Yıllar öncesinde bir hikaye ya da blog yazısı okumuştum. O kadar uzak ki belki bir video izlemiş bile olabilirim. Ama aklımda kaldığı kadarı şöyle. Bir kadın her gün yürüdüğü caddenin bankında yaşayan ve sürekli kitap okuyan bir evsizle tanışıyor -evsizi sürekli gördükten sonra dayanamayıp tanışıyor-. Onun hayatını öğreniyor. Onun hayatını değiştiren benim de hafızama kazıdığım şey ise şuydu: Her evsiz madde bağımlısı, hırsız, katil ve daha bir sürü olumsuz sıfat değil. Sadece hayatları belirli sebeplerle yolunda gitmeyen insanlar.
Aşhane.
Yukarıdaki hikayeyi çok iyi bilen Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mahmut Karaman'ın, evsizler için başlattığı bir iyi proje. İyi diyoruz çünkü, işi gücü bırakıp saatlerce övülecek kadar 'iyi' bir proje.
Gelelim detaylara. Mahmut Hoca, abisinin panelvanını bir süreliğine alıyor. El koyuyor daha samimisi. Sonra başlıyor İstanbul'un çeşitli semtlerini gezmeye. Panelvanın içinde, bütün şehrin sokaklarını doyuramayacak olsa da kazan kazan çorba. Tüm evsizlere yetişmeye çalışıyor, onların gülümsemesini görmek için sabaha kadar çalışıyor.
Her seferinde 1000 kişilik çorbayla yola çıkıyor olsa bile henüz 500'den fazla insana ulaşamamış Mahmut Hoca. Evsizlerin Aşhane'yi daha fazla bilmesi gerekiyor.
Mahmut Karaman'ın Aşhane gibi bir güzel projeye başlıyor olması yalnızca güzel bir insan olmasından kaynaklanmıyor. Kendisi sosyoloji dalında çalışmalarını sürdürüyor. Bu da ona toplumun her kesmini yakından tanıma/bilme imkanı tanıyor. Aynı zamanda kendi de birçok kez garajda sabahladığını belirtiyor. Ancak bu noktada verdiği bir müthiş ders daha var hocanın. Gördüğü ve değiştirilmesi gerektiği noktalardaki harekete geçme arzusu. Dünyanın yüzde 99'unda olmayan bir şey bu. "Sadece sosyal medyada yazmakla olmuyor kardeşim" diyenlerin bildiği bir hikaye.
Yorumlar
0