emma-o-neil-one-cikan

Nişanlısının ve Bitkisel Yağların Desteğiyle Anoreksiyayı Yenip Anne Olan Kadın

Favorilerime
Ekle

Anoreksiya, artık neredeyse hepimizin bildiği, ciddi bir sağlık sorunu. Yeme bozukluğu sonucu ortaya çıkan anoreksiya nervoza, ileri seviyelere ulaştığında hayati sorunlara neden oluyor, insanın birçok organına zarar verdiğinden geri dönüşü olmayan ciddi hasarlar oluşabiliyor.

Bu durum, zayıflama tutkusuyla ortaya çıkabildiği gibi yeme bozukluklarına, psikolojik sorunlara, çevresel ve biyolojik birçok farklı nedene de dayandırılabiliyor. Kısacası tam olarak "Nedeni şudur" denemiyor. Kişi, başlarda bilerek yememe, yoğun diyet programları uygulama, yediklerini kusma yoluyla çıkarma, çok az uyuma ve günlük hayatında tüm bunlara rağmen çok aktif olabilme gibi özellikler gösterse de durum ilerlediğinde zayıflık, hayati tehlikeler oluşturabilecek bir düzeye ulaşıyor.

İşte bugün sizi tam da böyle bir hastalıkla mücadele eden ve verdiği mücadeleyi aldığı şahane destek ve bolca sevgi sayesinde kazanan bir kadınla tanıştıracağız.

Buyursunlar...

Emma O'Neil İskoçya'nın Glasgow şehrinde yaşayan 28 yaşında genç bir kadın

28 yaşındaki Emma O'Neil için her şey bundan yıllar önce, henüz 14 yaşındayken başlamış aslında. Ergenlik çağından bu yana kendisinin sürekli fazla kilolu olduğunu düşünen Emma, sonunda bu sorunu nedeniyle anoreksiya nervoza rahatsızlığına yakalanmış ve 20'li kilolara dek düşmüş. Öyle ki ülkesinde anoreksiya rahatsızlığına yakalanan en ünlü isim bile olmuş.

Başlarda zayıfladığı için çok memnun olsa da ciddi miktarda kaybettiği kilolar sonunda çeşitli sağlık problemleri yaşamaya başlayan genç kadın, doktorun yolunu tutmuş.

Doktorlarsa ona en duymak istemediği cümlelerden birini kurmuş ve "İyileşsen dahi çocuk sahibi olamayabilirsin" demişler

Aşırı zayıflığı nedeniyle kemikleri vücuduna batan, iç organlarına ciddi oranda zarar veren Emma, gerekli tedavileri görüp düzelebileceğini öğrenmiş öğrenmesine ama bu süreçte doktorların ona "İyileşsen dahi çocuk sahibi olamayabilirsin" demeleri psikolojisini alt üst etmiş.

Uzun soluklu tedavi sürecinde karşılaştığı insansa hayatını tümden değiştirmiş.

Genç kadın, bu süreçte tanıştığı Jonathan sayesinde hayata yeniden dört elle sarılma gücünü kendinde bulmuş

Sağlığını yerine getirmeye çalışırken anne olamama ihtimalini öğrenmesiyle psikolojisi alt üst olan Emma, bu süreçte çokça zorlanmış. Ta ki şimdiki eşi Jonathan ile tanışana dek. O zorlu süreçte tanıştığı Jonathan ile bir ilişkiye adım atan ve ardından nişanlanan Emma o zamanları şöyle özetliyor:

“Nişanlımla tanıştım, o andan itibaren Jonathan ve benim çocuk sahibi olmak istediğimizi biliyordum ve hastalığımın bir geleceğe sahip olmamızı engellemesine izin veremezdim.

Bu süreç boyunca Jonathan bana yemek yemenin ne kadar sağlıklı bir yaklaşım olduğunu yeniden öğretti. Birlikte yemeğe çıkıyorduk, evde bana büyük sofralar hazırlıyordu. Böylece yemek yemeye karşı yeniden iyi duygular beslemeye başladım."

