Hayatımıza son yıllarda giren ve damak tadımıza oldukça hitap eden bir tatlı trileçe. "Sağır sultan bile kendisinden haberdar" dediğinizi duyar gibiyim ancak gelin çeşitlerine her geçen gün bir yenisi eklenen trileçeyi ve trileçe tarifini biraz daha yakından tanıyalım.
Sünger görünümlü pandispanyası, sütlü şerbeti ile yumuşayan tatlının tarihi oldukça eski. Temeli, İspanyolların “Tres Leches” adını verdiği ve üç çeşit koyulaştırılmış sütten hazırladıkları keke dayanıyor. Traliçe, triliçe ya da trilece diye telaffuz edenler olsa da tatlının doğru yazımı trileçe.
Eski bir Arnavut olduğu da kabul gören melez tatlımız; inek, manda ve keçi olmak üzere üç sütün karışımından meydana gelen soğuk şerbetinden ötürü adını “Trileche”den almış. Kökeni ne olursa olsun, içinde hava boşlukları bulunan pandispanyası ve şekerli şerbetinin aksine sütlü şerbetiyle trileçe artık son zamanların en popüler tatlısı haline geldi.
İstanbul'da trileçe nerede yenir sorusunun cevabı tek değil. Pelit Pastanesi, Divan Brasserie gibi zincir markaların menülerinde de görmeye alıştığımız trileçeyi, lezzeti sebebiyle yol duraklarınıza eklediğiniz İstanbul'un arka sokaklarında kalan pek çok köfteci, muhallebici ya da dondurmacıda afiyetle mideye indirmeniz mümkün.
Karamelli trileçe seçeneğiyle de büyük ilgi gören tatlı; portakallı, frambuazlı, kivili, çikolatalı hatta Nutellalı seçenekleriyle ağız sulandırıyor. Denemediyseniz mutlaka farklı çeşitlerini de denemenizi tavsiye ederiz, şaşırtıcı tatlar ortaya çıkabiliyor.
Peki siz bugüne kadar hiç trileçe yediniz mi? En iyi trileçeyi nerede yediniz ya da evde yaptınız mı? Yorumlarınızı bekliyoruz.
Görsel: Tat Dedektifi
Yorumlar
1