Bilmiyorum, mutlaka ama mutlaka hayatınızda bir zorluk vardır. Sizi hayatı yüzde yüz mutlu yaşamaktan alıkoyan bir sıkıntınız vardır. Aksi mümkün değil, yeryüzündeki hemen hemen bütün insanlar için geçerli bu. Herkesin derdi kendine. Küçümsemek kimsenin haddine olmamalı. Ama birazdan okuyacaklarınız maalesef sizi biraz daha iyi hissettirebilir. Maalesef çünkü keşke kimse böyle bir şey yaşamasa.
Maggie Saunders.
Bazı yemekleri yediğinde ve çok güldüğünde bayılmak gibi saçma sapan sonuçları olan bir hastalığa sahip. Hastalığının adı Vazovagal Senkop. Daha doğrusu hastalık da değil, sendrom. O yüzden net bir tedavisi de yok. En azından şimdilik.
Tabii her yemeği yediğinde ya da minik bir gülümsemeyle bayılmıyor Maggie. Hastalığı ona, bu denli ağır davranmıyor. Lakin yine de yeni bir yemeği keşfedemiyor, bir stand-up izleyemiyor, komedi filmlerine dikkat etmek zorunda kalıyor ve kendi deyimiyle en kötüsü, aşık olamıyor.
"Çünkü aşık olduğunuz insanla yemeğe çıkmanız gerek, gülmeniz eğlenmeniz gerek. Ben bunları yaptığımda masanın altında buluyorum kendimi. Sarhoş olduğumu ya da uyuşturucu bağımlısı olduğumu düşünüyorlar. Öyle olmadığımı anlatıncaya kadar, iş işten geçiyor zaten" diyor.
31 yaşında Maggie. 19 yaşından beri yakasında bu rahatsızlık.
Hastalığının etkisi ise şöyle, çok güldüğünde ve onu rahatsız eden yemekleri yediğinde kalp atışları yavaşlıyor ve beyni oksijensiz kalıyor. Bu nedenle bayılıyor. Üstüne üstlük annesinden kalan ve onun 45 yaşında hayata veda etmesine neden olan bir de kalp rahatsızlığı var.
Zor. Çok zor.
Yorumlar
0