İlk olarak 29 Aralık 2019'da Çin'in Wuhan şehrinde görülen ve oradan neredeyse tüm dünyaya hızla yayılan yeni Koronavirus (COVID-19) ülkemizde de etki gösterirken bize de bu dönemde birçok sorumluluk düşüyor.
Hasta kişilerden öksürük, hapşırık, konuşma sırasında çevreye saçılan virüs içeren solunum salgısı damlacıkları gibi yakın teması gerektiren durumlarla bulaşabilen Koronavirüs'ten korunmak için yapabileceklerimiz var ve çok zor değiller.
Gelin, hep birlikte bilinçlenelim, yanlış bildiklerimizin doğrularını öğrenelim ve paylaşarak daha fazla kişinin bunların farkında olmasını sağlayalım. Biz -naçizane- Yemek.com olarak bu süreçte elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çabalıyoruz, adına dikkat çeksin diye "çağrı" dedik ama bunların her biri gönülden rica.
Çünkü bu hepimizin, bu tüm sevdiklerimizin sağlığını ilgilendiren bir konu. Hayatta daha önemli bir şey yok!
Koronavirüs nedir, neden dikkat etmeliyiz öğren, öğret.
Biliyoruz, okuduklarımız, duyduklarımız endişe verici. Koronavirüs'ün hızla yayılıyor olması, ölümlere yola açıyor olması sadece bizi değil tüm dünyayı bir panik havasına sürükledi. Ancak paniğin hiçbirimize faydası yok. Neyle karşı karşıya olduğumuzu bilip uyarıları dinlediğimiz sürece korkmamıza da gerek yok.
Bu yüzden Koronavirüs nedir, nasıl bulaşır, yiyeceklerden bulaşır mı, hangi yiyecekler ve takviyeler iyi gelir, işlenmiş gıda ya da rafine şeker tüketimi Koronavirüs'e yakalanma riskini artırır mı, bu süreçte aldığımız meyve-sebzeleri nasıl tüketmeliyiz, 14 günlük stok yapmak isteyenler hangi yiyecekleri tercih edebilir, yiyecekler nasıl stoklanır gibi tüm aklınızdaki soruları cevaplayacak şu kapsamlı içeriğimize bakmanızı tavsiye ederiz.
"El yıkamak ne işe yarayacak" deme, hijyenin önemini küçümseme, el yıkamak en önemlisi.
Sürecin en başından beri sıklıkla önerilen "Ellerinizi su ve sabunla en az 20 saniye yıkayın" uyarılarını küçümseyenler, "El yıkamakla hastalıktan mı kurtulacağız" diye düşünenler var ne yazık ki. Oysa başta el temizliği olmak üzere kişisel ve genel hijyen kurallarına uymak bu süreçten en az zararla çıkmamız için en önemli etken.
T.C. Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü'nün de tekrar tekrar hatırlattığı gibi el temizliği sadece sizin sağlığınızı değil, toplum sağlığını da etkiliyor. Çünkü tuttuğunuz kapı kollarından birine uzattığınız paraya kadar, ellerle doğrudan ya da dolaylı olarak temasa geçilen çok fazla durum söz konusu. Bu da tabii ki virüsün taşınım hızını katlayarak artıran bir etken. Bundan kurtulmak için ise yapmamız gereken oldukça basit: Elleri su ve normal sabunla en az 20 saniye yıkamak!
Eğer küçük yaşta bir çocuğunuz varsa, yukarıdaki "karabiber-su-sabun deneyi" videosunu ona izleterek, hatta daha da güzeli bu deneyi doğrudan evde birlikte uygulayarak ona da el yıkamanın ne kadar önemli ve gerekli olduğunu güzel bir şekilde anlatabilirsiniz, aklınızda bulunsun.
Virüsten korunmak için bu 14 kuralı bil, herkesin bilmesini sağla.
"Koronavirüs'ten nasıl korunacağız?" sorusunun cevabı aslında en genel haliyle Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı "14 kural"da saklı.
Kendimizi, sevdiklerimizi ve tüm toplumun sağlığı için bu 14 kuralı uygulamalı, zorunlu olmadıkça evden dışarı çıkmamalı, kendimiz dahil kimseyi riske atmamalıyız.
