir, tarihi Trilye evlerini fotoğraflayabilirsiniz. Dönüş yine Mudanya’ya tabii. Rakı balık yapmadan dönmek yok!

Başka bir şehir ismini duymak bile gözünüzü korkutuyorsa, “Ammaan kim gidecek şimdi buradan ta oraya” gibi üşengeç cümleler kuruyorsanız size bir de şehir içi rotaları verelim ama özel araç şart: Sarıyer’in minnoş tatlı köyü Garipçe Köyü bu listede olmasa aklımız kalırdı. Rumelikavağı ve Rumelifeneri arasında kalıyor bu köy. Giderken fener önünde mola vermek, köyde kahvaltı yapmak, günü rakı balık ile sonlandırmak buranın ritüelleri arasındadır.

Diğer rotalarımızı bilmeyen yoktur herhalde. Herkes bangır bangır bağırıyor: Polenezköy, Ağva, Maşukiye hafta sonunuzu mükemmel kılmak için gidilesi yerler.

İstanbul’a biraz da uzak olalım

Bu hedefler için bir gıdım dinlenmek yok. Cuma iş çıkışı kendinizi hemencik yollara atacaksınız ki vardığınız yerde daha kaliteli ve keyifli zaman geçirebilesiniz. Bu iş Cumartesi'ye kalırsa vay halinize! Koşuşturmaktan haftaya yeni ve huzurlu biri olarak değil yorgun ve argın biri olarak başlayacaksınız aman dikkat!

Rotalarımız şöyle: Arnavut kaldırım sokaklarına doyamayacağınız, her kapı önünde poz vermek için hevesle oradan oraya zıplayacağınız, soğuk mu soğuk denizinde kulaç atacağınız, en iyi şaraplarından kapıp Polente’de günü batıracağınız Bozcaada liste başıdır.

Asmalımescit’teki eğlenceyi aratmayacak Alaçatı ise diğer başı çekenlerden. Sessiz sakin koyları, limanı, antik kenti, Behramkale Köprüsü, Athena Tapığanı ile vurulduğumuz Asos, oksijene doymayacağınız Kazdağları, şarap gurmesi olup çıkacağınız Şirince ise diğer hafta sonu önerilerimdir.

He bir de bambaşka bir rota var aklımda: Safranbolu! Kavurucu sıcaklarda buranın sokakları size epey iyi gelecektir. Eski çarşı, Yemenciler Çarşısı, Bakırcılar Çarşı’nı dolaştıktan sonra günü batırmalık Hıdırlık Tepesi’nde bir çay molası verebilirsiniz. Gelecek gün ise Yörük Köyü’nü mutlaka görmelisiniz. Sonrasında Tokatlı Kanyonu’na gidip kristal teras üzerinde adrenalin yaşayarak haftayı sonlandırabilirsiniz.

Yurt dışına çıkalım

"Aylarca çalışayım, saçımı süpürge edeyim bütün emeğim iki günde uçup gitsin” demeyin! Aylar öncesinden ucuza kapatacağınız uçak bileti ve yine ucuzundan Airbnb’den bulacağınız ev/oda iki günlük yurt dışı tatilinizi hesaplı ve mükemmel kılacaktır. Şimdi önereceğim şehirler de Paris, Viyana, Amsterdam, Venedik, Kopenhang, Roma, Londra kadar pahalı değil! Hatta eminiz ayırdığınız paranın bir kısmı ile Türkiye’ye geri dönüp diğer yurt dışı tatili için hazırlık yapabilirsiniz. Bunlardan birincisi tabii ki Belgrad. Burada tüm mesele uçak biletini erkenden almış olmanız. Vize yok, dert yok, çok keyifli, bol sanatlı, bol yeşilli bir tatil var. Vize bürokrasisi ile uğraşmayacağınız bir diğer yer Karadağ ve Bosna Hersek! Hem Kotor’un hem de Mostar’ın hastasıyım!

