Ortaçağ’dan kalma yapıların ve dokunun çok iyi korunmuş olması nedeniyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş bir şehir olan Brugge, geçmişte Avrupa’nın kalbindeki ticari bir metropoldü. Tarihinin her aşamasını katman katman yansıtan mimarisi ve şehir planı, şehri değerli kılan en önemli şey.
Ayrıca burası resim sanatında çok önemli bir akım olan Flaman resim akımının da doğduğu merkez. Brugge, hala Avrupa’nın ticari ve kültürel merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Belçika yönetimi, kendisiyle ve kültürüyle özdeşleşen her gıda için mutlaka bir müze kurmuş. Bunlardan üçü Brugge’da: Patates Kızartması Müzesi, Bira Müzesi ve başka örnekleri Avrupa’nın diğer şehirlerinde de bulunan Çikolata Müzesi. Hepsine de alacağınız Brugge Kart ile ücretsiz girebiliyorsunuz fakat yediğinizi içtiğinizi ödüyorsunuz tabii.
Patates kızartması müzesinde genellikle tek çeşit menü oluyor. Farklı soslarla denemek için uğrayın deriz. Diğer iki müze ise uğrayın denip geçecek kadar basit değil doğrusu. Ayrıca Brugge, Michelin yıldızına sahip çok sayıda restoran barındırıyor ve bu da şehirde yemek yemeyi biraz tuzlu hale getirebiliyor. Biz, sizin için farklı alternatifler derlemeye çalıştık.
Bu fabrikada yok yok: Brewery de Halve Maan Bira Fabrikası
Biralarıyla ünlü Belçika’dan Brugge şehrinin birası olan “Brugse Zot”u denemeden dönmek olmaz. Pub’larda da bulunabilir ama asıl yerinde içmek isterseniz gelmeniz gereken yer, Türkçe adıyla Yarım Ay Bira Fabrikası. Burası, 1856’dan beri altı nesildir Maes ailesi tarafından işletilen tarihi bir bira fabrikası.
Fabrikada aynı zamanda bir müze ve çay bahçesine benzeyen bir de bar var. Ayrıca öğle ve akşam yemekleri için tercih edilebilecek bir tavernası da bulunuyor. Tavernada et ve peynir çeşitleri içeren tabaklar, salatalar ve vejetaryen menüler bulabilirsiniz. Taverna, yemekler için rezervasyon alıyor. Ayrıca pek çok dilde hizmet veren günlük bira tadımı turları düzenleniyor.
Adres: Walplein 26
Meşhur Belçika çikolatalarının adresi: Choco-Story Çikolata Müzesi ve Barı
Belçika çikolatalarının dünyaca meşhur olmasının bir nedeni, keşifler çağında Yeni Dünya yani Amerika kıtalarından ülkeye kakao getirilmesiyle birlikte çikolata yapımının da başlaması. Yani çok uzun zamandır çikolata yapmakla uğraşıyorlar. Diğer neden ise Belçika’da çikolataların yapımı ve kalitesiyle ilgili yasalar çıkarılması. Böylece kimse istese de kötü çikolata yapamıyor.
Çikolatayı tarihleriyle, kültürleriyle bu kadar bağdaştırmış Belçikalılar, müzesini kurmaktan da geri kalmamış elbette. Kakao ve çikolatanın tarihine çok tatlı bir yolculuk yapıp enfes el yapımı çeşitlerden tatmak istiyorsanız, Çikolata Müzesi’ni ziyaret etmelisiniz. Çikolata çeşitlerinden tadın, ustaları çikolata yaparken izleyin, dilerseniz atölye çalışmalarına katılın.
Adres: Wijnzakstraat 2
Otantik ve orijinal tatlar denemeyi sevenlere: De Jonkman
Rock’n roll şefler neslinden Şef Filip Claeys’in restoranı De Jonkman, sıradanlıktan hoşlanmayanlara, otantik ve orijinal tatlara meraklı olanlara hizmet vermekten mutluluk duyduğunu açıklayan lüks bir restoran. Ünü gittikçe yayılıyor. Öğle ve akşam yemeği servisleri var. Mevsimine göre taze Kuzey Denizi balıkları yiyebilir, dilerseniz biftek tercih edebilirsiniz. Fiyatlar pek uygun değil. Çok özel yemekler için ziyaret edilebilir.
Adres: Maalse Steenweg 438 (Sint-Kruis)
Belçika mutfağını tanımadan dönmek olmaz: Het Zwaantje
Şehrin kalabalığından uzaklaşmak ve geleneksel Belçika-Fransız mutfağının lezzetlerini tatmak isterseniz ideal restoranınız burası. Vanhee ailesi tarafından işletilen mütevazı bir restoran görünümünde olsa da şehrin sayılı lezzet duraklarından. Kristal avizeleri, ahşap iç döşemeleri ve geniş masalarıyla çok sıcak bir ortam sunan Zwaantje’de şömine başında şarap yudumlamak da mümkün.
Adres: Gentpoortvest 70
Sev, ye, paylaş ve gülümse: L.E.S.S.