Peki nedir bu 14 gün kuralı? Hemen sıralayalım:
- Ellerinizi sık sık su ve sabun ile en az 20 saniye boyunca ovalayarak yıkayın.
- Soğuk algınlığı belirtileri gösteren kişilerle aranıza en az 3-4 adım mesafe koyun.
- Öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burunu tek kullanımlık mendille kapatın. Mendil yoksa dirseğin iç kısmını kullanın.
- Tokalaşma, sarılma gibi yakın temaslardan kaçının.
- Ellerinizle gözlerinize, ağzınıza ve burnunuza dokunmayın.
- Yurt dışı seyahatlerinizi iptal edin ya da erteleyin.
- Yurt dışından dönüşte ilk 14 günü evinizde geçirin.
- Bulunduğunuz ortamları sık sık havalandırın.
- Kıyafetlerinizi 60-90°C’de normal deterjanla yıkayın.
- Kapı kolları, armatürler, lavabolar gibi sık kullandığınız yüzeyleri su ve deterjanla her gün temizleyin.
- Soğuk algınlığı belirtileriniz varsa yaşlılar ve kronik hastalığı olanlarla temas etmeyin, maske takmadan dışarı çıkmayın.
- Havlu gibi kişisel eşyalarınızı ortak kullanmayın.
- Bol sıvı tüketin, dengeli beslenin, uyku düzeninize dikkat edin.
- Düşmeyen ateş, öksürük, ve nefes darlığınız varsa, maske takarak bir sağlık kuruluşuna başvurun.
Bilgi kirliği en fenası, ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri doğru kaynaklardan takip et, doğruluğu kanıtlanmamış bilgileri paylaşma.
Bu süreçte virüsten korunmak kadar yanlış bilgilerden de korunmak önemli. WhatsApp gruplarından gönderilen, sosyal medyada dolaşan her şeye inanmak, bunların doğruluğunu teyit etmeden paylaşarak daha da yayılmasını sağlamak panik havasını daha da artıracak ve geri dönüşü zor olan bir yola girmemize yol açacaktır. Aman diyelim.
Bu sebeple en doğru ve sağlıklı bilgiye ulaşmak için ilk olarak Sağlık Bakanlığı'nın, Türkiye Tabibler Odası'nın açıklamalarını takip edebilirsiniz. İşin bilimsel boyutunu Evrim Ağacı'ndan, sosyal medyada dolaşan iddiaların doğruluğunu Teyit.org'dan okuyabilirsiniz. Dünyadaki tüm gelişmeler konusundaki en doğru bilgiyi ise World Health Organization'dan (Dünya Sağlık Örgütü) alabilirsiniz.
Evde kalmanın neden çok önemli olduğunu unutma, #EvdeKal ve çevrendeki herkesi bu konuda bilinçlendir.
Coronavirüs Nasıl Yayılır?
4 değişik simülasyon ile anlatılmış:
Sosyal Hareketlilik Azaltılacak,Mesafe artıralacak...
Unutmayın Virüs Dolaşmaz, Dolaşan Sizlersiniz..#COVID—19 #ahef #ankahed pic.twitter.com/Bfm2BIY1FP— ANKAHED (@ANKAHED) March 15, 2020
Sağlık Bakanlığı, zorunlu olmadıkça evden çıkmamamız konusunda uyarıyor bizleri. İnsanların topluluk halinde bir arada bulunduğu tiyatro, sinema, gösteri merkezi, konser salonu gibi yerleri geçici olarak kapatıyor. Neden? Çünkü virüsü sosyal hareketlilik yayıyor. Sosyal hareketliliği azaltarak virüsün bulaşma riskini de ortadan kaldırabiliriz.
Tıpkı 200 kişiden 2’si virüs taşıyan bir toplumun sosyal hareketlilik similasyonunu gösteren yukarıdaki videonun açıkladığı gibi...
31. hasta gibi olma, tek 1 kişinin bile neleri değiştirebileceğinin farkında ol.