Yavaş yavaş sağlığı yerine gelmeye başlayan Emma, hayaline de kavuşmuş ve hamile kalmayı başarmış

Sağlığı günden güne iyiye giden Emma, uzun yıllar sonunda yeniden kendisi için normal sayılabilecek kilolara ulaşmaya başlamış. Bu süreçte mutlu çift bir de belki de hiç beklemedikleri ama hep hayal ettikleri o güzel haberi de almış ve Emma hamile olduğunu öğrenmiş.

Hamilelik sürecini sağlıkla atlatmak için daha sıkı sağlık kontrollerinden geçen ve yeme alışkanlıklarını düzenlemek için elinden geleni yapan Emma, bu süreçte de mutlu olduğu kadar zor anlar yaşamış aslında.

Hamileliği sırasında yeme bozukluğunun yeniden başlamasıyla Emma'yı oldukça strese sokmuş

Emma, yeni yeni sağlığına kavuşmuş ve o çok istediği haberi almışken hamileliğin ilk aylarında birçok kadının yaşadığı o sabah bulantıları ve kusmalar onu yeniden yeme bozukluğuna doğru sürüklemeye başlamış. Anoreksiya rahatsızlığı sürecinde de sık sık yaşadığı bu durum, hamilelik döneminde de yeniden baş gösterince Emma başlarda biraz ümitsizliğe kapılmış ve yeniden yeme bozukluğu sorunu oluşacağını düşünmüş.

Ancak devreye önce Jonathan sonra da Omega-3 bakımından oldukça zengin özel bir bitkisel yağ girmiş. O hep hayalini kurduğu bebeğine sağlıkla kavuşabilmek için eski alışkanlıklarını bir kenara bırakan Emma, hamileliği boyunca kendini stresten ve eskiye dönük o olumsuz düşüncelerden eşi sayesinde uzak tutmayı başarmış.

Şimdilerde 2 yaşında olan bebeğini kucağına aldıktan sonraysa bitkisel yağlardan destek almaya karar vermiş

Emma doğumunun ardından da içine girdiği depresif ruh halinden hemen kurtulamamış ve "Yeniden anoreksiyaya yakalanır mıyım?" korkusundan kurtulmak için stresine iyi gelecek, onu psikolojik olarak rahatlatacak bitkisel yağlardan destek almaya karar vermiş. "Her sabah ve akşam dilimin altına bir damla bu özel olarak hazırlanmış doğal kenevir yağını damlatıyordum ve bu benim ruhsal olarak rahatlamamı sağladı." diyen genç anne, hamileliğin ardından yaşadığı depresyonu da hem ailesinin sevgisi hem de bu bitkisel destekler sayesinde atlattığını söylüyor.

Emma, ikinci kez hamile olduğunu öğrendiğindeyse her şey tam da istediği gibi gidiyor

dailymail

dailymail

Bitti sanıyorsanız yanılıyorsunuz, çünkü Emma yıllar süren tedavisi boyunca ikinci kez hamile kalmayı da başarıyor ve "İyileşsen dahi çocuk sahibi olamayabilirsin." düşüncelerini de, anoreksiyayı da, içine girdiği derin depresyonları da aşmanın keyfini yaşıyor. Tüm bu deneyimleri sonucunda ikinci hamileliğinde kendini çok rahat ve özgüvenli hissettiğini söyleyen Emma, biri geçtiğimiz ay doğan biriyse 2 yaşına gelen dünya güzeli çocukları ve sevgi dolu eşiyle huzurlu, sağlıklı ve mutlu bir hayat sürüyor. Hayatının yaklaşık 14 yılını verdiği bu anoreksiya mücadelesini de kendisi gibi bu sorunu yaşayan insanlara ilham olabilmesi adına paylaştığını ekliyor.


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

0

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?