L.E.S.S., “Love Eat Share Smile” (sev, ye, paylaş, gülümse) mottosunun kısaltması. Ülkenin ünlü şeflerinden Gert De Mangeleer’in katkı sağladığı, Michelin yıldızına sahip bir restoran. Menü, ağırlıklı olarak İber Yarımadası’nın deniz mahsüllerini içeren otantik yemeklerinin Şef Mangeleer tarafından yorumlanmış çeşitlerini içeriyor. Fiyatlar son derece uygun ve rezervasyon kabul ediliyor.
Adres: Torhoutse Steenweg 479 (Sint-Michiels)
Deniz ürünlerine doyulur: Bonte B
Brugge’un Michelin yıldızına sahip bir diğer restoranı Bonte B’nin menüsü, modern Belçika yemeklerinden oluşuyor ki bu, deniz ürünleri ve kırmızı etin farklı çeşitleri ve değişik soslar demek. Menüsü 3-4 ayda bir yenileniyor, yani giderseniz, ne yiyeceğinizi doğrudan şefe danışmalısınız. İskandinav stilinde dekore edilen iç mekan, sadelik ve zevkin gerçek bir bileşimi; bu nedenle oldukça rahatlatıcı bir atmosferi var. Fiyatlar çok ucuz olmamakla birlikte pahalı da sayılmaz.
Adres: Dweersstraat 12
Organik ürünlerle hazırlanan mis gibi yemekler için: Zeno
Zeno’nun sahibi Şef Reinout Reniere, Avrupa’nın çeşitli noktalarında çalışarak tecrübelerini genişletmiş çok özel biri. Yerel, taze ve organik ürünlerle yapılan yemekler, Belçika mutfağının dünü ve bugününü bir arada yansıtıyor. Michelin yıldızı bulunan Zeno’da, menü fazla bir çeşitlilik arz etmiyor, fiyatlar da biraz yüksek fakat özel akşam yemekleri için gayet tercih edilebilir, sakin ve hoş bir atmosfere sahip.
Adres: Vlamingstraat 53
Çok şık, çok gurme: Park Restaurant
1989’dan beri Bruggeman kardeşlerin işlettiği restoran, yüksek tavanlı, kraliyet avizeleriyle süslenmiş, 18. yüzyıldan kalma bir mimari yapının içinde bulunuyor. Restoranın, tek etkileyici özelliği dekoru ve atmosferi değil elbette. Belçika-Fransız mutfağının klasik örneklerini aslına uygun ve en başarılı şekilde icra eden yerin burası olduğunda çoğu gurme hemfikir. Havuç çorbası, soğuk deniz ürünleri tabağı, eski usul peynirle doldurulmuş istridyeler ve marine edilmiş çileklerle tatlandırılan dondurması tadılabilir. Fiyatlar ucuz sayılmaz fakat bir şef restoranı için gayet uygun görünüyor.
Adres: Minderbroedersstraat 1
Peri masallarından fırlamış gibi: Pomperlut
Yemeğinizi peri masallarından fırlamışa benzeyen son derece otantik döşenmiş, büyülü bir ortamda yemek isterseniz Pomperlut’a gelin. Ahşaptan oyulmuş mantarlar ve cam bardaklarla süslü duvar rafları, koyu ahşap masalar, bembeyaz örtüler, duvarları kaplayan tarihi resimler, fotoğraflarla burası öncelikle yarattığı atmosferle insanları çeken bir restoran.
Kırmızı etin neredeyse her çeşidini menüde bulmak mümkün. Taş şöminenin ateşini izlerken şarap veya yerel Belçika biraları içme keyfine varılabilecek nadir Brugge mekanlarından.
Adres: Minderbroedersstraat 26
Yunan mutfağının örnekleri burada: The Olive Tree Restaurant
Yunan-Akdeniz mutfağından lezzetler sunan restoran, Yunan kökenli bir aile tarafından işletilen küçük ve sevimli bir mekan. Dekorunda kurumuş gerçek zeytin ağaçları ve zeytin odunundan yapılmış ahşap masalar kullanılması The Olive Tree’yi inanılmaz sevimli kılmış.
Müşterilerini daima güleryüzle karşılamanın gelenekleri olduğunu söylüyor ve yemeklerinde, en eski usul tarifleri kullanıyorlar. Adından da anlaşılacağı gibi, zeytinyağı yiyeceklerin baş aktörü konumunda. Vejetaryenlar ve çocuklar için de ayrı menüleri var ve fiyatlar da makul ölçüde.
Adres: Wollestraat 3
Yeni nesil mekanlardan: Arthie’s
Brugge’un yeni nesil restoranlarından Arthie’s, tam anlamıyla rengarenk bir mekan. Hem yemek çeşitliliği hem de fiyatlarının oldukça makul olmasıyla da ayrıca dikkat çekiyor. Her çeşit et ana yemeklerde bulunuyor, salata ve atıştırmalıklar da gayet güzel. Değişik soslarla sunulan tavuk ve midye yemekleri çok beğeniliyor. Ayrıca vejetaryan burgerleri ve çocuk menüleri de var. Tatlılar ise dondurmalar ve turtalar merkezinde daha çok.
Adres: Wollestraat 10
Yorumlar
0