Birçok Avrupa şehrine göre çok daha ucuz olan Budapeşte ve Prag için maalesef ki vize işlemleriyle uğraşmak zorundasınız ama iddia ediyorum ki buna değecek! Budapeşte’nin gece eğlencesi, tozunu almak isteyeceğiniz Wes Anderson filminden çıkmış binaları, mimarisi, Tuna Nehri ile iki gün içinde yaşayacağınız deneyim ve heyecanın haddi hesabı olmayacak. Prag’da romantizmin dibine vuracağınız dakikalardan bahsetmeme gerek var mı, bilemedim.

Denize de girelim

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da kulaç atabileceğiniz yerleri derlemiştim. Okumayanınız varsa bir daha söyleyeyim: Sadece kitap okuyup denize girip güneşlenmek istiyorsanız adres belli Sedef Adası! Burada önereceğim iki plaj var biri cep yakan Club Ada Sedef diğeri de yüz güldüren Sedef Adası Plajı. Eğer "kalabalık bir grupla gideceğim, eğlence şart” diyorsanız tabii ki Suma Beach! Burada eğlence, müzik ve kokteylden bol bir şey yok.

Su sporları ilgi alanımdır denize gitmişken bunlardan birini yapabileyim” diyorsanız da Burch Beach önerimdir. Kiteboard ve sörfün yanında; futbol ve voleybolda oynayabilirsiniz. “Bana azıcık huzur ver” dersen kuşkusuz Kalpazankaya Plajı derim!

Biraz da havuz yapalım

"İstanbul’da ayağımı bir gıdım bile denize sokmam” diyen arkadaşlar tanıyorum. Bu sebeple onları klorlu su manyağı yapmaya niyetliyim: Parkorman’daki havuz favorim. Epey büyük, ve ormanın tam ortasında. Bu cepte dursun! Bir de hepimizin bildiği Suada Club’ın da epey keyifli olacağını tahmin edersiniz. Denizin tam ortasında havuza girip, arkadaşınızla iki lafın belini kırıyorsunuz, en renklisinden kokteylinizi içiyorsunuz, ohh miss!

Çırağan Palace Kempinski, The Grand Tarabya ve Four Seasons Bosphorus’da boğaz manzarası eşliğinde havuza gireceğiniz otel havuzlarıdır.

Mideleri de şenlendirelim

Buna en iyi kahve rotalarını belirlemekle başlayabilirsiniz mesela! Ben de azıcık yardımcı olayım tabii: Karaköy’deki Coffee Sapiens, Short Black; Cihangir’deki Kronotrop, Geyik; Beyoğlu’ndaki Old Java, Drip Coffeeist; Teşvikye’deki M.O.C., Gravite, Coffee Bain; Kadıköy’deki Walter's Coffee Roastery üçüncü dalga kahve noktalarından.

Bu liste keyifli bir kahvaltı, lezzetli bir tatlı, romantik bir akşam yemeği, serin bir kokteyl diye devam etmeli. Kahvaltı denilince akla ilk gelenler Naga Putrika, Naif, Privato, Gakkı ve Nar Dükkan!

Mevsim yaz bile olsa öğlen çay ile bir tatlı molası vermek şart! Dandin Bakery, Vacilando, Grandma Coffee and Bakery, Pim Patisserie, La Patisserie Lune, Patisserie de Pera, Cloud Nine Patisserie benim tatlı için yolunu tuttuğum birkaç mekan, yazın bir kenara!

Romantik bir akşam yemeği de biliyoruz ki manzaradan geçiyor: Fümee, Duble Meze Bar, Ferahfeza, La Masion, Vogue, Litera, Lacivert pekala romantik yerler.

Yaz aylarının olmazsa olmazıdır masaya gelen en serin ve en renklisinden kokteyller… Neyse ki öyle çok büyük bir şey istemiyoruz. İstanbul’da iyi kokteyl yapan yer çok! Bir yerden başlayayım hadi; Geyik Coffee Roastery & Cocktail Bar, Lucca, Zelda Zonk, Pop Coctail Bar, Flamingo, Unter, Ravouna 1906, Parantez

Sokakları da keşfetmeyi unutmayalım

Bu önerimiz de gün içinde yerinde duramayan, şehrin her köşesini keşfetmek için and içmiş arkadaşlarımız için. Bunları öyle kolay kolay piknik, havuz falan paklamaz. Çarşı, pazar, tarih, bina, duvar, dükkan gibi birden çok şey lazım.

