Her nerede olursak olalım, her ne iş yaparsak yapalım, yaptığımız en iyi iş yaşlanmak. Gerçekten de öyle. Hep birlikte muazzam bir şekilde yaşlanıyoruz. Hafta içleri kısa, çalışmaktan ibaret. Göz açıp kapayıncaya kadar cuma akşamında buluyoruz kendimizi. Hafta sonları, hafta içlerinden de kısa. Nefes alıp verinceye kadar pazar akşamında buluyoruz kendimizi.
Her anın tadını çıkarmak gerek.
Naga Putrika. Moda'da bir kahvaltıcı. Her şey bitip, son yudum da mideye gönderildikten sonra "Yaşamak dediğin bir güzel kahvaltıdan ibaret be" dedirten bir yer.
İlk olarak, İstanbul'un en iyi brunch mekanları listesi sayesinde tanıdık onu, yetmedi, daha yakından görmeye gittik geçen hafta sonu. Pek de iyi ettik, hem öğleden sonra kahvaltı yapmanın lüksünü hatırladık, hem de yeniden "Moda'da çöp konteyner'leri bile güzel" deme fırsatımız oldu.
Naga Putrika'yı anlatmaya, şu ana kadar onlar için kalem tutmuş tüm dostlar gibi isimlerinin anlamını söyleyerek başlayalım: Dağın Kızı. Hintçe'de 'Dağın Kızı' anlamına geliyor Naga Putrika. Ganj nehri kenarında tarım yapan kadınların, Ganj'ın bereketine verdikleri isim.
"Türkiye'de kahvaltı" adında bir kitap yazsaydınız, kuvvetle muhtemel giriş cümleniz, "Bütün kahvaltıcılar birbirine benzedi" olurdu. Çok da haksız sayılmazdınız. Ancak Naga Putrika bu genellemenin biraz dışında kalabilir. Kafalarına göre kümeledikleri kahvaltılıklara, kafalarına göre isim vermiyorlar. 6 farklı serpme kahvaltı çeşitleri var ve bunlar 6 farklı yörenin kahvaltılıklarından oluşuyor.
Çiçekdağı, Söğütçük, Velika, Köyceğiz, Hevsel ve Zuğa.
Biz masamızı Söğütçük ile serptik. Menemen, siyah-yeşil zeytin, yeşillik tabağı, köy tereyağı, ceviz reçeli, bal kaymak, ezine, isli çerkes ve kaşar peyniri üçlüsü, meyve kuruları, fırın kaymak patates, nar ekşili ve kekikli zeytinyağı, acuka ve Dağın Kızı'nın en çok sevilenlerinden olan, Ege tarafından lokma denilen pişi masamıza ziyarete geldi. Doğrusunu söylemek gerekirse, büyük bir masaya, içi hava dolu cipsleri andırıp yarısı boş tabaklarla konan, serpme kahvaltılara alışkın olduğumuzdan sanırım, ilk anda gözümüz doydu desek, yalan söyleriz. Tabii bunun bir göz yanılması olduğunu kahvaltıdan sonra soda içerken hatırladık.
Kahvaltı lezzet açısından gayet iyiydi, herhangi birine "Yok ben bunu yiyemem" demedik, diyemezdik. Ancak o günden sonra isli çerkes peynirine, pişiye ve fırın kaymak patatese adanmış bir hayatımız olabilir artık. Onlardan uzun süre ayrı kalamayız.
Rivayetlere göre, hafta sonu sabahları biraz yoğun oluyormuş Naga Putrika. Biz kendimizi 15:00'da orada bulduğumuz için rivayetlere katılmıyoruz ama yolu sabah düşecek olanlar için söylemeden geçmiş olmayalım.
Naga Putrika'nın adresi şu: Caferağa Mah. Moda Cad. 161/A Kadıköy, İstanbul. Yetmez diyenler için hemen alta haritayı yerleştirdik.
Ay bitmeden gidin.
Yorumlar
0