Ve şehre bienal gelir...
Ama bu kez nasıl geldiği belli değil. Eline Bienal programını alan herkesin gözü bu yıl biraz korkmuşa benziyor. Çünkü bu kez işler İstanbul’un dört bir yanına saçılmış vaziyette. Adada, otoparkta, depoda, otellerde, Boğaz’da, galerilerde denizin üstünde... Program üzerine bir gün çalışsanız, ajanda çıkarsanız yine de yetmeyebilir. Neyse ki 1 Kasım’a kadar bol bol gezme şansınız var.
Ben nereye gidilir sonrasında ne yapılır, mola vereceğiniz mekanlar gibi bir liste çıkarmadan önce bienal hakkında kısacık bilgiler vereyim:
• Bu yıl 14. düzenlenen bienalin başlığı: Tuzlu Su; Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori
• Bu çerçeveyi şekillendiren ise Carolyn Christov-Bakargiev.
• Bienal, Afrika, Asya, Avustralya, Avrupa, Ortadoğu, Latin Amerika ve Kuzey Amerika'dan 80’den fazla katılımcının çalışmalarını Boğaz’ın iki yakasında bir araya getiriyor.
• İstanbul Modern, ARTER, Özel İtalyan Lisesi ve Galata Özel Rum İlköğretim Okulu karma sergiye ev sahipliği yapıyor. "Bienal gezmesine nereden başlasak?” diyenlere önerim bu mekanlardır.
• Geçen yıl olduğu gibi bu yılda ücretsiz gezebilirsiniz.
• 14. İstanbul Bienali ile ilgili detaylı bilgilere ve programa ise şuradan ulaşabilirsiniz: 14. İstanbul Bienali
Şimdi geçiyorum sergi sonrası mola vermelik, yorulan ayakları dinlendirmelik, arkadaşla uzun uzun işleri değerlendirmelik ya da öncesinde oturup nasıl gezeceğinize dair listler çıkarmalık mekanlara;
Beyoğlu
Duvarında koala var bir kere: The Bite Coffeeshop
Yine kendimizi Galatasaray Lisesi’nin Tophane’ye inen yokuşuna doğru salıyoruz. Limonlu Bahçe’yi geçince hemen sağımızda kalacak bu minik tatlı yer kahve/tatlı ya da çay/sandaviç ikilisi için pek şahane. Salataları da bir o kadar başarılı. Aynı zamanda Beyoğlu sanat turunuzdan sonra mola verilecek ideal yeni mekanlardan.
Duvarındaki kurabiye yiyen koala, renkli yastıkları, kahve ve tatlı kokuları sizi buraya bağlayacak şeylerden birkaçı. 3. dalga kahve akımına bir yenisini daha eklediğimiz bu mekanın limonata ve naneli frozenları da içinize adeta ferahlatıyor.
Sadece sanatseverlere değil yeni mekan keşifçilerine duyurulur.
The Bite Coffeeshop adres: Tomtom Mahallesi, Yeniçarşı Sokak, No 82/1, Beyoğlu, İstanbul
Cihangir seni çağırıyor: Not Just Coffee
Burası da İstiklal’in kalabalığından Cihangir’e kaçmak için birebir. Adından da anlayacağınız gibi buraya kahve içmek için gidilir. Sergi sonrası ya da öncesi yapılacak en iyi şey de bu değil mi zaten? Kahve içip uzun soluklu muhabbetlere girişmek.
Mekan minik ama dışarı atılmış sandalyelere oturup dinlenme, sohbet etme işini orada sürdürebilirsiniz. Su yeşili kahve makinesi, duvarlarındaki Gamze Yalçın’ın rengarenk kadınları, mochası, lattesi ve Bergüzar Korel’in reçetesi ile yapılmış kurabiyeleri ile tatlıları buraya gitme sebeplerinden. Bergüzar Korel de neyin nesi diye merak edenleriniz illa ki vardır. Burası oyuncu Korel’in hayalini kurduğu minik kahve dükkanı.
Not Just Coffee adres: Kılıç Alipaşa Mahallesi, Anahtar Sokak, No 3/A, Beyoğlu, İstanbul
Karaköy
Kahveleri taa İsveç'ten: 2 Cafe Karaköy
Karaköy’ün diğer minik mekanlarına nazaran burası epey bir geniş ve ferah. Öyle ki çok kalabalık olmayan sokağında sandalyelere yayılıp ya da yan masadaki arkadaşın muhabbetine kulak misafiri olmadan, onun sigarasının dumanını solumadan keyifli bir gün geçirebilirsiniz. İçindeki pofuduk deri koltuğuna hiç değinmeyeyim bile.
Normalde iç karartan sarı burada iç açıyor. Duvarına asılı sörf tahtası, kütüphanesi, içerideki vintage sandalyeleri, renkli pencereleri burayı farklı kılan şeylerden.
Peki burada ne yenir ne içilir? Hemen kahvelerinin İsveç’ten geldiğini söyleyeyim. Bunun yanında yiyebileceğiniz tartlar, pastalar, kekler de bir o kadar başarılı. Detoks içecekleri ve limonatası da es geçilecek gibi değil, bi deneyin.
