Akşam en sevdiklerinizi yemeğe davet ettiniz, bir yandan çorbayı karıştırıyor bir yandan defalarca yaptığınız gibi alışveriş listesinin üzerinden geçiyorsunuz... Evin temizliği tamam, salon derli toplu... Kalan tek iş, sofrayı hazırlamak, süslemek ve yemeklerin sunumlarını düşünmek.
Fırındaki tatlıyı kontrol ettiniz... Sorun yok... Misler gibi pişiyor... Çorbayı da tadıyorsunuz... Oh mis gibi... Akşam misafirlerinizin mutluluğunu düşünüyorsunuz... Sonra ana yemeği tadıyorsunuz... Aman Allah'ım! O da ne! Yemeğiniz alabildiğine tuzlu!
Tamam... Şimdi biraz sakin olun... Dert ettiğiniz şey bu olsun...
Bu listeyi iyice sindire sindire okuyun. Biliyoruz hayatınızda en az bir kere başınıza gelebilecek bu sinir bozucu duruma karşı şimdiden hazırlıklı olmak, tatlı canınızın sıkılmasına kesin çözüm olacaktır.
Siz bu yöntemlerden birini uygulayın ve gerisini düşünmeyin, sofranızı hazırlayın, neşenize afiyetinize bakın. 
En bilineni: Patates
Patates, aslında hayatımızda sıklıkla kurtarıcımız oluyor. Mide rahatsızlıklarında haşlanmış patates olmadan yaşayan bizler için, yaşadığımız türlü türlü sıkıntılar için ona danışıyoruz.
Hal böyle olunca fazla tuzlu olan sulu yemekler için, kabukları soyulmuş büyük parçalar halinde dilimlenmiş patatesler hemen imdadımıza yetişiyor. Hafif tuzlu yemekler için en çok kullanılan yöntem olarak bilinen patates ekleme kesin çözüm oluyor bu aşamada.
Patatesi ekledikten 10-15 dakika sonra, tuzunu kontrol ettikten sonra kaşık yardımıyla çıkarabilirsiniz.
Tuzun rakibi: Kesme şeker
Özellikle zeytinyağlı yemeklerin ve pilavların kurtarıcısı olan bu yöntem; tam anlamıyla tadı dengelemek için bire bir.
Eklenen tuz oranıyla doğru orantılı olarak tadı nötralize etme garantili. Ayrıca tadını değiştireceğini düşünüyorsanız en güzel zeytinyağlı yemeklerin hafif tatlı tadının damakta bıraktığı güzelliği düşünüp bu fikrinizden vazgeçebilirsiniz.
Çorba için tek çare: Süt
Bu yöntem için en uygun yemek türü, çorbalardır. Su eklemek, tuz yoğunluğunu seyreltebilir. Ancak aynı oranda yemeğin tadını da etkileyeceği için, daha yoğun kıvamlı süte şans vermek, kolayca sorununuzun çözülmesine yardımcı olacaktır.
Biraz da alkali dengesi: Sirke
Sirke mi limon mu? tartışmasına kesin çözümü koyuyoruz! Bu sefer ikisi de bizim imdadımıza yetişiyor.
Sirke kullanarak tuz yoğunluğunu azaltabilirsiniz. Evde sirkeniz yoksa sizi bir sonraki püf noktaya davet edelim.
İki üç damla yeter: Limon
Sirke ve limonun asiditesini kullarak, tuzun alkali yoğunluğunu dengeliyoruz. Sofra tuzunun basit bir tuz olduğu düşünülürse, tuzlarda asit ve baz tepkimelerinden oluştuğuna göre, hadi gelin biraz kimyayı kullanalım. Asiditeyi artırıp tadı dengeleyelim.
Bu yöntemi kullanırken 1 yemek kaşığı sirke ekleyerek sonuca ulaşabilirken, limon suyu için 3-4 damla yeterli olacaktır.
Bu da son kurtarıcı bonusu: Domatesli soğanlı yenir bir sos
Baktınız olmuyor, canınızı sıkmaya değmez. Hemen sulu yemeğinizin sebzelerini, etlerini süzüverin. Bu sefer içine tuz ilave etmeksizin hazırlayın yeni bir domatesli harç.
Kavurun soğanları ilave edin domates rendelerini... İşte tamam! Sizden önemli mi? Oldu bitti bile.
Yorumlar
0