Sultanahmet’teki Soğuk Çeşme Sokağı, Balat’taki Merdivenli Yokuşu, Cibali’nin Tepedelen Çeşmesi Sokağı, Fatih’deki At Pazarı, Tahtakale’nin Tahmis Caddesi, Fil Yokuşu tarihle içli dışlı olan arkadaşlarımızın bayılacağı rotalardan.

Gelelim sokak sanatına; Serdar-ı Ekrem ile başlayabiliriz mesela! Burada Gamze Yalçın, Ruben Sanchez gibi sanatçıların işlerine rastlayabilirsiniz.

Şilili INTI, Alman Dome, Pixel Pancho, Amose, Claudio Ethos, M-City, Chazme, Sepe gibi dünyaca ünlü sanatçıların bir arada olduğu Yeldeğirmeni’ni defalarca hatırlatmama gerek yok herhalde, gidiniz!

Karaköy’de şimdilerde Yeldeğirmeni’ni aratmıyor desem yanlış olmaz. Mr. Hure’nin Nükleer Başlıklı Barış Güvercinleri, Kien’in kanatları, Leo Lunatic’in Piksel Gerilla’sı, Olihe’nin işleri, Met’in Kamu Spotu bunlardan birkaçı.

Wrinkles of the City (Şehrin Kırışıklıkları) projesi için geçtiğimiz günlerde İstanbul’a gelen JR’ı es geçecek değilim! Bu rotalarınıza bir de Balat, Tarlabaşı, Mahmutpaşa’yı ekleyin tabii.

Pikniğe de gidelim mi?

Ne çok sıcak ne de çok soğuk şu günlerde piknik bence en iyi aktivite! Yere örtüleri serip iyice bir yayılıp arkadaşlarınızla sohbet etmek açıkçası kulağa baya iyi geliyor. Benim piknik anlayışım mangal, domates, közde patlıcan gibi son derece yorucu piknik değil de evde ya da oracıkta alınmış sandviç, meyve, salata mesela. Şarap da illa olur! Şarap olursa peynir hayli hayli olur. Bütün günümü pikniğe ayırdıysam oyun da şart. Tavla, kağıt, voleybol vs.

Geçtiğimiz haftalarda piknik alanlarını uzun uzadıya yazmıştım. Moda Sahili, Caddebostan, Maçka Parkı şu sıralar en popüler ve en kolay ulaşılır olan piknik alanları. Üç noktada da festivale gitmişcesine eğleneceğiniz kesin!

Şehre biraz daha uzak olan; Dilburnu, Değirmenburnu, Belgrad Ormanları, Lifepark, Mehmet Akif Ersoy Parkı da favorilerim arasında.

Şurada iki kurt dökelim

tooistanbul

tooistanbul

Havalar güzelleştikçe belli bir enerjinin açığa çıktığı kesin. Buna bir de heyecanlı tatil planları eklenince içinden çıkılması bir hayli zor duruma dönüşüyor. Ama iki dans edip zıplayınca hiçbir şeyciğiniz kalmaz. Bu sebeple hafta sonunda kurtlarınızı dökebileceğiniz super duper mekanları sizin için seçiyorum.

Dar alanda minik zıplamalar da olsa, tıkış tıkış dans etmek zorunda da kalsak Zelda Zonk İstanbul gece hayatının en eğlenceli noktalarından. DJ’ler öyle bir coşturuyor ki dans etmemek mümkün değil. Kokteyllerine girmiyorum bile! Nu Teras, Indigo, Propaganda, Suma Beach, Roxy, Kloster sahnenin tozunu attırabileceğiniz diğer mekanlar.


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

1

Birim Tabakcıoğlu31 Ocak 2016 17:05
Mehmet akif ersoy tabiat parki Lifepark ozel isletmesine aittir yani farkli yerler degiller
Yanıtla

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?