2 Cafe Karaköy adres: Kemankeş Karamustafa Paşa Mahallesi, Murakıp Sokak, No 5, Beyoğlu, İstanbul
Balkanlardan gelen börek dalgası: Boşnjak Börek & Pita
Evet sayın seyirciler Karaköy’ün bir börekçisi eksikti o da oldu! Harika oldu, miss gibi oldu.
Balkanlardan gelen böreğin tadı başka oluyormuş cidden. Sabah akşam demeden çayın yanına miss gibi giden bu börekler fazlasıyla da doyurucu. Karaköy’de karınları doyurmak için nereye gideceğim derdine son! Hem leziz hem de cep yakmayan cinsten. Burada sadece börek değil, köfte, mantı, çorba, fasülye gibi ev yemekleri de yiyebilirsiniz.
Boşnjak Börek & Pita, mutfağından leziz pizzalar çıkaran eski Komodor’un şimdiki ev sahibi. Coffee Sapiens’in hemen karşısı, Muhit’in de hemen yanı.
Boşnjak Börek & Pita adres: Kemankeş Karamustafa Paşa Mahallesi, Kılıç Ali Paşa Mescidi Sokak, No 11/A, Beyoğlu, İstanbul
Karaköy denilince hangi mekanı önereceğimi şaşırmıyor değilim. Hepsini üst üste defalarca önermek de içimden gelmiyor. Ama siz yine de yenilerden FiL’i bilin, Sofra London’ı bilin.
Eskilerden de hazırladığım geniş yelpazeli "İstanbul'un yeni mekanları" listesini tekrardan gözden geçirebilirsiniz. Ayrıca "Karaköy mekanları" listemi de hatırlatayım; kahvede Coffee Sapiens, Short Black, Karabatak'ı, çayda ise Dem Karaköy'ü unutmayın.
Kadıköy
Sergi öncesi önerimiz: 700 Gram
"İstanbul’un yeni mekanları” listemde buradan bahsetmiştim. Kadıköy’ün bitmek bilmeyen “yeni mekan” haberlerinden en son yakaladığım sevimli bu mekan bir bakery. Anlayacağınız 180 Coffee Bakery ve Naan’dan sonra Kadıköylüyü sevindirecek bir bakery daha!
Özellikle bienal gezmenizi hafta sonu yapıyorsanız burası sergi öncesi gitmeniz gereken yerlerden. Hem kahvaltıları için hem de köz patlıcanlı tostu, poğaçaları, ekşi maya ekmekleri için. Yok ben kahvaltıyı miss gibi evimde yaparım diyorsan buranın tatlıları da burada mola verme sebeplerinden: Çilekli tartlar, glutensiz meyveli kurabiyeler, kekler, brownieler, cheesecakeler ve daha neler neler!
700 Gram adres: Caferağa Mahallesi, Ruşenağa Sokak, No 3/C, Moda, Kadıköy
Yeldeğirmeni'nin yeni gözdesi: Cafe Benazio
Yeldeğirmeni’nden gelen gümbür gümbür sesleri artık duymayanınız yoktur. Duvarlarıyla, mekanlarıyla, atölyeleriyle bir fark yarattığını söylemek mümkün. Cafe Benazio da buranın en yenilerinden. Antakya mutfağından izler görebileceğiniz kahvaltısı o biçim! Fıstıklı sucuk ve maş piyazını diyeyim, gerisini siz düşünün! Sabahtan sergi öncesi uğramanız şart yani. Gerçi sonrasında sizi o sandalyeden kim kaldırır bilemiyorum. Aranızda özel bir bağ oluşacağı kesin.
Üstüne emayelerde gelen kahve ve yine trend kavanoz tatlılarından patlatmak isterseniz hiç beklemeyin, hakkınız! Kahve hakkında önemli bir detaya da dikkat çekeyim. Kendisi Topağacı’ndan, taa M.O.C.’tan geliyor. Kahvaltı size fazla gelirse simit salatası ve kuru meyveli, fıstıklı tostu da diğer önerilerimdir.
Cafe Benazio adres: Rasimpaşa Mahallesi, Karakolhane Caddesi, No /A, Kadıköy, İstanbul
Büyükada
Büyükada'da bir ezberbozan: Yada Beach Club
Konuya girmeden evvel şu ada mekanları listeme bakmanızda fayda var: Ada Sahillerinde Gezerken Oturup Keyif Yapmalık 8 Ada Mekanı.
Çünkü bahçesinde keyif yapabileceğiniz Bahçede Sinek, balık ve mezelerine dadanabileceğiniz Milto’yu atlamak istemem.
Bu mekan ise Yada Sushi’nin Büyükada şubesi. Adada alışık olduğumuz balık, meze, rakı üçlemesini yerle bir ettiği doğrudur. Açıkçası alternatiflerin çoğalması bizim de işimize geliyor. Her adaya gidişimizde balık yiyecek değiliz ya!
Troçki Evi ziyaretinizden sonra buradaki efsane deniz manzarası karşısında suşi yemek isterseniz Yada Sushi aklınızda bulunsun. Salata ve tempuraları da var ama İstinye’den bilen bilir, suşiler mutlaka denenmeli.
Yada Beach Club adres: Nizam Mahallesi, Viranbağ Koyu Büyük Tur Yolu, Adalar, İstanbul
Yorumlar
0