sufleyle-asik-eden-adam

Hafızasını Kaybeden Sevgilisini Bir Sufleyle Kendine Yeniden Aşık Eden Adam

Favorilerime
Ekle

Unutmak bana hep bir kutsanma gibi gelmiştir. Görünmez güçler tarafından yapılan bir büyü, bir iltimas... Beni ancak unutamamanın lanetiyle sınananlar anlar. Çünkü bazen öyle bir an olur ki "Keşke bunların hiçbiri yaşanmasaydı" diyecek noktaya gelirsin. Ama zamanı geri almak mümkün değildir. Tek ilacın unutmaktır, sonsuza kadar unutmak, hiç yaşanmamış kadar unutmak.

Silmek her şeyi.

Kusursuz aklın sonsuz güneş ışığı gibi.

Ama bu hafta kafede tanıştığım bir çift bana unutmanın yeri geldiğinde bir lanete de dönüşebileceğini öğretti. Bazen unutabilmek değil hatırlayabilmek, hatırlanabilmekti zor olan. Onlar sayesinde bunu da anlayacak, yaşadıklarıma ve yaşayacaklarıma yeni anlamlar yüklemeye başlayacaktım.

Mutfağa girip sufle yapmak isteyen yabancı bir adam...

Bir cuma günü... Tezgahın arkasında ellerim ceplerimde dururken genç bir adam yaklaşıyor. Gayet yakışıklı, düzgün giyimli, mis gibi parfüm kokan bir adam var bana doğru gelen.

"Bu akşam kız arkadaşımla gelmeyi planlıyoruz saat 8 gibi. Yeriniz var mı? Rezervasyon yapabiliyor muyuz?" diyor gözlerimin içine bakarak.

"Yerimiz var. Rezervasyona gerek pek olmuyor ama ben isterseniz her ihtimale karşı isminizi not edebilirim" diye cevap veriyorum.

Adının Mehmet olduğunu söylüyor. Notumu alıyorum. Ama adam buna rağmen gitmiyor, hiçbir şey söylemeden gözlerini bana dikmiş bakıyor. Hafif heyecanlı, hafif utangaç bir hali var. Bilerek hiçbir şey demiyor ve cesaretini toplamasını bekliyorum. Sonunda konuşmaya karar veriyor:

"Şey, ben sizden bir şey daha rica edebilir miyim? Size biraz garip, hatta çok garip gelecek ama inanın benim için bu çok önemli" diyor.

Başımı sallayarak onay veriyorum.

"Bugün yani akşam olmadan önce mutfağınıza girip sufle yapabilir miyim?" diye sorarak beni hiç beklemediğim bir yerden köşeye sıkıştırıyor.

Mehmet haklıymış. Hayatımda duyduğum en garip isteklerden biri bu. Bir süre cevap veremeyince, "Gerçekten benim için çok önemli, yoksa istemezdim böyle bir şey" diyor. "Hayatım buna bağlı..."

İyice meraklanmaya başlıyorum. Şef ile konuşup ayarlayabileceğimizi söylüyorum. Mehmet karşımda çocuk gibi seviniyor. "Kız arkadaşımla kendime hazırlayacaktım sufleleri ama fazla yaparım, beğenirseniz müşterilerinize de sunarsınız" diyor.

Onun heyecanı ve sevinci beni de heyecanlandırıyor. Artık ne isterse yapacak durumdayım. O da bunu görüyor olmalı.

"Çok oldum biliyorum ama birkaç küçük şey daha isteyebilir miyim?" diye soruyor. "Şey, masada küçük mumlar olabilir mi? Konseptiniz pek öyle değil ama en azından böyle loş bir ortam yaratsak sadece birkaç dakikalığına? Olmaz mı? Bir de sufleleri bize getirdiğinizde bir şarkı açmanızı istesem? Bryan Adams'dan 'Have You Ever Really Loved A Woman?' çalsa? Sadece birkaç dakikalığına? Olamaz mı?"

Ona nasıl hayır diyebilirim? Diyemiyorum. Kafe her zamanki gibi bir evlenme teklifine sahne olacak diye düşünüyorum içimden. İçimden sevenleri üzmek gelmiyor.

"Olur" diyorum, "Olur, hallederiz."

cikolatali-sufle-yemekcom

Mehmet, akşam üstü girdiği mutfakta adeta harikalar yaratıyor. Suflelerin mis kokusu her yeri kaplıyor. Cem Usta bile şaşkın, adamın yemek yapma tutkusu ve becerisine hayran kalıyor.

O gün kafenin mutfağında daha önce hiç tanımadığımız bir adam nefis sufleler pişiriyor.

Mehmet, saat 8 olmadan kafeden üstünü değiştirmek için ayrılıyor, kız arkadaşını alıp geleceğini söyleyerek gidiyor. Biz de onun istediği diğer ayrıntıları hazırlıyoruz. Ben hala bir evlenme teklifi olduğundan eminim ancak Mehmet ser veriyor, sır vermiyor. Bu da beni daha çok meraklandırıyor.

Gerçekten saat 8 gibi Mehmet yanında çok güzel, çok zarif bir kadınla içeri giriyor. Onlar için ayırdığımız mumlarla aydınlanan masaya geçiyorlar. Kadının yüzünde kocaman bir gülümseme ve şaşkınlık var.

Onlar yerleşince masalarına yaklaşıyorum. "Ben ne alırdınız?" diye sorar sormaz Mehmet "Biz iki sufle alalım" diyor. Bunu dedikten sonra kadının yüzüne uzun uzun bakıyor. Herhangi bir tepki göremiyor ve bana "Devam edelim" der gibi bir kafa işareti yapıyor.

