Birazdan okuyacaklarınız son zamanlarda okuduğunuz en güzel şey olabilir.
Tim ve Paul, New Jersey'de çalışan iki itfaiyecidir. 12 saatlik yorucu bir yangın mesaisinin ardından, bitik ve yorgun bir şekilde saat sabahın 6'sında kendilerini bir kafeye atarlar. Söyledikleri ilk cümle de "En güçlü kahveyi getirin lütfen" olur. Zaten ne kadar yorgun oldukları yüzlerinden belli oluyordur.
Liz, Tim ve Paul'un geldiği kafede, garson olarak çalışmaktadır. Liz, onlara servis açarken, konuştuklarına (12 saatlik yangın söndürme mesaisi) kulak misafiri olur. Elinden geldiğince en iyi hizmeti sunmaya çalışır ve hesabı istediklerinde, hesap yerine şirin mi şirin bir not tutuşturur ellerine...
"Kahvaltılarınız bugün benden. Bütün yaptıklarınız, insanların yardımına koştuğunuz, herkesin kaçtığı bir yere cesurca girebildiğiniz için teşekkür ederim. Rolünüz her ne olursa olsun, siz cesur ve güçlüsünüz. Her gün bu kadar dik ve sağlam durduğunuz için teşekkürler. Şimdi gidin biraz dinlenin"
Tim ve Paul gördükleri karşısında, onca yorgunluğun ve adrenalinin üstüne göz yaşlarını tutamazlar. Bir teşekkürden daha fazlasını yapmaları gerektiğini düşünürler ve Facebook'da bütün itfaiyeci arkadaşlarını kattıkları bir etkinlik açarlar. Amaçları Liz'e kuvvetli bir bahşiş bırakmaktır. Ancak yardım edebilecekleri çok daha elzem bir konu olduğunu öğrenirler...
Evet, daha acı ama daha faydalı olabilecekleri bir durum vardır. Liz'in babası felçlidir ve yaklaşık 17.000 dolar değerinde bir tekerlekli sandalyeye ihtiyacı vardır (17.000 dolar gibi yüksek bir fiyat çünkü hem elleri hem de ayaklarını kullanamıyordur). Liz, çok önceden internette bir bağış sayfası hazırlamıştır. Ancak yeterli parayı bulmak bir yana, neredeyse hiç bağış toplayamamıştır...
Yorumlar
1