Gözden kaçırılan tek bir hasta bile yaşadığı şehri, hatta ülkeyi dönüşü olmayan bir yola sürükleyebilir. Tıpkı Güney Kore'deki 31. hasta vakasında olduğu gibi.
Durum şöyle gelişiyor: Güney Kore'de ilk 4 hafta boyunca Koronavirüs pozitif hasta sayısı 30'da kalıyor. Sonra birden çok hızla artıp 8 binlere çıkıyor. Bunun nasıl olduğunu araştıran yetkililer ise 31. hastanın hikayesini incelemeye karar veriyor.
31. hasta, 6 Şubat'ta bir trafik kazası geçiriyor ve hastaneye yatıyor. Hastaneden çıktıktan sonra 9 ve 16 Şubat'ta kilise ayinlerine katılıyor. Hastanın iki kilise ziyareti arasında 15 Şubat'ta ateşi çıktığı için doktorlar Koronavirüs testi yaptırmasını öneriyor. O ise yaptırmıyor ve 17'sinde durumu kötüleşince başka bir hastanede test oluyor ve sonuç pozitif çıkıyor.
Bu süre içinde 31. hasta katıldığı ayinlerde hastalığı binlerce kişiye bulaştırmış durumda. Zira ayinlere katıldığı Shincheonji Kilisesi ve çevresinden binlerce kişi devam eden günlerde hastaneye Koronavirüs belirtileriyle başvuruyorlar ve birçoğuna virüs bulaştığı da ortaya çıkmış oluyor.
Yani tek bir kişi bile her şeyi değiştiriyor. "Bana bir şey olmaz" deme, önlemini al ve binlerce insanın hayatını riske atma. Belki sana bir şey olmaz ama başkaları için aynı şey geçerli değil.
Alışverişini bilinçli bir şekilde yap, aşırıya kaçma, bir sen yoksun.
Kolonya stokları tükeniyor, market rafları boşalıyor, insanlar evine poşet poşet makarna, bakliyat, tuvalet kağıdı taşıyor. Oysa ki bu durumlarda alışverişi bilinçli bir şekilde yapmak, "stokçuluk" yapmamak da çok önemli bir mesele. Kısacası alım gücünüz kadar değil, ihtiyacınız olan kadar alın.
Çünkü acil durum alışverişinizi yaparken bir üründen onlarca paket almanız stokların tükenmesine sebep olmaktan başka hiçbir işe yaramayacak, aksine diğer insanların mağdur olmasına, uzun vadede de elinizde kalan ürünlerin bozulmasına yol açacak. Biliyoruz, tedbirler çerçevesinde markete öyle her ihtiyaçta gidip gelemiyoruz ama burada ihtiyacımız olanı kadar alıp diğerlerini de düşünmek, toplum sağlığını da tehdit etmemek gerekiyor.
Hijyen ürünleri üzerinden düşünelim: Birileri bulamadığında ve kendini dezenfekte edemediğinde virüsün yayılımına ister istemez yardım edecek. Toplumsal doğru, bireysel doğru kadar hatta belki daha fazla önemli.
Uzmanlar da her evde en fazla 14 günlük bir stok olmasının yeterli olduğunu söylüyor ve stok alışverişi yapanlara bunu öneriyor. Peki 14 günlük stok alışverişi yaparken neler almalı, onları nasıl saklamalı? Onun da detaylı açıklaması şu içeriğimizde: Sürekli Alışverişe Gitmemek İçin Bir Kez Makul Miktarda Alınabilecek Temel Besinler
Alışverişte aza kaçmak da mümkün, bu süreçte yemek yapamamak da. İnternetten siparişlerde de çözümler var unutma.
İnternetten market siparişi ya da yine internetten yemek siparişi vermek istediğinizde, sağlık ve hijyen açısından teması en aza indirmek mümkün.
Hastanelerin verimli bir şekilde çalışabilmesi için bilinçli hareket etmen gerektiğini unutma.
Her gün Koronavirüs ile ilgili doğru-yanlış birçok bilgi ediniyor, duyduklarınız nedeniyle zaman zaman paniğe kapılabiliyorsunuz, biliyoruz. Bunu hemen hemen hepimiz yaşıyoruz. "Öksürdüm, hasta mıyım acaba" ya da "Sanki başım ağrıyor, bana da virüs bulaşmış olmasın" gibi birçok fikir gün içinde aklınızı kurcalıyor olabilir.
