Tarih, 4 Mayıs 1929 yılında Brüksel'de doğduğundan, annesinin Hollandalı bir Barones, babasının İngiliz bir bankacı olduğundan bahseder. İkinci Dünya Savaşı sırasında Hollanda'da olduğu ve zor günler geçirdiğini söyler. 1948'de ilk filminde rol aldıktan sonra 1953 yılında Roman Holiday ile ilk Oscar'ını aldığına değinir. Belki bütün filmlerinin bulunduğu bir liste yapar ve 20 Ocak 1993'te İsviçre'de öldüğüyle bitirir.
Büyük bir eksik vardır somut tarihte. Audrey Hepburn'un dünyanın en zarif kadını olduğunu söylemez hiçbir zaman. Bütün insanlığın onunla yemeğe çıkması gerektiğinin üzerinde durmaz. Gözlerinin ne kadar güzel olduğuna değinmez. Kalın kaşın en çok yakıştığı kadın olduğu konusunda da bir beyanatta bulunmaz.
Evet, belki biraz geç. Evet, o öldüğünde doğanlar bugün üniversiteyi bitirdi. Olsun bütün insanlık yine onunla yemeğe çıkmalı. Bir daha asla eskisi gibi olmamak için.
O, elinde kahve bardağıyla tablo gibi fotoğrafını verebilen...
Çıplak ayak, halının ortasında otururken bile güzel kalabilen...
İlk buluşmada yenmemesi gereken spagetti'yi bile bakmadan eline yakıştırabilen...
Kibar yeme konusunda bambaşka seviyelerde olan...
Sofrada pisleşirken bile sevimli olabilen...
Alt tarafı fırından yemek alırken, milyonlarca profil resmini süsleyebilen...
Pastayla fotoğraf çektirmesine rağmen bakışları kendi üzerinde tutabilen...
"Bir insan ancak bu kadar güzel yaşlanabilir" dedirtebilen...
Asil...
Her haliyle güzel...
Yorumlar
0