‘’Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir’’
Takvim yaprakları bu kez 29 Ekim 2023’ü gösteriyor.
Atamızın, Cumhuriyet’in 10.yılında kurduğu bu cümlelerinden üzerinden bugün bir asırı geçti. Kahraman ve asil mücadelelerle kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.yılındayız. 10.yıl balosunda kurulan o sade ve zarif masalarda oturamadık ancak değerlerimizi simgeleyen, modern tabakları tek bir sofrada bir araya getirdik. ‘’Cumhuriyetimizin 100.yılında tüm kullanıcılarımızı bu sofraya davet edebilseydik hangi yemekleri servis ederdik?’’ sorusuna her biri farklı anlamlar taşıyan bu tabaklarla cevap veriyoruz.
Belki de en çok bu tabağı ikram etmek isterdik konuklarımıza dediğimiz lezzetlerden biri ‘’Ata’’ tabağı. İçinde 7 bölgeden, her biri birbirinden özel anlamları taşıyan ürünler bulunuyor ve Atatürk’ün en sevdiği lezzetlerin yalın biçimde, tek bir tabakta buluşmasına şahitlik ediyoruz.
Marmara’dan Kırklareli beyaz peyniri bizi selamlıyor. Atamızın 1918’de o zorlu mücadelede ‘’Geldikleri gibi giderler’’ dediği, Kurtuluş Savaşı’nın fişeğinin atıldığı o tarihi sürecin temsili.
Peynir kavunsuz olmaz. Karadeniz’den Samsun Bafra Süreyya kavunu eşlikçimiz. Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışıyla başlamıştı her şey.
Doğu Anadolu bu tabağın tadı tuzu. 1919’daki Erzurum Kongresi’nin tabaktaki temsili Erzincan kemah tuzu.
İç Anadolu’dan Çorum’dan leblebiler de geldi. 23 Nisan 1920’de TBMM’nin kuruluşu İç Anadolu’daydı. Çorum sancağı ise Ankara’ya bağlıydı. 1923’te ise Ankara başkent oldu.
Güneydoğu Anadolu’dan şanlı ünvanına sahip kentimiz Urfa’dan koyun sütü bu tabağın olmazsa olmazlarında. Bu tabakta, 20 Ekim 1921 Güney Cephesi zaferi sonrası Ankara Antlaşması ile Lozan öncesi sınırların belirlenmesini simgeliyor.
Ege Bölgesi'nden ise o mis kokulu anasonlar var. Dağlarında çiçekler açan İzmir’den, 9 Eylül 1922 düşmanlar denize dökülmüş ve işgalden kurtulunmuştu.
Son olarak Akdeniz’deyiz. Oralardan bu tabağa anavatana 23 Temmuz 1939'da katılan Hatay’ın o nefis zeytinyağları eşlik ediyor.
Tarifimizde ise ilk adımda, kavun dilimlerini vakumlayarak tazeliklerini koruyoruz. Ardından, anasonlu süt sosu ve peynir kreması harmanı ile peynirli bir kremayı hazırlıyoruz. Bu iki unsur, tatlıya benzersiz bir derinlik ve zenginlik katıyor. Üzerine eklenen kırıntı beyaz leblebiler ise hem dokusal hem de lezzet açısından farklı bir boyut sunuyor. Tüm bu öğeler tabağınıza yerleştirilirken estetik bir şölen yaratıyor, lezzetinizi görsel bir şölene dönüştürüyor.
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, bıkmadan, usanmadan, asil ve dik duruşumuzla yürümeye devam edeceğiz. Bu sofra bizden Atamıza, silah arkadaşlarına ve Türk milletine armağan olsun.
Yemek.com Ekibi
Yorumlar
0