Ama bu süreçte paniğe kapılmamak, evham yapmamak hem sizin ruh ve beden sağlığınız için hem de yetkililerin süreci daha doğru ve etkili bir şekilde yürütebilmesi için çok önemli. Özellikle şu an hastanelerin ve doktorların 7/24 mesai yaptığını unutmamalı ve sırf kendinizi hasta hissediyorsunuz diye hiçbir belirtiye sahip değilken test yaptırmayı talep etmemelisiniz. Bunun için mutlaka Sağlık Bakanlığı'nın duyurularını güncel olarak takip etmeli ve "Olası Vaka" tanımına uyan belirti ve şikayetleri göstermeniz halinde yetkililerle iletişime geçmelisiniz.
Şu an için "olası vaka" tanımında 3 farklı vaka tanıma ve yönetimi bilgisine yer veriliyor:
A
- Ateş ve akut solunum yolu hastalığı belirti ve bulgularından en az biri (öksürük ve solunum sıkıntısı)
- Klinik tablonun başka bir etiyoloji ile açıklanamaması
- Semptomların başlamasından önceki 14 gün içerisinde yurt dışında bulunma öyküsü
B
- Akut solunum yolu hastalığı belirti ve bulgularından en az biri (öksürük ve solunum sıkıntısı)
- Semptomların başlamasından önceki 14 gün içerisinde doğrulanmış COVID-19 vakası ile yakın temas eden
C
- Ateş ve ağır akut solunum yolu enfeksiyonu belirti ve bulgularından en az biri (öksürük ve solunum sıkıntısı)
- Hastanede yatış gerekliliği varlığı (Son 14 gün içinde gelişen akut solunum yolu infeksiyonu olan bir hastada, ateş, öksürük ve dispne, takipne, hipoksemi, hipotansiyon, akciğer görüntülemesinde yaygın radyolojik bulgu ve bilinç değişikliği nedeniyle hastaneye yatış gerekliliği)
- Klinik tablonun başka bir neden/hastalık ile açıklanamaması
Yukarıdaki açıklamalar Sağlık Bakanlığı tarafından düzenli olarak güncellendiğinden COVID-19 (SARS-CoV2 ENFEKSİYONU) REHBERİ'ni takip etmeyi unutmayın.
Gıda güvenliğine dikkat et, satın aldıklarını sağlıklı bir şekilde muhafaza et.
Koronavirüsten korunmak için evden elimizden geldiğince çıkmama kararı aldık, evde geçireceğimiz süre boyunca ihtiyacımız olacak temel besin maddelerini de temin ettik. Peki ya sonrası? O malzemeleri poşetlerin, çantaların içinde bırakmak olmaz tabii ki. Gıda güvenliği gereği mutlaka dikkat etmeniz gereken adımlar şöyle:
Aldığınız baklagiller ya da tahıl ve tahıl ürünleri plastik poşetlerin içindeyse onları plastik poşetlerinden çıkarıp cam kavanozların içine alabilirsiniz. Aynı şekilde onları güneş ışığı almayan, rutubetsiz, serin ve kuru alanlarda muhafaza etmelisiniz.
Konserveleri de üzerinde yazan talimatlara uygun şekilde serin ve nemsiz ortamlarda saklamalısınız.
Dondurulmuş gıdaları hiç vakit kaybetmeden dondurucunuza kaldırmalı, dondurucudan çıkarıp kullanmaya karar verdikten sonra ise buzları çözülen malzemeleri yeniden buzluğa atmamalısınız. Bunun için en baştan bir porsiyonda yiyeceğiniz miktarlarda paketlenmiş gıdaları tercih etmeniz de daha sağlıklı olacaktır. Son olarak şu yazımıza da mutlaka göz atmalı ve gıda güvenliği açısından temkinli davranmanız gerektiğini unutmamalısınız: Yiyecekler Daha Uzun Süre Nasıl Saklanır?
