"Niceleri buna sevda dedi, aşk dedi, düş dedi, kimileri de böyle aşk olmaz unut dedi"
İzninizle bu şarkı sözlerini yılbaşı gecesine armağan etmek istiyoruz. Toplum olarak yılbaşını seviyor muyuz, olmasa iyi mi olur, yoksa iyi ki var mı tam emin değiliz.
Emin olduğumuz bir şey varsa o da bu geceyi kimle geçirmemeniz gerektiğidir.
Hayatında en az bir kere PowerTurk'e çıkmış birini dinleyerek geçirmek isteyenler
Ünlü bir şarkıcıyla birlikte yılbaşına girmezse, yeni yılda Solomon Cadıları tarafından lanetleneceklerini ve sahneden gelen "Kalbini mi kırdım oh iyi yaptım" seslerini Vine'a ya da Snapchat'e atmazsa mekandan atılacaklarını düşünürler. Yıl içinde mümkün olduğunca müzik kanallarından uzak tutulmaları gerekir.
Ortalama bir araba parasını bir gecede yeme sevdalıları
"Kürşatcan yine masayı donattı yeaa yerim" cümleleri içinde fix menü üstüne şişe açma savaşları yaşatırlar. Sabaha yalnız uyanmaları durumunda intihara eğilimleri artar. Mümkünse şu bir iki gün içinde başlarını bağlanmak gerekir.
Kuruyemişe haddinden fazla sorumluluk yükleyenler
İnsanı bir anda 40 yıl yaşlandıran, durduk yere bankada emekli maaşı yatmasına vesile olan halet-i ruhiyenin sebepleridirler. Bu yetenekleri de yalnızca bir cümlede gizlidir. Deneyelim isterseniz: "Alırız fındığımızı fıstığımızı, geçeriz televizyonun karşısına misler gibi... Oh..." Şimdiden gitti 10 yıl.
"Eğlence bile olsa sistemin dayattığı hiçbir şeyi kabul edemem " filozofları
Genellikle Kadıköy ve Cihangir civarında otururlar. Sofistike, spesifik, bohem, banel, mainstream en çok cümle içinde kullandıkları kelimelerdir ve bu kelimeleri kullanırken boyunlarında aniden bir fular belirir. Bir yandan dans edip bir yandan mojito'larını yudumlarken, ağızlarından "Herkesin eğlendiği bir gecede farklı olmam gerekir" sözleri duyulur. Olanı biteni ertesi gün anlatmamak gerekir.
"Yurt dışına uçmadan yeni yıla giremiyorum canım" pasaportcuları
Mayıs ayından itibaren ucuz bilet kovalama heyecanları başlar. Temmuz ayında otel rezervasyonlarını hallederler. Kasım gibi vize-pasaport bürokrasisinin peşine düşerler. 25 Aralık'tan sonra "Ah bir Schengen'im olsa" deyişleri arasında uçağa bindirirler. Bir tanıdık torpiliyle Hollanda vatandaşı falan yapılmaları gerekir.
Plansızcılar
Hala bir planları yok.
Aklının bir yanı 2 gün sonraki finalde olanlar
Feci halde öğrencidirler. Gittikleri mekanda, oturdukları sandalyede, içtikleri birada onlara her şey sınavı hatırlatır. Yılbaşı gecesi yer yer 'Öpmeseler bari' repliğini kullanmaları da hep bu yüzdendir. Ceplerine kopya kağıdı koyulup polise ihbar edilmeleri gerekir.
Aşırı dozda Amerikan filmine maruz kalmış şehir dışıcılar
"Bizim bir arkadaşın Şile'de evi var" (artık ne kadar şehir dışıysa) müjdesiyle birlikte aldıkları "Olum süper olacak Amerikan Pastası 9'u çekeriz valla" gazıyla soluğu en son 27 yıl önce ısınmış dağ evinde alırlar. Soğuktan eğleniyormuş gibi yapacak halleri dahi kalmaz. Mümkünse ellerine iki kutu antibiyotik tutuşturulup yola öyle çıkmaları sağlanır. Vazgeçmezler çünkü planlarından.
Dünyaya bir fikre karşı olmak için gelmiş fahri Rasim Ozan Kütahyalılar
Kendilerinin yılbaşı gecesinin dışında tüm dünyanın gecesiyle ilgilenirler. "Bu kadar eğlenecek ne vardı?", "Bir kere bizim kültürümüze bile ait değil", "Noel Baba diye bir şey yok ki" en güçlü silahlarıdır. "Ya aslında haklısın, bu adamlar hindiye de 'Turkey' diyorlar" şeklinde defansa geçip topu uzaklaştırmak gerekir.
Yeni yıla gereksiz heyecanlar eşliğinde girmeye niyetli İstiklal mücadelecileri
Yıllardır haber bile izlemedikleri düşünülür. İzliyorlarsa ve bilerek, isteyerek o hengamenin bir parçası olmak istiyorlarsa durum daha vahimdir. Yılbaşında metrobüs simulasyonu halini alan İstiklal Caddesi'nde zamanın kötü olduğu ve kollanması gereken organlar olduğu üzerine cümleler kurmaları işten bile değildir. Skype aracılığıyla daha önce yılbaşında İstiklal'de bulunmuş yabancı uyruklu bir arkadaşla konuşturulmaları gerekir.
Milli piyango çekilişi olmasa hiçbir yere girmeyecek hazine avcıları
20 Aralık'tan itibaren ağızlarından "Piyango bana bir çıksa Barbados senin Bora Bora adaları benim, çok pis gezerim" sözleri duyulmaya başlar. Yılbaşı gecesi 9'dan sonra, evde olduğu unutulan ve 15 dakikada bir fıs fıslayan Air Wick gibi "TRT'yi açsanıza çekiliş başladı mı bakalım" diyerek hayattan soğuturlar. Ertesi sabah ağızlarına yarım zeytinli poğaçayı sokmak suretiyle uyandırılarak gerçeklerin hatırlatılması gerekir.
Yeni yıldan Victoria's Secret defilesi dışında bir şey beklemeyen tok gönüllüler
Hazine avcılarının hala oğullarıdırlar. Yeni yıl hayalleri, tombalalar, çinkolar, alkol falan hiçbiri umurlarında olmaz. Fakat saat 11'den sonra ateş etmeye başlarlar. Kuvvetle muhtemel yayınlanacak Victoria's Secret defilesi açılıncaya kadar çalar saat gibi öterler. Ellerine bir adet Pirelli Takvimi tutuşturmak gerekir.
Bir geri sayımı daha kaçıracak erken 'veda' edenler
Ve maalesef yine yeni yeniden 11 buçukta uyudular.
Memlekette gezilmedik mekan bırakmamaya niyetli Instagram'ı esir alanlar
O gün bir aksilik olsa Instagram kapansa muhtemelen yeni yıla bile giremezler. Sıradan bir Cumartesi akşamının 8 katı kuvvetinde mekan gezerler. Her mekanda selfie çektirip çok eğlendiklerini gösterdikten sonra sessizce dağılırlar. Ellerine bir adet taşınabilir şarj aleti verip Nişantaşı'na salınmaları gerekir. (O paylaşım illa Instagram'a gelir)
Yorumlar
1