Elimde sufleler ile masaya ilerliyorum. Ne olacaksa ya da olmayacaksa şu birkaç dakika içinde gerçekleşecek. Tam o sırada Umut içeriden şarkıyı değiştiriyor ve kafeyi "Have You Ever Really Loved A Woman?" nağmeleri kaplıyor.

Masaya vardığımda Mehmet'in gözleri hala kadının gözlerine dikili durumda. Derin bir anlam arıyor gibi genç ve güzel kadının gözlerinde. Kadın ise sadece nedenini kendinin de bilmediği bir mutluluk anı içinde. Çok belli.

Kadın sufleden bir kaşık aldığında ise her şey bir anda değişiyor.

kafede-sufle-yiyen-kadin

"Mehmet, Mehmet! Neredeydin sen? Çok yalnızdım ben, çok korktum. Neredeydin?" diye bir anda bağırmaya başlıyor kadın.

Mehmet ise kadını hayatında ilk kez görmüş gibi sarılıyor. Tüm gücüyle, tüm sevgisiyle sarmalıyor onu. Kalpleri adeta kıyafetlerinin üzerinden birbirlerine değiyor.

"Hatırladı, hatırladı" diye sayıklıyor Mehmet bir yandan da...

Neler oluyor? Bu bir evlenme teklifi değil miydi? Hatırlıyor da ne demek şimdi?

***

Mehmet ile adının Aslı olduğunu sonradan öğrendiğim kadın sakinleşip elleri ellerinde masalarında otururken beni bir süre sonra yanlarına yeniden çağırıyorlar.

"Sana nasıl teşekkür edeceğimizi gerçekten de bilemiyoruz" diyor Mehmet. "Senin sayende ben bugün yeniden sevdiğim kadına kavuştum. Sevdiğim kadının gözlerinde yeniden beni sevdiğini gördüm. Adım ağzında yeniden anlam buldu. Bugün benim hayatımdaki en mutlu ikinci gün. Yani Aslı ile ilk sevgili olduğumuz günden sonra en mutlu olduğum gün. Ve tüm bunları sana borçluyum" diyor.

Ben hala hiçbir şey anlamıyorum. "Rica ederim, ama ben tam olarak ne olduğunu anlamadım. Evlenme teklif edeceğini sanmıştık biz" diyorum tüm saflığımla.

Mehmet ile Aslı gülmeye başlıyor. Anlatmaya başlıyor Mehmet.

"Mehmet'e ilk aşık olduğum günü unutmuş olabilirim. Ama ona ikinci kez aşık olduğum bu günü asla unutmayacağım"

"Aslı bundan 6 ay önce bir kaza geçirdi. Tedavi süreci hızlı oldu ama bu kaza bize kötü bir hediye bıraktı. Aslı, kazadan öncesi hayatını hatırlayamıyordu. 5 senelik sevgilim, hayatımın aşkı bana bir yabancı gibi bakmaya başlamıştı. Tanımıyordu beni, elini tuttuğumda elini korkarak geri çekiyor, benden utanıyor, benden sıkılıyordu. Sana bunun bana nasıl bir acı verdiğimi anlatamam. Doktorlar hafızası zamanla geri gelecektir dedi ama aradan haftalar, aylar geçti, Aslı için ben hala bir yabancı olmaya devam ettim.

Ben de sevdiğim kadına kendimi, bizi, geçmişimizi, mutlu anlarımızı hatırlatmak için her şeyi yapmaya başladım. Beraber tatile gittiğimiz yerlere yeniden gittik, aynı yemekleri yedik, aynı yerde aynı yıldızlara geceler boyu baktık. Ama Aslı hatırlamadı. Tüm bunları ilk kez yaptığımızı düşündü hep. İnan, her şeyi denedim onu yeniden kazanmak için ama olmuyordu. Hatta sanki ben denedikçe o benden daha çok uzaklaşıyordu.

Sevdiğim kadını, beni sevdiğini düşündüğüm kadını ikinci kez kendime aşık edemiyordum, tüm çarelerim tükenmişti artık. İşte bugün son denemem olacak, sonra onu rahat bırakacaktım.

Bugün kurduğumuz sahne Aslı'ya sevgili olmayı teklif ettiğim güne aitti aslında. Bundan tam 5 sene önce bir akşam onu babamın restoranına davet etmiş ve ona sufle yapmıştım. Fonda sonradan bizim şarkımız olan 'Have You Ever Really Loved A Woman?' çalıyordu. Aslı suflesinden bir kaşık aldığında ona sormuştum. Onu çok sevdiğimi, artık onsuz bir gün daha geçirmemek istediğimi söylemiştim. Aslı kabul etmiş, o gün dünyalar benim olmuştu.

İşte bugün Aslı yeniden benim oldu. Sizin sayenizde Aslı'm bana geri döndü. Aslı beni hatırlıyor. Aslı beni seviyor!"

Mehmet sustu. Ortada bozulamayacak kadar narin bir sessizlik vardı. Sonra son altı ayını yabancı bir dünyada geçiren Aslı ilk kez kendi olarak konuştu:

"Mehmet'e ilk aşık olduğum günü unutmuş olabilirim. Ama ona ikinci kez aşık olduğum bu günü asla unutmayacağım."

videoblocks

videoblocks

Mehmet ile Aslı'nın aşkı bir sınavdan geçmiş ve unutmanın lanetiyle sınanan aşkları her şeye rağmen kazanmıştı.

Artık ne onlar birbirini, ne de ben onları asla unutamayacaktım.


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

2

Didem Tülay Koloğlu23 Aralık 2017 04:01
Harika bi anlatım
Yanıtla
Kafedeki Kız 25 Aralık 2017 09:35
Yanıtla
Çok teşekkür ederim. <3

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?