"Evdeki malzemeler bize yetmeyecek" diye panik yapma, az malzemeyle çok şey yapılabileceğini unutma.
Makul miktarda alışverişinizi yaptınız, eve gelip onları sağlıklı koşullarda saklamaya ve tüketmeye başladınız. Zaman içinde aklınıza "Bu malzemeler bize yetmeyecek, çıkıp daha çok stok yapmalıyım" gibi düşünceler gelebilir, özellikle sosyal medyada gördüğünüz boş market rafları gibi üzücü görüntüler bu kaygınızı tetikleyebilir. Ancak sürekli hatırlattığımız gibi bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilmek için lütfen ama lütfen panik yapmayın.
Uzmanlar bu süreçte evde en fazla 14 gün yetecek kadar gıda bulunmasının yeterli olacağını söylüyor. Çünkü virüsün kuluçka dönemi 2-14 gün arasında ve olası bir karantina durumunda dahi bu süre 14 gün oluyor. Yani sizi aylarca idare edecek kadar çok ürün almanıza hiç gerek yok.
Psikolojik olarak "Evde bir şey kalmadı" düşünceleri konusunda kendinizi rahatlatmak içinse az malzemeyle yapılabilecek besleyici ve doyurucu tariflere göz atabilirsiniz.
İlham vermesi adına birkaç listemizi şöyle bırakıyoruz, bu tarifleri de yine evdeki malzemelerinize göre çeşitlendirebilir, malzeme miktarlarını artırıp azaltabilirsiniz.
Az Malzeme Kullanarak da Ortaya Doyurucu Ana Yemekler Çıkarabileceğinizin Kanıtı 10 Pratik Tarif
Evde Olmayanların Yerine Geçip Hayat Kurtaran 15 Alternatif Malzeme
Az Malzeme Kullanarak Kısa Sürede Kolayca Yapabileceğiniz 10 Atıştırmalık Tarifi
Bu süreçte Yemek.com olarak herkese mutfakta mutlaka yardımcı olacağımızı bil, 7/24 soru sormaktan çekinme.
Az malzemeli birkaç listemizden söz edip gidecek değiliz tabii ki. Mutfakla, yemek yapmakla ilgili aklınıza takılan, içinden çıkamadığınız tüm sorularınızı bize 7 gün 24 saat çekinmeden iletebilirsiniz. Şeflerimiz başta olmak üzere tüm ekibimiz gelen mesajlara en kısa sürede dönüş sağlayacaktır.
Bunun yanında hazırladığımız tarif ve listelerimizde de şu sıralar evlerde daha çok bulunan malzemelere öncelik vereceğimizi belirtmek isteriz. Geçen yazdan kalan ve hep birlikte "kış hazırlığı" için yaptığımız mis gibi eriştelerimizi de birlikte lezzetlendirecek, çok doyurucu ve besleyici olduğu için su şıralar daha sık tercih edilen bakliyatlarla da hep birlikte çeşit çeşit yemek yapacağız.
Bizi bu süreçte sitemiz dahil buralardan takip edebilirsiniz: Yemek.com Facebook hesabı, Yemek.com Twitter hesabı, Yemek.com Instagram hesabı, Yemek.com YouTube kanalı.
Biz sizin için çalışmaya devam ediyoruz, hep birlikte bu süreci en bilinçli şekilde atlatacağız!
Stüdyoya girmiyor, ofise gitmiyor olabiliriz ama söz verdiğimiz gibi sizlerle yine aynı sofrada olabilmek için tariflerimizle buluşturmaya, evlerimizin mutfağından devam ediyoruz.
Evde bulunan malzemelerinizi en iyi şekilde değerlendirmenizi sağlayacak, her şeye rağmen mutfağınızdan mis kokuları eksik etmeyecek tariflerimizi hazırlıyoruz. Sizleri de kendiniz ve sevdiklerimizin sağlığı için bu önemli dönemde hep birlikte evde ama yine aynı sofrada kalmaya davet ediyoruz. #EvdeKal ve #EvdeKal mesajını herkesle paylaş.
Hep birlikte bu süreci en bilinçli ve en sağlıklı şekilde atlatabilmek dileğiyle!
Yorumlar
0