Sevgili insanıyla yemeği mi çıktınız? Patronunuza daha da yakınlaşmak için soluğu restoranda mı aldınız? Yıllardır görüşmediğiniz arkadaşlarla mı buluştunuz? Hatta direkt vuralım: Yanınızda herhangi biri mi var?
Bu yiyeceklerden uzak durun hanımlar, beyler. Milyonlarca yılın evrimini, modern dünyanın nezaketini bir kenara koyup kendinizi yerken Altar'ın oğlu Tarkan kibarlığında bulabilirsiniz.
Çarşıdan aldım bir tane eve gelmez olaydım: Nar
Gezegenlikten çıkarılan Plüton'dan çok daha karmaşık bir moleküler yapıya sahip olabilir Nar meyvesi. Lezzetini de çok seviyoruz ama içten içe "Biz bu nimeti doğru düzgün yiyemediğimizden bir doyamadık, belki de ondan çok seviyoruz" demiyor da değiliz. Şöyle ağız tadıyla bir nar yiyen varsa açıklasın arkadaş vaziyeti.
Telekineziyle beslenme yöntemi: Cupcake
"Şöyle kallavisinden bir cupcake yerken çekilmiş bir fotoğrafınız var mıydı bayım ya da aynada kendinize baktınız mı hiç? Telekineziyle Amerika diyarlarından, cupcake daha çok sevilsin diyerek, sanki bir reklam filminde oynuyormuşçasına yiyorsunuz da. Ayrıca kaşınızın ortasındaki kremayı da silin lütfen."
"Pardon sizde yara bandı var mıydı?": Hamburger
Dedirtir. Kat çıkma konusunda inşaat sektörüne özenen bir şefe denk gelirseniz hele kendinizi ağzınızın orta yerine dikiş atılmak amacıyla hastanede bile bulabilirsiniz.
"Dişimi gören oldu mu?": Haşlanmış mısır
Nice ergen öncesi çocuk, nice yaşlılığa olta atan amca, haşlanmış mısır yiyerek hayatlarına bir diş eksik devam ettiler. Kendilerine buradan tuz ve tereyağı gönderiyoruz.
Çifte vatandaşlığınız hayırlı olsun: Suşi
Chopstick'i başarıyla kullanarak suşisini bitiren son Türk gencini Japonya'ya götürmüşlerdi. Şimdilerde Tokyo Büyükelçiliği'nde çalışıyor diyorlar.
Böyle ritüel ayinlerde yok: Antep fıstığı
Badi parmağı tırnağı kadar lezzet için, (tamam baya lezzetli) antep fıstığının -kapalıysa- dişimizle kabuğunu kırıyoruz, iki elimizi aynı anda kullanmak suretiyle iki yana ayırıyoruz. Kalan ufaklığı elimizden düşürmeden ağzımıza atıyoruz. Afiyetle yiyoruz. Bir de bu ritüelin ağzımızın içinde yapılan versiyonu var oraya hiç girmeyelim.
Yetenek Sizsiniz Çerez Tabağı: Kabak çekirdeği
Orta Doğu ve Balkanlar'ın en narin yiyeceği muhtemelen kabak çekirdeğidir. Yalnızca çekirdek içini yiyebilmek için kabuğun belini kırmadan, dişlerle narince açmak gerekir. Bu işlemi başarıyla 15 kez üst üste gerçekleştirebilmek için akşam yemeğine iddiaya girilir. 10'uncu başarılı denemeden sonra "Arkadaş keyif mi yapıyoruz, deney mi?" denir ve sonra kabak çekirdeğine ağza direkt atmak suretiyle fındık muamelesi yapılır.
Evde deneyiniz: Külahta dondurma
Yıllardır kendinize duyduğunuz saygı, ortamlardaki ağırlığınız, hayat duruşunuzun ebediyete uğurlanması sokakta ya da insan içinde bir adet külahta dondurma yemenize bakar. Bir bakmışsınız o saygıdeğer kişilik gitmiş, "Şimdi ben bu dondurmayı ısırarak yesem bir türlü yalayarak yesem evlerden ırak" diyen ve üstüne başına damlayan dondurmayı temizlemeye çalışan paldımsız gelmiş. Aman diyelim.
"Aşkım nereye gidiyorsun, daha yeni geldin ama?": Spagetti
Gider sevgili dostum. Sen sevgilinle buluşmanda (hele de ilk buluşmaysa) spagetti sipariş edersen, o da senin burnundan martılara el sallayan bolonez sosuna daha fazla dayanamayıp gider. Böyle yürek yemişlik, böyle cesaret olmaz. Biz evde tek başımıza yerken çekiniyoruz camdan komşular görecek diye.
"Şu biberi de yiyeyim Güzel Sanatlar Fakültesi'ne girerim": Biber dolması
Biber dolmasının dışını sevmiyorsanız eğer, iç pilavını yemek için kabuğunu ayırma çabalarınızın size Güzel Sanatlar Fakültesi Peyzaj Mimarlığı, Heykel, Moda Tasarımı gibi bölümlerde oldukça faydalı olacağını söyleyebiliriz. Bu bölümleri düşünüyorsanız ya da okuyorsanız haftalık menünüzde biber dolmasını artırın deriz biz.
Yöresel zorluklar: Hingel (büyük mantı)
Kafkas dağlarından gelen bir yemektir hingel. Yeme deneyiminde farklılıkları olsa da en basit tabirle büyük mantıdır. Bir anlık gafletle bildiğimiz mantı gibi davranıp kaşığı doldurursanız, sağlam ağzı ve temiz kıyafet komşuda görürsünüz. (Gerçek bir hikayeden alınmıştır)
Geçen yine arkadaşlarla barbarlaşıyoruz: Bütün tavuk ya da kanat
Alışveriş merkezinin yemek katında, ortalama 2500 kişinin içinde, bütün tavuk ya da kanat aldığınızı düşünün. Çok açsınız. Çatalla yemeye hem açlığınız izin vermiyor hem de o kadar zamanınız yok. Artık tek çare elle yemek. Afiyet olsun kimse sizden değerli değil. Şimdi sağınızda duran tahta bardaktan şarabınızı yudumlayabilir ve hancıdan bir parça daha but isteyebilirsiniz.
"Ben en iyisi aday olayım": Istakoz
O canım etten ayrılmak istemeyen kabuğu kırmak için nice gençler matkapla girdi ıstakoza. Kimileri abartıp çekiçle dalmaya niyetlendi. Yemek masasına kulaklıkla oturan vardı. Bildiğimiz çatal bıçakla yemeye niyetlendikten sonra utancından insan içine çıkamayanlar da. Şöyle bir düşününce ıstakoz yemek reis-i cumhur olmaktan daha zordu.
"O duvardaki çikolatalı muz mu?": Waffle
Katlanmamış bir şekilde olan waffle'ı, çatal bıçakla yemek zordur ama bir şekilde halledilir. Lakiiiiin sandviç şeklinde yenen bir waffle'ın başınıza açacağı işler var demektir. Doyurucu bir lokma almaya çalışırken ağzınız çekilebilir, waffle'ın yanından fışkıran çikolatalı muz duvara bile yapışabilir ve karşınızda sizi gören biri varsa insanlıktan soğuyabilir.
Yorumlar
0